GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
29 Eylül 2023 Cuma 12:24

İzmir Basın Kampı'nda ''Medya ve örgütlülük'' konuşuldu...

Seferihisar’da düzenlenen 1. İzmir Basın Kampı’nda medyada örgütlenmenin önemi konuşuldu. ‘Medya ve Örgütlenme’ konulu, ‘Asla Yalnız Yürümeyeceksin’ etkinliğinde sektör koşullarının her geçen gün ağırlaştığına dikkat çekildi, birlik ve dayanışma vurgusu yapıldı.

Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği (BAMAD) tarafından, Seferihisar Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 1. İzmir Basın Kampı’nın ilk gününün ikinci etkinliği; ‘Medya ve Örgütlenme’ konulu, ‘Asla Yalnız Yürümeyeceksin’ başlığıyla gerçekleşen forum oldu. Moderatörlüğünü TGS İzmir Şube Başkanı Nil Kahramanoğlu'nun yaptığı etkinlikte Türkiye Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Gökhan Durmuş, İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Dilek Gappi ve Çağdaş Gazeteciler Derneği İzmir Temsilcisi Mustafa Akbaş konuşmacı olarak yer aldı.

"ÖRGÜTLENMEK ELZEM"

“Bu yol açılacak, başaracağız” sözleriyle konuşmasına başlayan Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç şunları söyledi:

“Örgütlülüğün çok elzem olduğunu düşünüyorum. Basın meslek örgütlerinin bir araya gelmesi, birbiriyle omuz omza vermesi, güç katması, ‘ben’ demeden ‘biz’ demeyi öğrenmesi çok değerli... Hayatım boyunca meslek örgütlerinin içinde oldum, örgütlülükten güç alıp mesleğe devam ettim. İsteklerimizi örgütlülükten güç alarak yaptırabiliyorduk. Ama sendikalar zamanla güç kaybetti, cemiyetlerde ‘sen-ben’ kavgası olmaya başladı, bunların olmasından büyük acı duysak da mücadeleye devam ettik. Son 10 yıldır Türkiye Basın Konseyi başkanıyım. Basın konseyi 2 alanda çalışıyor; medya özgürlüğünün savunucusu ve medya etik değerlerinin hayata geçmesi... Bir yıl önce sansür yasası çıkarılması aşamasında Ankara’da medya örgütlerinin ortak şemsiyesi altında birçok meslek örgütü direniş gösterdi ancak zaferle çıkamadık. Kafamızın üzerinde balyoz gibi sallanan o yasayı hep beraber yaşıyoruz. Ama örgütlülüğün sesini Meclis’ten hep beraber haykırdık. Örgütlülük olunca kendinizi yalnız hissetmiyorsunuz. Bizim yapmamız gereken; bu örgütlülükte mutlaka bu işe baş koyanların bir araya gelmesi...” 

"DAYANIŞMA İLE AŞILABİLİR"

Sorunların, örgütlenerek aşılabileceğini kaydeden Çağdaş Gazeteciler Derneği İzmir Temsilcisi Mustafa Akbaş şöyle konuştu:

“Böyle anlamlı bir etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Medyanın sorunlarını tam olarak tespit etmeden çözüm noktasında da doğru yol alamayız. En temel sorunlardan biri medyanın tekelleşmesi...  Gazetecilerin gazete patronluğunun dışına itilmesi ve başka insanların patron olması, bir süre sonra bu başka bir hal almaya başladı, çeşitli yöntemlerle siyasi baskılar çok arttı. 
Osmanlı’dan beri basının üzerinde baskı vardı ama 2000’li yıllarda pik yaptı, son yıllarda da fazlasıyla hissediyoruz. En temel sorunlardan biri de işsizlik... Medya sektöründe işsizlik çok üst safhalarda... Bizler her gün toplumun farklı kesimlerinin sorunlarını haber yapıyoruz ama sorunların en yakıcısını aslında kendimiz hissediyoruz. Bunun tek çözümü örgütlülük... Güçlü örgütler, dayanışma ve birliktelik ile bu sorunlar aşılabilir veya geriletilebilir.”



