Göztepeli Kadınlar Derneği'nden yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Bir süredir, koronavirüs ile yatıp, koronavirüs ile kalkıyoruz. #EvdeKal diye çevremizi uyarıyor, yeri geliyor, çarşıya, pazara çıkan annemize, babamıza, dedemize, teyzemize endişemizden sesimizi yükseltiyoruz. Hepimiz endişeliyiz, kaygılıyız, kendimizi ve etrafımızdaki herkesi korumak için gerekli tüm tedbirleri alıyor, almayanları uyarıyoruz.
Kontrolümüz dışında olan durumlar da var elbet. Mecburen işe gidenlerimiz, ev alışverişine çıkanlarımız var. Bu süreçte dahi etrafımızdakilerden mümkün olduğunca uzak durmaya, ellerimizi yıkamaya, dezenfektan ve kolonya ile hijyeni sağlamaya özen gösteriyoruz.
Bizlere mecbur kalmadıkça kalabalık alanlardan uzak durmamız, uçak, otobüs gibi ortamlarda gerekmedikçe bulunmamamız tavsiye ediliyor. Barlara, kafelere, spor salonlarına, tribünlere gidemiyoruz. Sağlığımız içindir, kabul. Peki o tribünleri boş stadyumlarda yakın temas içerisinde spor yapanlar ne olacak? Yüzlerce kişinin kullandığı tesislerde idman yapanlar, uçakla, otobüsle deplasmanlara gidip, otellerde konaklayanların bu virüse karşı bağışıklığı mı var? Biz evimize girdiğimizde, ayakkabıları dışarıda çıkartıp, üzerimizdeki her şeyi makineye atıp eve virüs taşımayalım diye endişelenirken, oyuncuların, teknik personelin, görevlinin ayaklarının bastığı yerde kayan, yüz üstü düşen, birbirinin terine, tükürüğüne temas edenler ne olacak? Risk grubunda olmayabilirler ancak hiçbirinin risk grubunda bir aile ferdi de mi yok?
Ne tribünde bizler olmadan oynanan maçların tadı var, ne de tüm ligler, tüm organizasyonlar ertelenmişken ısrarla futbolcular, hakemler, teknik personel, yayıncı kuruluş, stat ve tesis çalışanları ile bu kişilerin ailelerinin sağlığını tehlikeye atmanın bir anlamı. Göztepeli Kadınlar Derneği olarak, başta Türkiye Futbol Federasyonu olmak üzere yetkilileri seyircisiz maç ısrarından vazgeçmeye, lig maçlarını ertelemeye, birinci önceliği insan hayatı ve sağlığına vermeye davet ediyoruz.