Jeofizik Yüksek Mühendisi ve Deprem Uzmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, bu büyüklükte bir deprem olacağını söylediğini hatırlatarak şunları söyledi:
* Deprem koronavirüs salgınıyla boğuştuğumuz şu günlerde kelimenin tam anlamıyla ‘Beni unutmayın' dercesine hareketlendi.
* Bu depremin derinliği yaklaşık 18 kilometre olması bunun Ege Denizi altına ve aynı zamanda Anadolu'nun altına doğru kürek gibi dalan Afrika ana karasının üzerinde olduğunu gösteriyor.
* Yani Ege karası üzerine değil de onun altında dalma batma kuşağı üzerinde oluşmuş bir kırılma sonucunda oluşan bir deprem.
“GÖÇÜNTÜ BÜYÜK DEĞİL”
Bu bölge gerginliğinin yaklaşık 6-7 aydır sürdürdüğünü hatırlatan Ercan, şu ifadeleri kullandı:
* Bu depremin Ege Bölgesindeki dalma batma kuşaklarında göçüntüsü büyük olsaydı süpürtü dalgalarını oluştururdu.
* Bu dalgaların da geçmişte gerek adalar ve gerek Ege kıyılarında 5-10 bin kişiyi denize sürüklediği tarihin yapraklarında yazılı.
* 18 kilometre derinde olması nedeniyle deniz içinde büyük bir göçüntü olduğu beklenemez.
* Süpürtü oluşmuş olsaydı Marmaris, Bodrum ve Fethiye kıyılarında denizde bir çekilme ve arkasından da büyük bir dalga gelişini beklerdik.
* Önceki gün ve bugün Marmaris'teki deniz çekilmesinin bu depremle doğrudan ilişkili olduğunu düşünmüyorum ama hiçbir ilişkisi yoktur da diyemeyiz.
* Ama geçmişte bundan daha büyük 7,5 büyüklüğündeki depremlere bu bölge tanık olmuştu.
* Bu demektir ki gelecekte bu dalma batma kuşağında bu büyüklükte depremler beklenebilir.
“MUĞLA, ANTALYA, AYDIN, BURDUR VE ISPARTA HAZIRLIKLI OLMALI”
Ahmet Ercan, sözlerine şöyle devam etti:
* Ege bölgesindeki dalma batma kuşağı çok etkin.
* Son 4 yıldır sizinle sürekli konuşuyoruz, Afrika anakarasının Ege Bölgesi ve Batı Anadolu Bölgesi altına dalış hızı yılda 3-4 santimetre iken şu anda bu 6-8 santimetreye kadar vardı.
* Yani Afrika'nın kuzeye doğru toslama hızı arttı.
* Bunun artması gerek Ege Denizi bölgesini, gerekse Mora Yarımadası ve Adriyatik'i ve gerekse Girit, Türkiye kanadını germeye başladı.
* 2018 de yaptığım açıklamada 2020-2022 yılları burada ve Anadolu'da depremler yılı olacak demiştim.
* Depremler siyasi sınır tanımaz. Girit Yunan sınırlarında demek yanlıştır.
* Siyasi olarak bizim dışımızda olsa da bu Güney Ege dalma batma kuşağının uzantısının karadaki devamı Fethiye, Çameli üzerinden Denizli, Burdur, Isparta göller bölgesine kadar gidiyor.
* Bütün bu saydığım yerler deprem çekincesi altında. İrili ufaklı devam edecek.
* Korku vermek istemem ama Muğla, Antalya, Aydın, Burdur, Isparta bugün deprem olacakmış gibi hazırlıklı olmakta yarar var.
“BU DEPREMİN ARTÇILARI 100-150 KM ÇAPINDAKİ YERLERDE OLABİLİR”
Bölge gerginliğinin 6,4'lük depremle boşaltmış olabileceğini düşünmediğini de belirten Övgün Ahmet Ercan, şöyle konuştu:
* Bu bölge gerilmeyi sürdürecektir.
* Bu depremin 100 ve 150 kilometre yarıçapında artçı depremleri en az 2-3 ay daha devam edecektir.
* Bunların özellikle Türkiye kıyılarında yıkıcı olacağını düşünmüyorum.
* Ancak bu bölgenin gergin olduğunu unutmamak gerekir.
* Menteşe yarımadası özellikle güney batı kısmı gergindir ve bu gerginlik uzun yıllar sürecek.
* Kaş, Finike, Fethiye, Dalaman, Ula, Marmaris, Bozburun, Datça ve Bodrum gerginlikten etkilenecek alanlar.
* Geçen günlerde Ula'da meydana gelen deprem Gökova Kırığının özellikle doğu yakasında bir gerginlik boşalması olmuştu.
* Bütün bu depremler Menteşe Yarımadası'nın güney batısının gerginliğini gösteriyor.
* Korkutucu bir şey söylemiyorum. Hem de ülke genelinde corona gerçeği varken.
“BİRİ İÇERİ GİR DİĞERİ ÇIK DİYOR”
Corona virüsü ile yaşamaya neredeyse alışmaya başladığımızı hatırlatan Ercan şöyle devam etti:
* Nasıl ki corona bu ülkeden 3-4 yıl gitmez deniliyorsa bu bölgedeki deprem gerginliğinin de kısa bir süre içinde atılmayacağını düşünüyorum.
* Gelecek 10 yıl içinde bu bölgede depremler sürecek.
* Bir tarafta salgın içeride dur derken diğer yanda depremler dışarı çık diyor.
* Sanki yarın deprem olacakmış gibi hazırlıklı olmamız gerekiyor.
* Salgın depremi unutturdu. Deprem diyor ki ben normal yaşantımı sürdürüyorum.
* Depremlerin yüzde 52'si Kuzey Anadolu kırığı üzerinde olurken yüzde 33'ü da Batı Anadolu'da oluyor. Bu oran çok ciddi.
* Yani depremi göz ardı etmememiz gerekiyor. (SÖZCÜ)