"YOL YOKSA YARATACAĞIZ"

Kampı düzenlediği için BAMAD’a teşekkür eden İGC Başkanı Dilek Gappi, örgütlü yapılara sahip çıkılması gerektiğini vurguladı. Gappi, şunları kaydetti:

“Her zaman çuvaldızı kendimize batırmaktan yanayım. Sorunları biliyoruz, çözüm önerilerini konuşacağız ama meselemiz bir yerde düğümlenmeye başladı. Asıl sorunumuz hakikat sorunu olmaya başladı. Belki de bütün örgütlerin yapması gerekenler, bu hakikat sorunun yeniden nasıl aşabiliriz bunu konuşmaktan geçiyor.  Bir yol yoksa yaratacağız. Hangi erk olursa olsun erkler gerçeği söylemez, söyleyemez. Gerçekler ve sonuçlar arasındaki uçurumları kim ortaya koyacak? Gazeteciler koyacak. Hangi güçle? Örgütlerle... Yol değil de güç arayışına ihtiyacımız var. Örgütlü yapıların kıymetini ne kadar biliyoruz? Var olan baskıya karşı dik durabilmek kolay değil. Bunun yolu çalışmaktan geçer, kendi sözünün nereye dayanacağını bilmekten geçer, örgütlü yapılara güç vermekten geçer. Türkiye’deki örgütlü yapıların portresine bakmak gerek; federasyon, konfederasyon, cemiyetler... O kadar çok bölünmüşlük var ki... Yeniden organize olmak, yeniden örgütlü yapılara ne istediğimizi bilerek sahip çıkmak gerektiğini söylüyoruz. Gazeteci arkadaşlarımız direniyor ama sendikalaşma oranı giderek düşüyor. Dayanışma noktasında, alternatif modeller üretme noktasında sıkıntılarımız var. Çözüm noktasında sadece tespitlerimizi vurgulamanın ötesine geçmek gerekiyor. Gücümüzü, yaptığımız mesleğin demokrasinin tezahürü olmasından bulacağız. Demokrasiyi sağlayan en önemli güç basın olmaya devam edecektir.”

"SENDİKALAŞMA ARTMALI"

Türkiye’de medya sektörünün dönüşümü ve geldiği noktaya dair değerlendirmelerde bulunan TGS Genel Başkanı Gökhan Durmuş, “Türkiye’de medyada işveren yapısının değişmesiyle, asıl işi medya dışında işler olan patronların sektöre girmesiyle dönüşüm başladı. 1990 öncesinde, medya sektörünün ortalama yüzde 70 üzeri örgütlülüğünden bahsediyorduk. Sendikaların tasfiye edilmesiyle yapının değişimi ile birlikte bireycilik sektörde etkin bir hale getirildi. Her gazeteci daha önce omuz omuza yürüdüğü arkadaşını kendine rakip olarak görmeye başladı. Biz burada kaybetmeye başladık. AKP iktidara geldiğinde bambaşka bir şey başladı. Sendikalaşmaya yönelim olmaması için sektör şartları iyiydi. Ancak sendika ortadan kalktıkça haklar git gide budanmaya başladı. 1963’te çıkan kanunun gazetecilere tanıdığı birçok koruyucu madde ortadan kaldırıldı, sektörde sendika yok edildi. Son 4-5 yıldır, sendikanın sektörde etkin olduğu dönemlerde çalışan gazeteciler emekli oldu, artık genç ve yeni bir kuşak var. Güvencesiz, düşük ücretli ve sendikasız çalışıyorlar. Sektörde şu an çoğu gazetecinin maaşı asgari ücret veya biraz üstünde... Kendini geliştirmeye bile parası olmayan gazeteciler çalışıyor sektörde... Basın İlan Kurumu’ndan gelecek parayı cebine atmak isteyen patronların türemesine izin vermek bizim en büyük hatamız... Gazetecinin para kazandığı ve gelecek kaygısından uzaklaştığı bir yapı oluşması gerekiyor. Bu yüzden sendikalaşmanın artması gerekiyor. Genç kuşak bunu yapmak durumunda... Bu tabloyu değiştiremezlerse sektörden kopacaklar. Değiştirmeleri için de sendikalaşması gerekiyor. O yüzden son dönemde sendikalaşma konusunda yukarıya doğru bir ivme var” ifadelerini kullandı.

KAZANILAN BİR DİRENİŞ

Haftalar süren Sputnik Türkiye grevine de değinen Durmuş, sendikalaşmanın öneminin altını çizdi. Durmuş,
“Sputnik’te grev devam ediyor ama onlar yolu buldular ve çıktılar aslında... Bitiş çizgisine ulaşamaya çalışıyorlar, kazanılan bir direniş orası... Şubat ayında başladığımız müzakere sürecinde genel duygu, ‘İmzalanacak zaten, ne istiyoruz ki’ idi. Ama orada olay para değil sendikal güvence... İşverenin ayak dirediği konu da sendikal güvence... Çünkü çalışan, güvenli gördüğü sendikasıyla birlikte hareket etmekten vazgeçmedi. İşveren ısrar etti, para teklif etti ama sonuç alamadı. Sonuç alınanlar da oldu ama onlar, yol arkadaşlarını yolda bırakanlar, bu meslekte hep yol arkadaşını yolda bırakan, grev kırıcılar olarak anılacak. Sendikalaşmadığımız sürece, patronların karşısında birlikte durmadığımız sürece bu sektör batacak”  açıklamalarında bulundu. (İZGAZETE)