GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
26 Temmuz 2020 Pazar 14:42

İYİ Partili Çıray: O makamı hemen boşaltsın!

Diyanet İşleri Başkanı’nın Ayasofya Camii’nde örtülü olarak Atatürk’e lânet okuduğunu söyleyen İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Milli Güvenlik Politikaları Başkanı Aytun Çıray, flaş bir çıkış yaptı. Ali Erbaş'ın yeni açıklamalarına da tepki gösteren Çıray, "Mugalata (yanıltmaca) yapıyor... Sayın Erbaş’ın mugalata yerine yapması gereken şey lâyık olmadığı cumhuriyet Türkiye’si makamını boşaltmasıdır. Kurucusuna kurtarıcısına ‘lânet’ okuyan hayır etmez çünkü!" ifadelerini kullandı.

“Ayasofya’nın camii veya müze olarak kullanılıp kullanılmayacağı kararını vermek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şüphesiz egemenlik hakkıdır. Devleti yönetenler Rusya Devlet Başkanı’na da bazı garantiler vererek bu egemenlik hakkımızı kullanmışlardır. Bu hakkın kullanılmasından ve zaten cami olan ve beş vakit ezan okunup namaz kılınan Ayasofya’nın ana binasının da ibadete açılması kimseyi rahatsız etmemiştir. Tartışma konumuz o değildir. Nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede bundan sadece manevi haz duyulur. Ancak 24 Temmuz gününde yaşananlar siyasi semboller açısından bir bütün olarak değerlendirilmelidir” diyen Çıray, sözlerini şöyle sürdürdü:

 “O gün aynı zamanda egemen Türkiye’nin kuruluş senedi olan, Ayasofya camii hakkında egemenlik hakkımızı kullanmamızı sağlayan Lozan Antlaşması’nın imzalanmasının yıldönümüdür ve bu anlamda 24 Temmuz gününün anlamı yok farz edilmiş, Anıtkabir ilâçlanıyor bahanesi ile kapatılmıştır.”

 ERBAŞ MUGALATA YAPIYOR

 Aytun Çıray, Erbaş’ın Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan’a yaptığı açıklamayı eleştirerek, “Sayın Erbaş bir köşe yazarına yaptığı açıklamasında; ‘Vakıf malı dokunulmazdır, dokunanı yakar; vâkıfın şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar’ ifadesiyle, ‘Sadece Ayasofya’yı değil tüm vakıf mallarını kastettim. Geçmişi değil, bundan sonrasını kastettim. ‘Uğramıştır’ demedim, ‘Çiğnerse lanete uğrar’ dedim,’ diyerek mugalata yapıyor. Sayın Erbaş’ın tutumunu ve sözlerini hayatının akışı içinde değerlendirdiğimizde sürpriz yok.Bir yandan ‘Keşke Yunanlılar galip gelseydi,’ diyen ve başına sürekli bir Yunan serpuşu takan Kadir Mısıroğlu’nu ziyaret edeceksin, diğer yandan Yunanlıların da dahil olduğu Ortodoks dünyasını rahatsız eden Ayasofya’nın ibadete açılış ‘siyasi istismar gösterisinde’ kılıçla bir şeyhülislâm havasında minbere çıkacaksın. İlginç bir çelişki değil mi?”

 “NAMAZLARIYLA GÖSTERİŞ” YAPIYORLAR

“Atatürk 82 sene önce vefat etti. Vefat eden insanlara dua edilir, beddua değil,” diyor, ama İstanbul ve Ayasofya’yı işgalden kurtarıp cami olarak kaydettiren kurucumuza hiçbir hayır duada bulunmuyor, ismini anmıyor. “Geçen geçmiştir,” diyerek ve “Onlar gelip geçen bir ümmettiler. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız sizedir. Siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.” (Bakara 141) ayetiyle Atatürk’ü utanmadan sabıkalandırıyor. Ben de bütün o tören boyunca yaptıkları şovlar için ona, “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, Onlar namazlarını ciddiye almazlar. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.” (Maun) ayetini hatırlatmak isterim”

VAKIFBANK’IN VARLIK FONUNA DEVRİNDEN RAHATSIZ OLMAMIŞTI

 “Sayın Erbaş, ‘bizim millet olarak vakıf mallarını koruma konusunda çok titiz olmamız gerekir’ diye düşünüyor ama Vakıfbank’ın Varlık Fonu’na devrine dair tek kelime etmiyor. Hiç gerek yokken ve bir Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile 1934 yılında alınan Bakanlar Kurulu Kararı ortadan kaldırılacakken Danıştay kararı ile Osmanlı Hukuku’nu cari kılan anlayış ve Sayın Erbaş’ın açıklamaları mallarına el konulan gayrimüslim vakıflarının yeniden ha iddialarının önünü açmıyor mu?

ERBAŞ, RIFAT BÖREKÇİ’NİN MAKAMINI BOŞALTMALI

Çıray sözlerini şöyle tamamladı: Bu arada Sayın Erbaş’ın iki nedenle merhum Rıfat Börekçi’nin manevi ağırlığının yaşandığı ve cumhuriyet Türkiyesi kurumu olan Diyanet İşleri’nin başına hiç getirilmemesi lâzımdı. Birincisi; geçmişte ‘Cemaat’ diye adlandırılan FETÖ ile olan ‘yakın’ ilişkileri nedeniyle. İkincisi; yüce Allah’ın haram kılmadığına “haram” diyerek, onun yetkisini gasp edecek kadar Kur’an bilgisi zayıf olduğu için. Sayın Erbaş’ın mugalata yerine yapması gereken şey lâyık olmadığı cumhuriyet Türkiye’si makamını boşaltmasıdır. Kurucusuna kurtarıcısına ‘lânet’ okuyan hayır etmez çünkü!