GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
21 Ocak 2021 Perşembe 13:57

Irkçı saldırı suçlaması isyan ettirdi... KOL KANAT GERDİK, İYİLİK YAPTIK ÜSTÜNE DAYAK YEDİK!

İzmir Bayraklı Gümüşpala'da Suriyeli ailenin ırkçı saldırıya uğradığı ve mahalleli tarafından linç edildiği iddialarının altından bambaşka bir hikaye çıktı. Suriyeli ailenin şikayetçi olduğu üst komşu Nuran Aslan, "Yıllardır bu insanlara kol kanat geriyoruz, yardımcı oluyoruz. Gül gibi o 3 küçük çocuklarına acıdığım için evlerindeki eşyaları bile ben verdim. Belediyelerden topladım. Fırıncıdan ekmek ve erzak temin ettim. Ama iyilik yaptık kötülük bulduk. Polis çağırdım diye bizi dövdüler" dedi.

Olay, önceki gün akşamüzeri, Bayraklı'nın Gümüşpala semti Nafiz Gürman Mahallesi'nde yaşandı. Suriyeli bir ailenin gürültü yüzünden çıkan tartışmanın ardından üst komşuları ve diğer mahalle sakinleri tarafından linç edildiği, öldüresiye dövülen aile fertlerinden Muhammet Savaş'ın kafatasının çatladığı ve Torbalı'daki Özel Medifema Hastanesi'nde tedaviye alındığı iddiaları gündeme geldi. Suriyeli Munip Ali adlı kullanıcı tarafından olay yerinde çekilip sosyal medyaya yüklenen ve kısa sürede yayılan 1 dakika 37 saniyelik görüntünün ardından ise birçok kesimden "Suriyeli mültecilere yönelik şiddete ve ırkçılığa hayır" tepkileri yükseldi. EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Üstün Reinart da birer açıklama yaparak "ırkçı saldırı" olarak niteledikleri olayı kınadı.

(Fotoğrafta: Yaralı Suriyeli komşu) 

İYİLİK YAPTIK KÖTÜLÜK BULDUK, ÜSTÜNE DAYAK YEDİK

Ancak, Suriyeli ailenin ırkçı saldırıya uğradığı ve mahalleli tarafından linç edildiği iddialarının altından bambaşka bir hikaye çıktı. Nafiz Gürman Mahallesi'nde incelemelerde bulunan SONKALE'ye konuşan Suriyeli ailenin üst komşuları "ırkçılık" ve "linç" iddialarına isyan etti.

(Fotoğrafta: Nuran Aslan)

Bir devlet okulunda hizmetli olarak çalışan, 3 çocuk annesi, 55 yaşındaki Nuran Aslan, şunları söyledi:

"Biz Kars Sarıkamışlı, Kürt kökenli bir aileyiz. 28 yıldır burada, kirada oturuyoruz. Alt kattaki Suriyeli komşularımız ise yaklaşık 3 yıldır buradalar. Hatta, onlara evlerini bile ben kiraladım. Ev sahibi hiç ilgilenmedi. Sonrasında fakirliklerine ve ülkelerini terk etmiş oluşlarına üzüldüğümüz için hangi belediye yardım dağıtıyorsa, hepsini toplayıp onlara getirdik. En çok da o gül gibi 3 çocuklarına acıdığımız için elimizden ne geliyorsa yaptık. Mahalledeki fırından ekmek ve erzak temin ettik. Gidip sorabilirsiniz. Hatta evlerinin koltuklarını, masasını, sandalyesini, birçok eşyasını bile biz verdik. Ama onlar bir türlü bize ve mahalleye rahat, huzur vermediler. İyilik yaptık, kötülük bulduk. Üstüne bir de dayak yedik."

