İstanbulluların günlerdir itiraz etmek için önünde uzun kuyruklar oluşturduğu Beşiktaş'taki Çevre ve Şehircilik İstanbul İl Müdürlüğü'ne İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da giderek itiraz hakkını kullandı. İtiraz dilekçesini sunmadan önce açıklama yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye tarihinde ilk defa insanların bir projeye şiddetle karşı çıktığını vurgulayarak Cumhurbaşkanı'na seslendi.
İmamoğlu “Bunu görmemezlikten gelmek mümkün mü? Böyle bir şey olmaz. Ben uykusuz geceler yaşıyorum. Kanal İstanbul benim uykularımı kaçırıyor. Bu şehrin uykularını kaçırıyor. Öyle konuyu bulandırmaya gerek yok. Üçüncü köprüyü kim istemedi örneğin? Niye istemediniz o zaman? Niye ‘ihanet' diye yorumladınız? Sayın Cumhurbaşkanı'na inanın bu sözünü hatırlatmak isterim. Niçin, hangi duygularla? Doğayı savunmadınız mı? O zaman savundunuz, bugün neredesiniz? Ya bunları hep birlikte konuşsak… Davet edin; gelelim, konuşalım, anlatalım” dedi.
9-10 OCAK'TA KANAL İSTANBUL ÇALIŞTAYI
İmamoğlu İstanbul'da 7- 8 Ocak'ta İstanbul'un suyunu, 9-10 Ocak'ta da Kanal İstanbul'u konuşmak üzere çalıştay düzenleyeceklerini duyurdu. Başkan İmamoğlu, çalıştaya Kanal İstanbul projesi ile ilgili olumlu düşünenlerinin de davet edildiğini söyleyerek şunları söyledi: *Gelsinler anlatsınlar kanalı. Konuşuyoruz ama bir başka arkadaşımız ‘bazı projeler eror verebilir' diyor. Diyelim ki 2050 yılına kadar su sorunu yok dediğimiz bir kentin barajı yaklaşık 6 yıldır bitirilemiyor. Bir baraj bir baraj… Yani Melen'deki bir baraj bitirilemiyor.
*600 -700 milyonluk ödenek önce çıkarılamadı şimdi inşallah çıkarılacak. Bizim uyarılarımızdan sonra. Niye? 2020'nin bütçe darlığından dolayı. Şimdi inşallah öncelik verilip çıkarılacak.
SÜREÇ USULE AYKIRI
İmamoğlu, ÇED raporuna itiraz sürerken Kanal İstanbul projesinin çevresine kurulacak “Yenişehir” için 1/100 binlik Çevre Düzeni Planı'nda değişiklik yapılmasına da tepki gösterdi.
Sürecin uygun işlemediğini belirten İmamoğlu “Dün de çevre planı askıya çıktı. Süreç çok da usulü uygun yürümüyor. Baktığınızda önce plan askıya çıkar. Sonra projeye göre bir ÇED raporu uygulanır. Her şey apar topar. Bizim derdimiz bu güzel memleketin, coğrafyanın iyiliklerle buluşması güzelliklerle buluşması, zarar görmemesi. Örneğin çevre planı düzeni dediğiniz aslında bir uzlaşma metnidir. Yani toplumsal bir uzlaşmadır. Kapalı kapılar ardında yapılmaz. Hele hele 1/ 100 binlik plan bir anayasa gibidir. En üst perdeden bir plan düzenidir” dedi.
İmamoğlu bu plan değişikliğine de itiraz edeceklerini açıkladı.
“DÜNYANIN HİÇBİR YERİNDE BÖYLE UYGULAMA OLMAZ”
Bu plandan kimsenin haberi olmadığına dikkat çeken İmamoğlu “Odaların sivil toplum kuruluşlarının üniversitelerin kimin haberi var? Hiç kimsenin haberi yok. Yani dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulamaz. Bu anlayış yanlıştır. Bu işin içinde olanlar bu işi hazırlayanlar onların bile çocuklarının torunlarının geleceği için ben şu anda itirazda bulunuyorum” diye konuştu.
