GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
7 Mart 2020 Cumartesi 15:56

İzmir 'Barış'lar için ses verdi...

Erişimi engellenen Odatv'nin Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, haber müdürü Barış Terkoğlu ile muhabir Hülya Kılınç'ın tutuklanmasına İzmir'den güçlü bir tepki geldi. Çağdaş Gazeteciler Derneği İzmir Temsilciliği'nin düzenlediği etkinlikte gazetecilerin serbest bırakılması için hükümete çağrı yapıldı. Konuşmacılardan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, "Tutuklamalar hukuka, basın özgürlüğüne ve insan haklarına indirilmiş bir darbedir" dedi

SONKALEİZMİR-Odatv Genel Yayın Yönetmeli Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve muhabir Hülya Kılınç'ın tutuklanıp, odatv.com'a da erişim engeli getirilmesine İzmir'den güçlü bir tepki  geldi. Çağdaş Gazeteciler Derneği İzmir Temsilciliği'nin düzenlediği etkinlikte tutuklu gazetecilerin derhal serbest bırakılması için hükümete çağrı yapıldı. 
Konak Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinliğe CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, ÇGD İzmir temsilcisi Mustafa Akbaş, İzmir Barosu eski Başkanı Aydın Özcan, Odatv yazarı Muzaffer Ayhan Kara, Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şube Başkanı Halil İbrahim Hüner ve Odatv muhabiri Gamze İşler konuşmacı olarak katıldı. Etkinliği CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, CHP İzmir eski milletvekili Musa Çam ve HDP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Mahfuz Güleryüz ile çok sayıda davetli de izledi.


SERTEL: "HUKUKA İNDİRİLMİŞ DARBEDİR"
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Odatv'ye 2011 yılında yapılan operasyonları hatırlatırken, "Fetullah Gülen ile işbirliği yaparak 200 civarında gazetecinin tutuklandığı dönemleri yakından takip ettik. O dönem Silivri'ye defalarca giderek arkadaşlarımıza destek olduk. Korku imparatorluğu yaratmak ve diktatörlüğü kabul ettirmek amacıyla uzunca süre siyasi baskı ve zulüm yaptılar, devam ediyorlar. 14 Şubat 2011'de sabah saat 6.00'da Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'ın evine girdiler. Editör olan Ayhan Bozkurt da vardı. Gazetecilerin bilgisayarlarına, hard disklerine, her şeylerine el koydular. O dönem Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun da başkanıydım. O zaman ne dediysem şimdi de aynısını söylüyorum. Bu tutuklamalar hukuka, basın özgürlüğüne ve insan haklarına indirilmiş bir darbedir" diye konuştu.


"VİCDANLARI YARALAYAN BİR DURUM"
ÇGD İzmir Temsilcisi Mustafa Akbaş, gazetecilere yönelik tehdit, baskı ve şiddetin yanı sıra hukuk devletinin askıya alındığını düşündürten keyfi, hasmane uygulamalar nedeniyle böyle bir tepki koyma gereği duyduklarını belirtirken, "İyice kökleşen ve yaygınlaşan bu durumun halkın haber alma hakkına da büyük darbe vurduğu aşikar. İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri elde etmek. İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgelerin ele geçirilmesine sebebiyet vermek. İstihbarat ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek gibi suçlar yöneltiliyor. Ortada vicdanları yaralayan açık ve net bir durum var. Bu haber, gizli bir belgenin, bilginin ifşası değildir. Hatta hatta alenileşmiş bir durumun, dikkatli bir şekilde haberleştirilmesidir. Hükümete buradan sesleniyoruz.
Özgürlüğünü elinden aldığınız gazeteci arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Erişim engeli gibi hukuksuz uygulamalardan vazgeçilmesini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

METASTAZ KİTABI VURGUSU
Odatv yazarı Muzaffer Ayhan Kara ise Barış Pehlivan ile Barış Terkoğlu'nun yazarı olduğu Metastaz kitabına dikkat çekti. Ayhan, "Bu arkadaşlar Türkiye'yi sallayan Metastaz'ı yazdı. Devletteki tarikat yapılanmasını, FETÖ'nün renklendirme operasyonunu ve FETÖ borsasını açığa çıkardı. Herkesin gözünü açtı. Siz zannediyor musunuz ki sadece MİT haberinden dolayı tutuklandılar. Bu yaşananlar deli dumrul kanunudur. Ülkemizde hukuğun ne haline geldiğini, ayaklar altına alındığını ve paçavraya dönüştürüldüğünü gösteren bir durumdur. MİT haberi bir bahanedir. Tıpkı FETÖ dönemindeki gibi yandaş basın ve troller 'Bunlar niye tutuklanmıyor' diye iklim oluşturuyorlar. Sonra bu iklimin gereğini yerine getiriyorlar. FETÖ döneminde bile Odatv kapatılmamıştı. Bu Odatv'ye yönelik bir operasyon değil, Türkiye'nin aydınlık geleceğine yöneliktir" yorumunu yaptı.  
SUÇ TEŞKİL EDEN DURUM YOK
İzmir Barosu eski Başkanı Aydın Özcan da ortada bir hukuksuzluk olduğunu dile getirirken, "Gazeteci arkadaşlarla ilgili kaçma niyetini gösteren somut bir delil yok. Ortada suç teşkil eden, tutuklanmaya gerekçe oluşturabilecek bir durum yok. Bu kararlar hukukun ülkemizde geldiği kötü noktayı gösteriyor" dedi. Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şube Başkanı Halil İbrahim Hüner, "30 yıl önce Çetin Emeç'i katlettiler. Rahmetle anıyorum. 1980 sonrası kendilerine muhalif gördükleri gazetecileri öldürüyorlardı. Baktılar ki gazeteciler bitmiyor. Hapse atalım dediler. Sadece geçen hafta 20 gazeteciyi gözaltına aldılar. Kötü durumdayız ama yılmayacağız. Gazetecilik suç değildir. Özgür gazeteciler hiçbir zaman bitmeyecek. Atatürk'ün sözü ile bitirmek istiyorum. Basınla ilgili her sorunun çözümü yine basın özgürlüğü temelinde yatar.." dedi. Odatv muhabiri Gamze İşler ise, "Odatv'de çalışmaktan gurur duyuyorum. Hepimiz biliyoruz ki doğruyu yazanı ve doğrudan yana olanı, gerçekleri söyleyeni sevmiyorlar. Adalete hukuka sığmayan şekilde cezalandırmaya çalıyorlar. Gazetecilik suç değildir. Odatv'ye Barış Terkoğlu'na ve Barış Pehlivan'a özgürlük istiyoruz" dedi. 


BAYIR: HERKES CESARETLİ OLMALI
Etkinlikte söz alan CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, "Bu yaşananları iktidarın sadece basın ve medyaya yönelik operasyonu olarak görürsek hata yaparız. AKP vatandaşa da örgütlenmesinler diye gözdağı veriyor. 'Hakim savcı karşısına çıkarırsak sustururuz' diye düşünüyorlar. Vatandaş, 'Biz düşüncemizi paylaşamayacak mıyız?' diye soruyor. 5 yıldır milletvekiliyim. Dokunulmazlık zırhına da güvenmemek lazım. Ancak vatandaş bizim mesajlarımızı paylaşırsa suç değil. Korku imparatorluğunu yıkabilmek için toplumun cesaretli olması gerek. Herkes kenara çekilirse olmaz. Bu zaten AKP'nin istediği şey" dedi.
HDP Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Mahfuz Güleryüz ise toplumun tüm muhalif kesimlerini dayanışma ve ortak mücadeleye çağırdı.