GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
17 Haziran 2025 Salı 15:58

İmamoğlu ve arkadaşlarının aileleri "Dayanışma Platformu" kurdu

Dilek İmamoğlu, gazetecilerden gelen, “Siz, yaklaşık 10 gün önce Emine Erdoğan'a da seslenmiştiniz toplumsal vicdan açısından özellikle annelik ve kadınlık vurgusuyla. Kendisinden bir dönüş oldu mu” sorusuna da yanıt verdi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik operasyonlarda tutuklanan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ve tutuklu İBB'lilerin aileleri "Dayanışma Platformu" kurdu. İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu da 'Ekrem İmamoğlu'na Özgürlük' imza kampanyasına aktif katılım sağlama kararı aldı.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, seçilmiş İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yakın çalışma arkadaşlarının aileleri, ‘Dayanışma Platformu’ kurdu.

"KADINLARA BU İŞKENCE ÇEKTİRİLMESİN"

Dilek İmamoğlu, “Siz, yaklaşık 10 gün önce Emine Erdoğan'a da seslenmiştiniz toplumsal vicdan açısından özellikle annelik ve kadınlık vurgusuyla. Kendisinden bir dönüş oldu mu” sorusuna, şu yanıtı verdi:

“Çağrımı olumlu bulanlar oldu, olumsuz bulanlar oldu. Çok fazla tepki gösterenler oldu. Ama ben hepsini anlayabiliyorum. Daha çok olumsuz bulanları daha çok anlayabiliyorum. Onların baktığı pencereden bakıyorum ve haklı olduklarını da düşünüyorum gerçekten. Çünkü hukukun, adaletin ve yargının işlediği, özellikle yargının bağımsız olduğu bir ülkede, herhangi bir kişiye böyle bir mektup yazılması, gerçekten bir üçüncü dünya ülkesi göstergesi.

Adalet işlesin ve bağımsız yargı işlesin diye mücadele ediyoruz ama bari kadınlara bu işkence çektirilmesin.”

"EMİNE HANIM'A YAPTIĞIM ÇAĞRI DUYGUSAL BİR ÇAĞRIYDI"

“Emine Hanım'a yaptığım çağrı, bir kadın ve bir anne olarak yaptığım, duygusal bir çağrıydı. Elbette ki biz biliyoruz, yargı bağımsız işlemeli. Ama şu anda yargı, bağımsız değil. Bağımsız olması için mücadele ediyoruz. Yargı, şu anda birkaç kişinin iki dudağının arasında işliyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Bunu inkar etmek, şu andaki Türkiye'de bu yaşanan süreci inkar etmektir. Çağrıya cevap gelirse, çok memnun oluruz. İçerideki kadınlar adına, tüm kadınlar adına çok memnun oluruz. Çünkü, bu sokaktaki kadınların da aslında aynı anda bir sesi. Cevap verilsin ya da verilmesin, ben çağrımı yaptım, karşı tarafın vicdanına teslim ettim.”

İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti:

-19 Mart sonrası devam eden operasyonlarla onlarca insan, haksız ve hukuksuz bir biçimde tutuklandı. Delilsiz iddialar, gizli tanıklar, iftiralar ile insanları ailelerinden, sevdiklerinden ayırıyorlar. Ağızlarından iftiralar alabilmek için ailelerinden uzak, farklı illerdeki cezaevlerine sevk ediyorlar.

-Tüm bunların sebebinin siyasi olduğu çok açık. Büyük bir kötülükle mücadele ediyoruz. Bizler, 3 aydır sevdiklerimizden ayrıyız. Bayramlarımızı onlarla birlikte geçiremedik. Her günü bir yanımız eksik yaşıyoruz. İçeride tutuklu olanlar, bir yandan kendi sıkıntılarıyla uğraşırken bir yandan da akılları dışarıdaki ailelerinde… Özellikle tutuklu kadınlar ve anneler büyük zorluk yaşıyorlar.