İmamoğlu, yeni askıya çıkan “Yenişehir” planında 4-5 Esenyurt büyüklüğünde alanın konut yerleşimine ayrıldığına dikkat çekerek “Kimi kandırıyorsunuz? Havaalanında ‘Airport City' diye tanıtımlar yapılıyor. Havaalanının kalan kısmında da bir milyonluk şehir mi düşünüyorsunuz? Ya da daha önce açıkladığımız gibi Anadolu yakasında ve Avrupa yakasında kuzeyde iki şehir düşünüyorsunuz? Ya ne yapıyorsunuz?. İstanbul'da şu anda 1 milyon boş konut var. Zaten konut stoku dolu zaten bu şehir betona boğulmuş durumda” dedi.
HANGİ BELEDİYE BAŞKANI ÇAĞRILDI?
Projenin 2011 yılından beri gündemde olduğunu hatırlatan İmamoğlu şunları söyledi:
*Benim 5 yılım bu şehrin kanala en yakın ilçelerin bir tanesinde belediye başkanlığıyla geçti. Nereye çağırıldım? Bir yere mi davet edildim? Benim dışımda bir belediye başkanı bir yere mi davet edildi mi? Bir bilgi paylaşıldı mı? Bir şey mi soruldu, geçelim vatandaşı.
*Bu şehrin 39 ilçesinde 2011 yılından beri belediye başkanlığını yapan arkadaşlarımız var. Hangi partiden olursa olsun bir yere mi çağrıldı? Bakın vicdanlara sesleniyorum akla bilime sesleniyorum.
*Ahlâka sesleniyorum. Bu süreç o partinin bu partinin süreci değil konuştuğumuz mevzu tümüyle toplumsal bir mevzu. Bu ülkenin geleceği ile ilgili bir mevzu. Ya iki kıta tarifliyoruz bir tanesi Asya bir tanesi Avrupa. Ortaya çıkaracağımız şeyine olacak? Hangi kıta olacak?
BAŞKA BİR KONUDA BENİ YERDEN YERE VURUN AMA…
“Bu bir siyasi tartışma değildir” diyen İmamoğlu şöyle devam etti:
*Siyasi abluka altında köşe yazısı yazmak, TV'de konuşmak, bunları bir kenara koyalım. Bir başka konuda beni yerden yere vurun. Ama bu başka bir konu. Bu sizin çocuklarınızın, torunlarınızın konusu. Bizim konumuz değil. Bu şehrin geleceği. Herkes evine gittiğinde söylediklerini çocuğunun, torunun gözlerinin içine baka baka bir daha gözden geçirsin.
*Bu güzel şehrin, güzel insanlarımın, 16 milyon vatansever vatandaşımızın, 82 milyon vatansever yurttaşımızın haklarını korumak adına Kanal İstanbul'un ÇED Raporu'na itiraza geldim. Bu süreci sonuna kadar takip edeceğim. Hukuksal zeminde sürecin nasıl değiştiğini ve nasıl değişeceğini, bütün hukuki mücadelemizi kol kola, akılla ve bilimle, birilerini düşündüğü gibi yüksek sesle değil, had bildirerek değil. O işler geçti, kimse duymuyor, kimseye tesir etmiyor. Ama güzel cümleler tesir ediyor.
*Varsa anlatmak istediğiniz, güzel cümleler kurarak akılla, bilimle anlatın. Talimatla anlatmayın. Kimseyi de korkutmuyor. Öyle, ‘Ben bilirim, ben yaparım, isteseniz de istemeseniz de' cümlelerinin hiçbiri geçmiyor. Her ilçenin Bağcıların, Gaziosmanpaşa'nın, Ümraniye'nin, Sultanbeyli'nin, Küçükçekmece'nin Arnavutköy'ün köylerinin, varoşlarının, nerede yaşıyor olursa olsun herkesin ekmeğinin, havasının, suyunun, maneviyatının, mezarlarının, geçmişinin, bütün her şeyinin haklarını savunuyoruz. Onun için buradayız.
