İzmir'in Konak ilçesi Çınartepe Mahallesi'nde oturan Özlem Çelik ile özel güvenlik görevlisi Yücel Çelik'in (38) tek çocukları Çağlayan Utku Çelik, serebral palsi hastası olarak doğdu. Doğduktan sonra 9 gün kuvözde kalan Çağlayan Utku Çelik'in yürümesi, ellerini ve ayaklarını rahatlıkla kullanabilmesi için zamanlarının büyük bölümünü hastane ile fizik tedavi merkezlerinde geçiren Özlem ve Yücel Çelik çifti, oğulları için hiçbir fedakarlıktan kaçınmadı. Ömer Zeybek Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 10-A sınıfında okuyan, yürümekte ve destek olmadan ayakta durmakta zorlanan Çağlayan Utku Çelik'i, ilkokul ve ortaokul zamanlarında kucağında okula götüren anne Özlem Çelik, oğlunun okuması için aynı fedakarlıkla çabalıyor. Akranlarının çok sevdiği Çelik, azmiyle diğer öğrencilere de örnek oluyor. Özlem Yücel, "Oğlum doğduğunda 3 yaşına kadar oturamadı, konuşamadı, emeklemedi. Biz fizik tedavi, yüzme ile onun ilerlemesini sağladık. Ana sınıfında sandalyeye bile oturamıyordu. Önü kapalı güvenli bir sandalyede ancak oturtabiliyoruz. İlkokul ikinci sınıfa kadar böyle devam etti. Tüm zorluklara rağmen okumayı çok kabuk öğrendi. Ama konuşmada sorun vardı. Söylediklerinin yarısı anlaşılıyor, yarısı anlaşılmıyordu. Hastanede gördüğü tedavilerle daha iyi oldu" dedi.
'HAYATIMI ONA ADADIM'
Oğlunu hiç bir zaman yalnız başına bırakmadığını ifade eden Özlem Çelik, "Yaz aylarını hep hastanelerde geçirdik. 3 kez ameliyat oldu. Şimdi lisede. Zaman zaman denge problemi yaşıyor. Merdivenlerden inip çıkarken arkadaşları yardım ediyor. Sabah onunla birlikte okula gelip, akşam da birlikte çıkıyoruz. Mutluyum. Umarım okur ve bir meslek sahibi olur" diye konuştu. Çağlayan Utku Çelik'in 2 yıldır akülü araba kullandığını anlatan anne Özlem Çelik, şunları söyledi:
"Daha önce hiç akülü araba kullanmıyordu. Ben ilkokul ve ortaokulda Çağlayan'ı kucağımda okula getirip götürdüm. Şimdi büyüdü ve boyu uzadığı için kucağıma almakta zorlanıyorum. Ev ve okul arasındaki mesafeden dolayı da akülü araç kullanıyoruz. Zaman zaman sorun yaşıyoruz. Hava soğuk oluyor, soğuktan kasıldığı zamanlar oluyor. Yağmurlu havalarda sıkıntı oluyor, bazen okula gelmekte zorlanıyoruz. Otobüsler de dolu geliyor, sıkıntı oluyor."
Oğlunun okumasını ve bir meslek sahibi olmasını çok istediğini ifade eden anne Çelik, "Yeter ki oğlum okusun. Onun için her zorluğa katlanırım. Tek amacım onun okuyup bir yerlere gelmesi. Bugün ben varım ama belki yarın ben olmayacağım. Devamlı bana bağlı kalmasın. Kendi işinin sahibi olsun. Ben hayatımı ona adadım. O dersteyken ben de okulda onu bekliyorum. Ben çok mutluyum. Azimli bir çocuk, yeter ki o okumaktan vazgeçmesin. Hiçbir zaman onun hayata küsmesini istemiyorum. Beni de suçlu görmesin ama kendisi de mutlu olsun ve bir yerlere gelsin" dedi.