Bahadır Özgür, "Türkiye tarihinde bu kadar fazla resmî makam şoförü, yolsuzluk iddiasıyla tutuklanmamıştır" ifadesini kullanarak, şoförlere yöneltilen suçlamaların içeriğini ve ifadelerindeki çelişkileri aktardığı yazısında, şu ana kadar gözaltına alınan 8 şoförden 2’sinin etkin pişmanlıktan yararlanarak serbest bırakıldığını, 6 şoförün ise tutuklandığını belirtti. Tutuklananlar arasında İBB yöneticilerinin şoförleri ile İBB Harita Mühendisi, Spor Kulübü Başkanı, danışman ve özel kalem müdürüne bağlı çalışanlar yer alıyor.
Tutuklamalara gerekçe olarak gösterilen temel ifadenin, serbest bırakılan şoför Bayram Yıldırım’a ait olduğunu belirten Özgür, Yıldırım’ın “Florya’daki başkanlık konutuna gelen pick-up araçlarla yemek sepeti görünümlü para taşındığı” ve bu paraların bazı şoförler aracılığıyla nakledildiği iddiasını aktardı. Ancak bu iddianın herhangi bir somut delile dayanmadığını vurguladı.
Tutuklu şoförlerin ifadelerini da aktaran Özgür, bu kişilerin iddiaları reddettiğini yazdı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun’un şoförü Kadir Öztürk’ün “Böyle bir olayı ilk defa duydum” dediğini, İmamoğlu’nun Özel Kalem Müdürü Kadriye Kasapoğlu’nun şoförü Sabri Caner Kırca’nın ise “Pick-up araçları ya da yemek sepetlerini hiç görmedim. Bayram Yıldırım kendini kurtarmak için iftira atıyor” şeklinde ifade verdiğini belirtti.
İmamoğlu'nun danışmanı ve İBB Meclis Üyesi İbrahim Özkan’ın şoförü Mustafa Bostancı’nın da hakkında öne sürülen “içinde iPhone’lar olan kutuyu teslim ettiği” iddiasına karşı, kutunun içeriğini bilmediğini, şehit yakınları ve öğrencilere yardım yapıldığını düşündüğünü söylediğini aktardı.
Bahadır Özgür, ayrıca sulh ceza hakimliğinin tutuklamaya sevk yazısından şu bölümleri aktardı:
"SAVCI ŞOFÖRLERİ NİYE TUTUKLADI?
Hiç birisine doğrudan bir itham, suçlama bulunmuyor. Öyleyse neden tutuklandılar?
Onu da sulh ceza hakimliğinin tutuklamaya sevk yazısından aktaralım:
“… İşverenleri pozisyonunda bulunan şahıslarla birebir ve uzun süre çalıştıkları ve icra ettikleri mesleklerin dışına çıkarak bir çok eylemlerinde aracılık ettikleri, işverenleri konumunda bulunan şahısların rüşvet ya da irtikap adı altında toplanan paraları ilgili kişilerden doğrudan elden aldıkları/naklettikleri, işverenleri ile uzun süredir güvene dayalı olarak çalıştıkları nazara alındığından söz konusu para, telefon ya da tabletlerin suçtan kaynaklanan malvarlığı olduğunu bilemeyecek olmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, kendileri ile aynı mesleği yapan Bayram Yıldırım’ın ifadeleri ile ortaya çıktığı…”
İddiaları, ifadeleri ve tutuklama gerekçesini okuyunca akla “aha sır küplerini yakaladılar” düşüncesi geliyor mu?"