Odatv’ye özel açıklamalarda bulunan Bilgen, Cumartesi günü MYK’larını toplayarak seçimde nasıl bir yol izleyeceklerini değerlendireceklerini söyledi.
AK Parti’den milletvekili adayı olacağı iddia edilen Türkiye’nin Sesi Partisi’nin (SESPARTİ) kurucusu Ayhan Bilgen, Odatv’nin sorularını yanıtladı. Bilgen, şunları söyledi:
“CUMARTESİ MYK’MIZI TOPLAYACAĞIZ”
“Bizim seçimlere girme hakkını elde edemeyişimiz dolayısıyla seçimde nasıl bir yol ve yöntem geliştireceğimiz, Cumartesi günü MYK’mızı toplayarak değerlendireceğiz. Şu ana kadar bize gelmiş bir teklif yok. Ama biz partimiz kurduğumuz tarihten bu yana hiçbir ittifaka karşı olmadığımızı, Türkiye’de siyasetin bir uzlaşma zemini inşası üzerine kurulması gerektiğini söyledik.
“TEKLİF GELİRSE DEĞERLENDİRECEĞİZ”
Tabii ki bir teklif gelirse bunu parti kurullarımızda değerlendireceğiz. Ama bizim açımızdan siyasette artık iki ittifakta son derece birbirine benzer bileşenler taşıyor. Dolayısıyla biz daha çok politik olarak Türkiye’nin geleceğine, Cumhuriyetin 2. Yüzyılına dair iddia bizim için önemli. Yoksa geçmişe dönük bir siyaset yaparsanız herkesin birbirine söyleyecek çok şeyi var. Dolayısıyla biz o anlamdaki bir konseptin tarafı olmayacağız.
Yarınlara dair politik olarak özellikle iki konuyu çok önemsiyoruz. Birisi planlamacı bir ekonomik model ve sosyal adaletin inşası, bu bizim için son derece önemli. İkincisi de daha çok iç politikada barışçıl bir bölgesel stratejinin gelişmesi. Bu iki konu partimizin kuruluş döneminden beri dillendirdiğimiz en hayati konular. Onun dışındaki iç politik çekişmeleri çok tartışılmaya değer görmüyoruz.
“MİLLETVEKİLİ PAZARLIĞI YAPMAYACAĞIZ”
Bir teklif olmadan bu anlamda kişisel şartlar teklif etmeyi de çok doğru bulmuyoruz. Milletvekili pazarlığı falan da kimseyle yapmayacağız. Böyle bir üslupla siyaset yapmayacağız. Bizim için Türkiye’nin nereye evrileceği, yarınlarının nasıl olacağı önemli. Bireysel olarak da katkı sunacağımız bir sürece dâhil olmak isteriz. Yoksa bir makam bir koltuk beklentisiyle siyaset yapmıyoruz. Türkiye’nin temel sorunlarında bizden bir talep varsa, çözüme yapabileceğimiz bir katkı varsa yani bu anlamdaki taleplere hiçbir parti için özel bir itirazımız yok ama işlevsel olacaksa.
Çok net söylüyorum diyelim ki Türkiye’de toplumsal barışa katkı sunabileceğimize inanıyoruz. Kutuplaşma siyasetini azaltacak özgürlükçü, eşitlikçi, birliktelik inşasına katkı sunabileceğimize düşünüyoruz. Bu anlamda fiilen bir katkımız olacaksa gelecek teklifleri değerlendiririz yoksa bir koltuk kapma hevesi, arayışı içerisinde değiliz. İşlevsel olmayacak bir durumda da seçimlerde bir pozisyon almaya da biliriz. Tamamen herkesi serbestte bırakabiliriz.
Kuruluşunun üzerinden bir yıl geçmemiş bir partiyiz. Bizim için yerel seçimler, muhtemelen sonrası çok daha önemli. Onun için bize zarar verecek kişisel kariyer hesabıyla siyaset yapıyor izlenimi verecek bir pozisyonu asla kabul etmeyiz.
“HDP’YE GİRERKEN DE ÇEVREMDEN TEPKİLER ALDIM”
Ben Türkiye’de bir muhalefet boşluğu olduğuna inandığım için hayatımı neredeyse 15-16 yaşımdan itibaren siyasetin içerisindeyim. Ve hep Türkiye’de yapıcı bir muhalefet, sağlıklı, konformist olmayan sorumlu bir muhalefet dilinin inşasına ihtiyaç olduğunu düşündüm. Bugün de hala aynı noktadayım. Türkiye’de ihtiyacın bu olduğunu düşünüyorum. Bunu asla ‘çevrem ne der, insanlar beni burada nasıl karşılar’ şeklinde hareket etmedim. Ben HDP’ye girerken de çevremden tepkiler aldım. Bir katkım olmadığını düşündüğüm için HDP’den ayrıldım.
Siyasi partileri çok da birbirinden farklı görmüyorum. Türkiye’de yozlaşma, çürüme, kişisel kariyer kaygıları diyorsanız bütün partilerde var. Kutuplaşma dili, mahalle, getto siyaseti diyorsanız yine ne yazık ki hemen hemen bütün partilere sirayet etmiş vaziyette. Ülke yönetimine bir katkı sunma imkânı olduğunda da bu sorumluluktan kaçmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
HİÇBİR İTTİFAKIN ÖNERİSİNE KAPALI DEĞİLİZ
Biz hiçbir ittifakın yani sadece iki başkan adayının ittifakından bahsetmiyorum, hiçbir ittifakın, siyasi partinin, birlikte konuşma, değerlendirme ve ülke siyasetine katkı sunma önerisine kapalı değiliz. Bunu çok net biçimde parti kurullarımızda ilkesel olarak tartıştığımız, konuştuğumuz ve netleştiğimiz için bu kadar net söylüyorum. Ama gelen önerileri değerlendirmek yeniden parti kurullarının takdirine aittir.” (Odatv)