İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, koronavirüs tedavisinin ardından ilk iş olarak 6.6 büyüklüğünde depremin yaşandığı İzmir'e gitti. İmamoğlu, ziyaretlerinin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'le ortak açıklama yaptı. Deprem Konseyi'ni önemsediklerini belirten İmamoğlu, "İşin içinde herkesin olmasını önemsiyoruz. Bu işin partisi, siyaseti yok. Ülkemizin birinci meselesi depremdir. Bugün bir virüsle mücadele ediyoruz. Bu bir gün geçecek ama deprem vardı var olacak. Bu yüzden boş gündemlerle şehirlerimizi ve insanımızı yormaya kimsenin hakkı yok" dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de “Ekrem Başkanıma ve tüm çalışma arkadaşlarına İzmir adına minnettarız. İyi ki varlar iyi ki bu yardım elini uzattılar" dedi.
(Fotoğraf:AA)
İBB Başkanı İmamoğlu, sabah saatlerinde makamında ziyaret ettiği İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile birlikte Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’ndaki çadır kenti ziyaret etti. Burada depremzedelerle sohbet eden başkanlar daha sonra Buz Sporları Salonu’nun önünde ortak basın açıklaması yaptı.
TUNÇ SOYER: BİRLİKTE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ
İlk konuşmayı yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Sayın Ekrem Başkanımız hasta yatağından kalktığı gibi buraya geldi. Deprem olduğu andan itibaren bize büyük destekleri oldu. O nedenle başta Ekrem Başkanıma ve tüm çalışma arkadaşlarına İzmir adına minnettarız. İyi ki varlar iyi ki bu yardım elini uzattılar. Bundan sonrasında da yapacağımız çalışmalarda yaşadığımız şehrin daha güvenli bir hale gelebilmesi için birlikte çalışamaya devam edeceğiz. Hem yasal mevzuatla hem de birlikte çalışarak ortadan kaldıracağımız engellerde hep birlikte olacağız” dedi.
(Fotoğraf:AA)
İMAMOĞLU: ÜSTÜN BİR DAYANIŞMA SERGİLENDİ
Depremin Türkiye gerçeği olduğunu ve bununla yüzleşilmek zorunda olduğunun altını çizen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ise şunları söyledi: "Her an bu İstanbul'un ya da herhangi bir yerin başına gelebilir. Biz biliyoruz ki, o zaman bizim yanımızda olacak kıymetli kurumlarımız, değerli yöneticilerimiz var. Bunlardan bir tanesi de İzmir Büyükşehir Belediyesi ve kıymetli Tunç Başkanımız. Ben İzmir depremini, Covid ile mücadele sırasında hastanede yaşadım diyebilirim. Depremi de hissettim. Her an başkanımız ile kontak halindeydik. Tüm imkanlarımızı İzmir'e, İzmir'deki vatandaşlarımıza katkı sunmak adına seferber ettik. Büyükşehir belediyemiz, devletimizin bütün kademeleri, AFAD ve birçok kurum, gönüllüler, STK'lar burada. Gerçekten böyle üstün bir dayanışmayı görmek gelecek adına umutlu olmamız gerektiğinin göstergesi. Bu süreci iyi organize eden, iyi koordine eden Tunç başkanımıza teşekkür ediyorum.
"BİZ DEPREMİ KONUŞMALIYIZ"
(Fotoğraf:AA)
(Fotoğraf:AA)
Ben işin başka bir boyutuna da değinmek zorundayım. Biz depremi konuşmalı, sorgulamalı ve çözüm bulmalıyız. Bilmeliyiz deprem doğanın bir gerçeği. İnsanı öldüren şey deprem değil, yine insanın kendi eliyle yaptığı yapılar. Bizim, afet öncesi ve afet sonrası diye konuştuğumuz iki durum var. Şu an afet sonrasındayız, yaraları sarıyoruz ama giden geri gelmiyor. İnsanlarımız ölüyor. Aynı zamanda mal kaybı da yaşıyoruz. İstanbul depremi, özellikle büyük deprem Türkiye'nin bağımsızlık sorunudur. Hem ekonomik olarak, hem can kaybı hem de bize kaybettireceği motivasyon kaybı olarak. Bizim afet öncesini, afet sonrasından çok daha fazla ele almamız lazım.
"BU İŞLER YERELDEN YÖNETİLMELİ"
Bu işler çok dağınık olmamalı, yerelden yönetilmeli. İçinde herkes olmalı. Depremden önce yapısal sorunu çözmek lazım çünkü. Çevre ve Şehircilik Bakanı ile en yakın zamanda görüşüp bu konuyu ele almalıyız. Bir kanun tasarısının üzerinde hep beraber çalışmalıyız. Şu an yok hükmünde kanunlar var. Derhal bu konutları, insanlara mezar olacak değil yaşam anlamında teminat olacak yuvalara dönüştürmeliyiz. Yoksa depremin ardından insanlara 'siz de sağlam evlerde oturun' demenin hiçbir anlam ifade etmediğini siz de biliyorsunuz.
"110 YILDA KAÇ TANE DEPREM YAŞAYACAK BU ÜLKE?"
5 Kasım'da Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı sayıyı vereyim size, '18 yılda 975 bin bina yaptık TOKİ eliyle' diyor. Ardından açıklama yapıyor '6 milyon 750 bin güçlendirilmesi gereken bina daha var Türkiye'de'. Bu rakama baktığınız zaman ne lazım bize biliyor musunuz? -18 yıllık performansı ele aldığımız zaman- Bir 110 yıl daha. 110 yılda kaç tane deprem yaşayacak bu ülke?"
"BU İŞİN SİYASETİ YOK"
Deprem Konseyi meselesini önemsiyoruz. İşin içinde herkesin olmasını önemsiyoruz. Bu işin partisi, siyaseti, görüşü yok. Bir araya gelmekten korkmayacak hiç kimse. Depremi konuşacaksak o masaya oturamayacak siyasetçi var mı yok. Bu işin partisi yok. Bir araya geleceğiz. Hiç kimse bir araya gelmekten korkmayacak. Ülkemizin birinci meselesi depremdir. Bugün bir virüsle mücadele ediyoruz. Bu bir gün geçecek ama deprem vardı var olacak. Bu yüzden boş gündemlerle şehirlerimizi ve insanımızı yormaya kimsenin hakkı yok. Bir tane boş gündem söyleyeyim. Kanal İstanbul mesela. Yapılmaması için bin tane sebep söylüyoruz ama yapılması için bir sebep söyleyen yok. İzmir’de canımız yanmış İstanbul’da diken üstündeyiz ama hala Kanal İstanbul… Bu ülkeyi boş gündemle yormaya kimsenin hakkı yok. Afet var ama bir insanımızın burnu bile kanamasın. Çocuklarımızın umutları asla kırılmasın. Güzel İzmir'de güzel günlerde buluşmak üzere." (ANKA)