GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
17 Eylül 2025 Çarşamba 19:32

İZPA'dan yurttaşlara çalışma raporu...

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay “İz’in Peşinde Kentin İçinde” sergisi kapmasında İZPA’ın kentte yürüttüğü çalışmaları yurttaşlar ile paylaştığı buluşmaya katıldı. İzmir’in dinamiklerine uygun bir planlama ajansın kurulduğunu belirtenTugay, “Ben İzmir’in duyarlılığına, bilgeliğine inanarak biraz güven talep ediyorum. Kişisel olarak bana değil ama belediyede beraber çalıştığımız arkadaşlarımıza, hocalarımıza, onlar gerçekten İzmir’i, dünyayı seven, yaşama saygı duyan insanlar" dedi

Türkü ERBİL/SONKALEİZMİR- İzmir Planlama Ajansı (İZPA) kuruluşuyla beraber hayata geçirdiği çalışmaları anlatan bir basın toplantısı gerçekleştirdi. “İz’in Peşinde Kentin İçinde” sergisi kapsamında hayata geçirilen buluşmaya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İZPA Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu, İZPA bürokratları ve basın mensupları katıldı.

İZPA Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu, İZPA’nın hayata geçirdiği çalışmaları aktardı.

“AJANSIN ÜÇ PRENSİBİ VAR”

Basında üreterek yer almak istediklerin altını çizen Velibeyoğlu, “Planlama ajansının üç prensibi var, veriye ve bilgiye dayalı çalışma. Bu anlamda da İZPA doğru bilgiye ulaşma kanalı olarak kullanmanızı rica ediyoruz. İkinci konu ise katılımcılık. Yaptığınız her işi mutlaka katılımcılarla birlikte çeşitli seviyelerde, insanların görüşünü alarak yapıyoruz. Üçüncüsü de etki yaratmak. Yaptığımız her işin mutlaka bir sonuca ulaşması lazım. Bu anlamda çalışmalarımızın da bazı örnekleri sergi içinde yer alıyor” ifadelerini kullandı.

“KENTİN ELLİ YILINA BAKARAK GELİŞTİRİLDİ”

Bir diğer prensibin ise kentin geleceğine bakmak olduğunun altını çizen Velibeyoğlu, “İlk çalışmalarımız kentin elli yılına bakarak geliştirildi çünkü gelecek bugünden başlıyor. Bugün attığımız ilk adım gelecek elli yılın nasıl geçeceğine dair bir işaret. Bir 2030 hedefimiz var, iklim değişikliği ve buna dair etkiler… Bunlar hayatımızın önemli bir parçası. 2054’te ise kentimizin planlarından oluşacak. 2074 yani 50 yıllık gelecek ise bizim için bir pusula. Yaptığımız her işe  üç ufuk üzerinden bakmaya çalıştık” diye konuştu.

“DEPREM ÖNE ÇIKTI”

“İz’in Peşinde Kentin İçinde” sergisinin 10 gün içerisinde 15 bin ziyaretçiyi ağırladığının altını çizen Velibeyoğlu, “Ekranlarda QR kod paylaştık be bir anket koyduk. Katılımcılar anketi yanıtladılar. Aynı zamanda interaktif bölümlerimiz oldu. Burada X yaşam alanlarımız nasıl olması gerektiğine ilgili bir çalışma oldu. Kentimizde nelerle mücadele etmemiz gerektiğini sorduğumuzda iklim kriziyle mücadele önemli bir konu olarak karşımıza gelmişti. Bunun için çalışmalar yürüteceğiz. Gelecek sektörleri sorduk, turizm ve kültürel mirasçılık öne çıkmış. Bunlar kentin kodlarına işlenmiş şeyler şaşırtıcı değil. Ayrıca İZPA’nın önümüzdeki dönem hangi işlere bakması gerektiğini de sorduk. Cevaplardan deprem öne çıktı. Bunun ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Bu alanların önce kalitesini geliştirmeyi sonra deprem çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tarım ve yapay zeka da aynı şekilde öne çıkmış” ifadelerini kullandı.

“İZMİR’İN DİNAMİKLERİNE UYGUN PLANLAMA AJANSI”

İZPA’nın nasıl ortaya çıktığını aktaran İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “ Dedik ki “İzmir’de biraz İstanbul Planlama Ajansı’ndan esinlendiğimiz ama İzmir’in dinamiklerini uygun bir planlama ajansı yapalım” benim kendimi en şanslı hissettiğin konulardan biri böyle bir hocanın desteğiyle böyle bir fikri geliştiriyor olmak. Ben kendisinin varlığıyla onur duyduğumu söylemek isterim” diye konuştu.

