SONKALEİZMİR- İzmir 2. İdare Mahkemesi, tarım arazilerine ve çevreye ciddi ölçüde zarar veren, yurttaşların tepkisini çeken Urla'nın Zeytinler ve Uzunkuyu köyleri arasında kurulu balık işleme tesisine ilave "balık silajı, balık yağı ve balık unu üretim tesisi" için İzmir Valiliği'nin verdiği "ÇED gerekli değildir" kararının yürütmesini durdurmuştu. Esas hakkındaki kararını da açıklayan mahkeme, kurutulmuş kılçık, kafatasları ve balık atıklarının öğütme prosesi sırasında oluşacak toz ve partiküllere işaret etti. Mahkeme, çıkacak tozun büyük solunum rahatsızlıklarına yol açacağını, özellikle işçilerde akciğer kanserini ve KOAH gibi hastalıkları tetikleyeceğini vurguladı. Tesisin filtre sisteminin yetersiz ve ilkel olduğunu belirten mahkeme, çok yakında bulunan mesken, zeytinlik ve tarımsal alanların da bundan olumsuz etkileneceğine dikkat çekti.
ÖNLEMLER ALINMAMIŞ
Mahkeme kararında, tesiste kullanılacak asitlerin de son derece tehlikeli olduğuna işaret edilirken, "Balık atıklarındaki nütriyentler (azot, fosfat) ile amonyak ve sülflir gazı emisyonu için önlemler alınmamış olduğu, atıklar için uygun arıtma altematiflerinin olmadığı ve tasarım detaylarının evsel atık ve atık suların, katı atıkların ve tehlikeli katı atıkların bertaraf yöntemleri ile ilgili uygun tasarım kriterlerinin alınmadığı, oluşacak toz, koku, partikül emisyonu için gerekli önlemlerin alınmadığı, başka bir değişle tüm çevresel etkilerin minimizasyonu ile ilgili tedbirlerin alınmadığı görüldüğünden söz konusu proje ile ilgili verilen ÇED Gerekli Değildir kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır" denildi.
KARAR SON DERECE ÖNEMLİ
Böylece, 2009 yılında sadece iki parselde faaliyet yürütmesi onaylanan ve mevzi imar planına dayanarak çalıştırılmaya başlayan tesisin büyütülmesi planına "dur" denilmiş oldu. Çevreye yaydığı kötü koku, sinek ve denize dökülen dereyi kirlettiği eleştirilerine hedef olan tesise ilişkin karar Urla köylüsünü sevindirdi. Tesise yönelik hukuki mücadeleyi başlatan Batı Urla Köyleri Çevre Koruma, Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği'nin avukatı Şehrazat Mercan, "Urla’nın ve Yarımada’nın gelişimi, kırsal turizm ve tarıma bağlıdır. Endüstriyel ve kirletici tesisler ile kalkınma hedefi yoktur. Bu nedenle, denizlerimizde orkinos ve balık çiftliklerine, kıyılarımızda ve karada bunların işleneceği ya da işlenmekte olduğu tesislere asla ÇED Gerekli Değildir, ÇED Olumlu veya plan izin onay işlemleri verilmemelidir. Bu açıdan Zeytinler ve Uzunkuyu balık tesisine karşı davada alınan bu karar son derece önemlidir" dedi.
İKİ KÖYÜN ARASINDA
Daha önce tepkilerini dile getiren Batı Urla Köyleri Derneği Başkanı Aşkın Yaka, "Tesis iki köyün tam ortasında bulunuyor. Zamanında zaten uygunsuz bir şekilde verilen bir kararla, bu sanayi tesisi köylerimizin, yaşam alanlarımızın ortasına konuşlandırılmış. Bu akıl alır gibi değil. Yaydığı, kötü koku ve kirliliğin yanı sıra konutların arasından her gün onlarca mal getirip götüren kamyon geçiyor. Bu akla aykırı bir durum. Mahkeme en azından tesisin büyütülmesine izin vermemiş. Sevindirici bir karar. Hukuken haklılığımızın görülmesi güzel" demişti.
KAMYONLAR ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKE...
Urla Belediyesi CHP'li Meclis Üyesi Meltem Bodrumlu ise "Yurttaşlar haber vermese bu tesisin büyütülmesi kararını ruhumuz bile duymayacaktı. Sessiz sedasız buraya o tesisi kuracaklardı. Tesis, koku ve çevreye verdiği rahatsızlığının yanı sıra halk sağlığı açısından da ciddi sorunlar yaratıyor. Çünkü burası bir ova, çökelti yani... Tesisten yayılan koku tamamen ovaya çöküyor. Ayrıca hemen yakınında 152 çocuğun eğitim gördüğü Uzunkuyu Köyü İlköğretim Okulu var. Gelip geçen kamyonlar büyük risk teşkil ediyor. Karar bizi sevindirdi" ifadelerini kullanmıştı.
ASİTLE PARÇALAYACAKLARDI
Geçen yıl Urla köylülerinin eylem yapıp tepkisini dile getirdiği "balık atığı işleme, balık silajı ile balık yağı ve balık unu üretim tesisi"nde günde 60 ton, yılda 18 bin ton balık atığı işlenmesi planlanıyordu. Projenin tanıtım dosyasında, balık atıklarına asit ilave edilerek balığın sıvılaştırılmasının sağlanacağı bilgisi yer alıyordu. Slaj yapımında ise organik asit kullanılacağı, bunun için de formik asitin tercih edileceği belirtiliyordu. Tesisten çıkacak günlük 32 metreküp atıksuyun ise arıtıldıktan sonra DSİ’nin onay vereceği en yakın dere yatağına bırakılacağı ileri sürülüyordu.