(Fotoğrafta: Olay yeri)

KUMAR OYNUYORLARDI, GİREN ÇIKAN BELLİ DEĞİLDİ

Aslan, olay günü ve öncesini ise şöyle anlattı:

"Komşunun karısı Şehriban sürekli dayak yiyordu. Gürültüleri bize kadar geliyordu. Kaç kez benden yardım istedi. Bakın cep telefonumda bile attığı mesajlar duruyor. Evlerine birçok erkek girip çıkıyordu. Avluda nargile içiyorlardı. Şehriban'a 'kızım bu adamlar kim, ne işleri var' diye sorduğumda 'abla iskambil oynuyorlar' diyordu. Gece yarılarına, sabaha karşı bile bağıra çağıra bir şeyler yapıyorlardı. Biz artık kolay kolay balkona çıkmıyorduk. Günahlarını almak istemiyorum ama kumar, fuhuş var gibiydi. Olayların olduğu günden bir gün önce de gece saat 04.00'te alt kattan kavga sesleri geliyordu. Şehriban beni aradı. 'Abla ne olur polisi ara bunlar birbirini öldürdü' dedi. Ben de aradım polisi. Şehriban'ın eşine de mesaj attım 'polise haber verdim' diye. Evdeki adamlar kumar malzemeleriyle birlikte kaçtı gitti. Ama polis gelip 'ne oluyor' diye sorduğunda Şehriban, her şeyi inkar etti. ‘Yalan söylüyor komşum’ dedi çıktı işin içinden... Hatta polisler bile şahittir. İsterseniz karakoldaki polislere de sorabilirsiniz. Polis de çekti gitti. Biz çok şaşırdık. Sonraki gün de ben ikindi namazı kılıyordum. Yine aşağıdan kavga sesleri geliyordu. Bir sürü adam sesi vardı. 'Amar Amar' diye bağırıyorlardı. Şehriban yine beni aradı. Hatta mesaj da attı. 'Abla ne olur polise haber ver, bu sefer gerçekleri atlatacağım' dedi. Ama bu kez de eşim bana kızdı. Bırak ne halleri varsa görsünler dedi. Merak edip balkona çıktım. Bir sürü erkek sesi vardı yine. Balkondaki perdeyi 'ne oluyor' burada diye sıyırınca, avluda ağzındaki kanları koluyla silen bir adam gördüm. Sonra bir anda bizim balkonun kenarındaki saksı aşağıya düştü. Adamın sırtına doğru bir yere geldi. Ama adam zaten dayak yemiş kanlar içindeydi. Şehriban'a bir şey oldu diye avluya indiğimde ise kapıyı açıp koşarak 3-4 adam çıktı. Üzerine saksı düşen adam da 'sen bizi nasıl polise şikayet edersin kahbike' diyerek gözüme yumruk vurdu. Arkamdan gelen şeker hastası eşimi ve küçük oğlumu da benimle birlikte darp ettiler. Hatta kaçamayayım diye avlunun kapısını da tahtayla sıkıştırdılar. Boynuma çamaşır ipi dolayıp dövdüler. Oğlumun koluna fırçanın sapıyla vurdular. Sonra karşı tarafta cenazeye gelenler, kapı sürgülü olduğu için duvardan atlayıp bizi kurtardı."

(Fotoğrafta: Olay yeri)

BU NASIL LİNÇ: BİZDEN 3, ONLARDAN 1 KİŞİ YARALI

Başlarına geleni polise de anlattıklarını ve Suriyeli komşularından şikayetçi olduklarını söyleyen Nuran Aslan, sözlerin şöyle sürdürdü:

"Vücudumun her tarafı mosmor. Parmağım kesik, sol gözümde yumruk darbesi var. Eşimin vücudu sıyrıklar içinde. Oğlumun (Özgür Ufuk) kolu çıkık, kas yırtığı var. Ameliyat olması gerekiyor. Çocuk daha yeni fabrikaya işe girmişti, 1 ay rapor yollamak zorunda kaldı. İşinden de oldu. Darp raporlarımız var. Sağlımızdan ve işlerimizden olduk. Üstüne bir de ırkçı damgası yemek büyük haksızlık. Biz nasıl ırkçı olabiliriz! Yıllardır burada bir sürü Suriyeli komşumuz oldu. Bizi burada herkes tanır. Onlara ne yardımlar yaptığımı da herkes bilir. O küçük çocuklar için kendimi paraladım. Şimdi bize bu iftirayı atanları, bu haksızlığı yapanları Allah'a havale ediyorum. Linç diyorlar ya.. Bu nasıl linç! Onlardan bir yaralı var. Biz 3 kişi yaralandık. Böyle linç mi olur?"