“HER ŞEYİ HEMEN FEDA ETMEYELİM”

İZPA’nın çalışmalarını değerlendiren Tugay, “Bunların hepsine ayrı ayrı baktığınız zaman bir akademik yıla sığacak şeyler. Bunun için gerçekten teşekkür ederim sağ olun. Bir konuda karar vereceğiz. Katılımcılık insanlara sunulduğunda insanlar inanmadıkları söylüyorlar. Herkes oturduğu yerden inanmamakla meşgul. Konumuz ve yaşım gereği bunu söylemeye hakkım olduğunu düşüyorum, eğer herkes uzaktan dedikodu yapıp şikayet ederek seyirci pozisyonunda kalırsa iyi bir şey olmaz. İyi bir şey yapıldığında onu görüp takdir de etmek gerekiyor. Kimse bundan asla rahatsız olmasın. Herkes çok mükemmel bir kamu yönetici kamu çalışanı olamayabilir ama herkes iyi ve doğruyu takdir etmek, anlamak zorunda. Çünkü ben çalışmasam, bir çalışmazsak birileri çalışır ve onların işin de takdir etmek gerekir. Geçen sene Yamanlar yangını çıkmıştı, belediye başkanıyken ben de oraya ellerimle ağaç diktim. O yangın o ağaçların bir kısmına da zarar verdi. Üzüntümü dile getirirken dedim ki “Ağaçların bazıları geri getirilebilir mi acaba?” Bakıyorsunuz yeşil duruyor ama orman mühendisleri olmaz diyor. İnanın dediler ki “Yanan her ağaç ölür”. Hayır dedim böyle olmamalı, bunların bazılarını yoğun bakıma yollayalım ve hayata döndürelim. İstanbul’dan, İzmir’den bir sürü hocalar, gönüllü arkadaşlarımız geldi. Eğitim aldılar, eğitim verdiler. Her bir ağaca tek tek bakıldı yaşama ihtimali olan ağaçlarla ilgili çalışma yapıldı. O ağaçların bir kısmı ölmedi ve yaşıyor. Biz buradan neyi anlatmak istedik? “Her şeyi hemen feda etmeyelim” dedik. Bilen insanlara, bilgiye bilime yaklaştık Oradan katkı almaya çalıştık. Bu çalışmaların her biri kimi maddi olarak kimi kaynakların verimli olarak kullanılması anlamında kimi de yapılan hataların görülmesi anlamında kimi coğrafi planlamayı doğru yapmak anlamında bir şeyler öğretiyor. Hepimize aslında doğru çalışma yönteminin ne dolduğunu gösteriyor. Doğru çalışma yöntemi oturup dedikodu yapmak değildir” ifadelerini kullandı.

“ÇÜNKÜ SAMİMİYİZ

Tugay açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü:

“Dünya lazımsa bize, sizlere, sonraki nesillere tek yol bilgiye sığınmak. Bilen, bilgi sahibi olan insanlara önce sahip çıkmayı saygı duymayı ve destek olmayı öğreneceğiz. Şu an da olduğu gibi tahminler üzerine değil rakamlar üzerine çıkan verilerle stratejiler belirleyeceğiz. Tüm bu süreçlerde başarılıysak mutlaka iyi bir sonuç alırız. Hoşgörü ve gönüllere hoş gelen laflar etmek güzel ama sorunu çözemedikten sonra bir anlamı yok. Kabul eden vardır etmeyen vardır. Biz bu dönem şehrimizi bilgi sahibi deneyim sahibi insanlarla beraber yönetmeye çalışıyoruz. Bunun önemli olduğunu çünkü sadece kendi aramızda dar bir kadroyla bir şeyler yapmaya çalışmanın bize bir şeyler getirmeyeceğini düşünüyoruz. Bu nedenle konseyler kurarak yönetiyoruz. Nitelikli istihdam için kurslar açıyoruz ve bu kurslar üzerinden işe alım yapacağımızı söylüyoruz. Çünkü samimiyiz. Ben İzmir’in duyarlılıklarına, bilgeliğin inanarak biraz güven talep ediyorum. Kişisel olarak bana değil ama belediyede beraber çalıştığımız arkadaşlarımıza, hocalarımıza, onlar gerçekten İzmir’i dünyayı seven, yaşama saygı duyan insanlar. İzmir’in huzurunu, tadını, keyfini arıyoruz. Onun var olduğunu biliyoruz ve o güzelliklerin tekrar her şeyi en iyi şekilde hissetmesini sağlamak için çalışıyoruz. Böyle bir şehirde yaşayan insanın bu dünyanın en duyarlı, huzurlu insanları olması lazım. Bunun için çöplerin temizlenmesi lazım, yolların yapılması lazım hepsini diyen olacak ama şuna da bakmak lazım. Çöpleri toplayınca herkes iyi oluyor mu? Sorunlar bitmiyor. Mutlaka bir yerlerde bir şeyler istemeden de olsa sorun olacak. İnşallah geçen sürenin sonunda bir şeyleri beraber değiştirdiğimiz zaman da iyi ki yapmışız diyebiliriz.”