"ARTIK TUTUKLULARIN YAKINLARINA DA ZULMEDECEK RADDEYE ULAŞTILAR"

-Bazı tutuklu kadınları farklı şehirlerdeki cezaevlerine naklettiler. Çok kötü şartlarda, bileklerini sıkan kelepçelerle, daracık araçlarda saatler süren yolculuklara çıkardılar. Yerlerde yatırdılar. Kilometrelerce uzaktaki cezaevlerinde avukatları, aileleri, çocuklarıyla görüşmeleri çok daha güç hale geldi. Artık tutukluların yakınlarına da zulmedecek raddeye ulaştılar. Ama tüm milletimiz bunu çok iyi görüyor.

“BU KAMPANYANIN TEK ÖZNESİ EKREM İMAMOĞLU DEĞİL”

-Bugün burada; bu ortak acıyı dayanışmayla iyileştirebilmek, yalnız olmadığımızı birbirimize hissettirebilmek için, tutukluların aileleriyle birlikte bir ‘dayanışma platformunun’ ilk adımını atıyoruz. Bu platform, yalnızca acılarımızı paylaşacağımız değil; adalet mücadelemizi omuz omuza sürdüreceğimiz, sesimize ses katacağımız, umutlarımızı büyüteceğimiz bir birliktelik olacak. Süreç, en başından beri sadece İBB’nin, CHP’nin meselesi olmadı. Halkın vicdanının, ahlakının, adalet anlayışının meselesi oldu.

-Ekrem İmamoğlu’na özgürlük ve erken seçim imza kampanyası da bu mücadelenin çok önemli bir parçası. Milletimiz; bu kampanyaya imza atarak haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe karşı olduğunu ortaya koyuyor. İktidara, ‘benim irademe darbe vuramazsın’ diyor. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu hatırlatıyor. O nedenle bu kampanya, siyasi bir kampanya değil. Bu kampanyanın tek öznesi Ekrem İmamoğlu da değil. Bu kampanyanın öznesi Türkiye Cumhuriyeti’ni, çocuklarımızın geleceğini korumak isteyen; demokrasiden yana olan herkestir. Bu kritik hedefte, özveriyle çalışarak imza toplayan CHP örgütünün tüm emekçilerine milletimiz adına teşekkür ediyorum. İmza veren tüm yurttaşlarımıza şükranlarımı sunuyorum.”

“ATILAN HER İMZA, ‘ZULME ARTIK SON VERİN’ DEMEKTİR”

-Ben de bugün itibariyle birer dayanışma noktası olan ‘İmamoğlu’na Özgürlük’ stantlarımızda hemşehrilerimizle buluşacağım. Onlara, haksızlık ve hukuksuzlukları bire bir anlatacağım. Tüm yurttaşlarımızı, vicdanın sesi olmaya stantlarımıza davet ediyorum. Atılan her imza, ‘zulme artık son verin’ demektir. Millet büyüktür. Hiçbir güç, bir arada duran ve haksızlığa karşı mücadele eden bir milleti yenemez.

-Türkiye Cumhuriyeti’ni, milletin iradesini korumak için verdiğimiz mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Var gücümüzle çalışacağız. Gençlerin, kadınların güçlü sesi, emekçilerin mücadelesi, emeklilerin dirayetiyle, vicdanlı insanların dualarıyla; halkın desteğiyle bu karanlık günleri aşacağız. Çocukların, gençlerin geleceğe ümitle baktığı; hiç kimsenin suçsuz yere hapislerde yatmadığı bir ülkeyi bizler var edeceğiz. Sizlere Ekrem’in en sıcak selamlarını ve sevgilerini sunuyorum. Morali iyi, sağlığı yerinde. Her zamankinden daha da büyük bir inançla çalışmaya devam ediyor. Yakın zamanda yeniden sizlerle buluşacağından ve her şeyin çok güzel olacağından hiçbir şüphesi yok.Emekleriniz için bir kez daha teşekkür ediyorum, ayağınıza taş değmesin.