METROLARDA BİLGİLENDİRME DEVAM EDECEK
Toplu taşıma araçlarındaki ekranlarda Kanal İstanbul ile ilgili yayınlara yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine de İmamoğlu şunları söyledi;
*Metrolardaki yayınlara devam edeceğiz. Daha çok bilgi sahibi yapacağız. Ben belediye başkanıyım. Toplumu bilgilendiriyorum. Bilgi alma hakkına saygı duyarak onların bilgi almasını sağlıyorum. Keşke 8 senedir bu işi evirip çeviren insanlar, tek bir sayfa akılla, bilimle bir şey sunsaydı.
*Ne gördünüz Kanal İstanbul ile ilgili? Ne var aklınızda? 70-80 katlı binaların olduğu çizgi film var. Başka bir şey yok. Bir de yatlar, villalar, hatta saraylar var. Bu millet, kat, yat, saray istemiyor. 80 katlı bina hiç istemiyor.
*Bu millet ne istiyor buluyor musunuz? İş, aş, ekmek, eğitim. Bakın milletin çocukları okullarında okuyamıyor diye zoraki satışlar yapılıyor. Özel okullar kapatılıyor. Bütün bu sorunlar varken, bakın yurtdışı ile ilişkilerimizdeki sorunlarımız, bütün bu sorunlar varken, bu şehri ve bu ülkeyi Kanal İstanbul ile meşgul etmek devlet adamlığına sığmıyor. Biz bu bilgileri vermeye devam edeceğiz.
İTİRAZ DİLEKÇESİ
İmamoğlu daha sonra itiraz dilekçesini sunmak üzere Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü binasına girdi. İmamoğlu'na Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat ve partililer eşlik etti. İmamoğlu'nun sunduğu dilekçede şu ifadeler yer aldı:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve İstanbul'da ikamet eden bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, İstanbul ili, Küçükçekmece Gölü – Sazlıdre Barajı – Terkos Gölü doğusunu takip eden güzergahta yaklaşık 45 kilometre uzunlukta, 20,75 metre derinlikte ve 275 metre genişlikte bir Kanal açılması için hazırlanan projeye ilişkin hazırlanan ÇED raporuna itiraz ediyorum. Kanal İstanbul'un tümüyle ortadan kaldıracağı tarım alanları, mera alanları, orman alanları, su havzaları, yeraltı suları, gölet alanları, denizi, flora ve fauna, kıyı alanları, sit alanları ortada iken, söz konusu rapor, bu denli büyük bir çevresel tahribat yaratacak projeye ilişkin yeterli bir değerlendirme, etki analizi ve koruma programı sunmamakta, sunması da mümkün gözükmemektedir. İstanbul'u son derece yaşanmaz hale getirecek bu proje ile milyarlarca liralık kamu kaynağının, istihdam oluşturmak, devletin vatandaşa sunması gereken sağlık ve eğitim gibi temel hizmetleri geliştirmek, depreme karşı İstanbul'u hazır hale getirmek gibi halkın öncelikli ihtiyaçlarına aktarılmak yerine plansız ve programsız bir biçimde harcanmasının önü açılmıştır. Geleceğe umutla bakan bir İstanbul'da yaşama taleplerini ortadan kaldıran bir projenin hayata geçirilmesine bu kadim şehrin Belediye Başkanı olarak sessiz kalmam mümkün görülemez. Sonuç olarak Anayasal yetkilerimi kullanarak Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 1. maddesinin 4. Fıkrası çerçevesinde ÇED Raporuna itiraz ediyor, proje için ÇED Olumsuz Kararı verilmesin talep ediyorum.” (SÖZCÜ)