(Fotoğrafta: Komşu Faik Yılmaz)

EZİLEN EZİLENİ EZER Mİ?

Yan taraftaki gecekonduda oturan Faik Yılmaz da Suriyeli aileden dert yandı. Tuncelili Kürt kökenli olduklarını ve 30 yıldır bu mahallede oturduklarını anlatan Yılmaz, "Irkçılık, linç ne demek? Bizler zaten ezilmiş insanlarız. Hiç ezilenler ezilenleri ezer mi? Söylenenlerin hepsi yalan. Bu Suriyeli aile mahallede büyük rahatsızlık yaratıyordu. Gece sabaha kadar gürültülerinden kimse uyuyamıyordu. Kumar oynuyorlardı, kavga ediyorlardı" diye konuştu.

(Fotoğrafta: Muhtar Hüseyin Doğan)

MAHALLEDE 3 BİNDEN FAZLA SURİYELİ VAR

Nafiz Gürman Mahallesi Muhtarı Hüseyin Doğan da ırkçılık iddialarına tepki gösterdi. Muhtar Doğan, "Biz bu aileye her zaman yardım ediyorduk. Ama evde çok gürültü yapıyorlardı. İnsanları huzursuz ediyorlardı. Bu olayın ırkçılıkla filan alakası yok kesinlikle. Bizim yaklaşık 20 bin nüfusumuz var. Bunun en az 3 bini Suriyeli. Bugüne kadar, ufak tefek ikili münakaşanın haricinde böyle bir olay yaşanmadı. Sosyal medyada orda burada kışkırtıcılık yapanları kınıyorum. İnsanlarımız zaten işsizlikten, pandemi yüzünden borçlu, stresli, gergin. Aslı astarı olmayan iddialarla araya nifak sokmanın kimseye faydası yok" dedi.

(Fotoğrafta: İYİ Partili İlay Aksoy)

EMEP GENEL BAŞKANINA TEPKİ

Irkçı saldırı iddiaları sosyal medyayı da karıştırdı. "Suriyeli mültecilere ırkçı saldırıyı kınıyoruz" deyip üyelerine "tutum geliştirmeleri" çağrısında bulunan EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz'e İYİ Parti Kurucular Kurulu Üyesi İlay Aksoy'dan tepki geldi. Sosyal medyadan "Siz gazeteci ve parti genel başkanısınız. Ben bu olayı araştırdım, siz niye gerçeği öğrenmediniz? Peki Suriyeli kadının defalarca kocası tarafından dövüldüğünü ve Türk komşusundan polisi aramasını istediğini de size söylediler mi? 'TUTUM' derken nasıl yani?" diyerek Akdeniz'e yüklenen İYİ Partili Aksoy, SONKALE'ye ise şunları söyledi:

"Bu haber çok hızlı bir şekilde yayıldı. Yabancı haber sitelerine de düştü. Özellikle Arap sitelerine... Ve Türklerin çok ırkçı olduğu, Suriyelilere saldırdığı yönünde köpürtüldü. Bu beni çok rahatsız etti. Gerçek nedir diye araştırma ihtiyacı duydum. Çünkü bu Münip Ali, daha önce de birkaç sefer sahte haberler servis etmişti. Ben de her seferinde bunu deşifre etmiştim. Bu haberin de aynı şekilde bunların anlattığı gibi olmadığını öğrendim. Muhtarla, üst kattaki komşuyla, muhtarın aracılığıyla Suriyelilerle, emniyet ve polisle, avukatlarla görüştüm. Olayın çok farklı bir şekilde cereyan ettiği tutanaklara da yansıdı zaten. Bu tür provokasyonlar hepimiz için çok tehlikeli. Bir siyasi partinin genel başkanı da bu tür işlere alet olmamalı. Daha dikkatli tavır takınmalı."

SORUŞTURMA SÜRÜYOR

Bu arada, tarafların karşılıklı birbirlerinden şikayetçi olduğu olayla ilgili polis soruşturması sürüyor. Torbalı'daki Özel Medifema Hastanesi'nde tedavisi süren, kafatası çatlak ve ağır yaralı olduğu belirtilen Muhammet Savaş'ın sağlık durumuna ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadı.