Mayıs 2020’de yüzde 0,1 olan ABD’de yıllık tüketici enflasyonu Mayıs 2021’de yüzde 5,0’e yükseldi. Böylece Ağustos 2008 sonrasında oran ilk kez yüzde 5 seviyesini gördü.
Nisanda yüzde 4,2’e yükselen oranın, mayısta yükselişe devam etmesi bekleniyordu ancak açıklanan rakam yüzde 4,7 olan beklentilerin üzerinde oldu.
Gıda ve enerji fiyatlarının dışarıda tutulduğu çekirdek enflasyon ise nisanda yüzde 3,0 iken, mayısta yüzde 3,8’e yükseldi. Çekirdek enflasyon en son 1990’lı yılların ilk yarısında bu seviyeleri görmüştü.
DOLAR/TL’DE DÜŞÜŞ
Dolar/TL, Haziran ayı başında 8.88 ile tarihi zirvesini test etmesinin ardından doların başlıca para birimleri karşısında değer yitirmesinin de desteğiyle 8.5’in altına kadar geriledi.
Bankacılar bugün gelişmekte olan para birimleri genelinde, dolardaki zayıf seyirle görülen değer kazançlarının TL’yi de etkilediğini, TL’nin yüzde 1’i aşan değer kazancı ile pozitif ayrıştığını belirttiler.
Piyasalarda önümüzde hafta ABD ile yapılacak görüşme yön belirleyici olarak beklenirken son günlerde hem küresel piyasalarda hem de Türkiye piyasalarında oynaklık oldukça azalmıştı.
Piyasalarda bugün açıklanan Avrupa Merkez Bankası (ECB) faiz kararı ve ABD enflasyon verileri takip edildi.
ABD’de tüketici fiyatları Mayıs ayında bir önceki aya göre yüzde 0.6 ile beklentilerin üzerinde artış kaydetti?.
ECB ise acil durum tahvil alımlarının, yılın ilk aylarına kıyasla daha yüksek hızda yapmaya devam edeceğini açıkladı.
FED ENFLASYON ARTIŞINI GEÇİCİ GÖRÜYOR
ABD verisi beklentilerin üzerinde bir enflasyona işaret etse de gelişmekte olan piyasalar genelinde satış baskısı getirmedi. ABD Merkez Bankası’nın yükselen enflasyonu geçici görmesi ve politika tepkisi vermekte acele etmeyeceğini açıklaması bu fiyatlamada ana etken konumunda.
Küresel piyasalarda dolar endeksi 90 seviyesi ile 5 ayın en düşük seviyelerine yakın işlem görmeye devam ediyor. Dolar/TL’nin 8.88 tarihi zirvelerinden yönünü aşağı çevirmesinde de zayıf dolar başlıca etken konumunda. Öte yandan dolardaki zayıf seyre paralel ABD faizlerindeki yükselişin yerini düşüşe bırakması da gelişmekte olan para birimlerini destekleyen süreçlerden. Gelişmekte olan para birimleri bugün dolar karşısında yüzde 0.7-yüzde 1.1 arasında değer kazanıyor.
Dünkü gece seansında sabit getirili menkul kıymet piyasalarında keskin hareketler görüldü. Bazı analistler harekete gerekçe olarak ABD’de hükümet harcamalarının artırılması önündeki engelleri gösterirken, diğerleri hareketin ABD enflasyon verisi öncesinde kısa pozisyonların kapatılması kaynaklı gerçekleşmiş olabileceğini ifade ettiler.
ABD’nin 10 yıl vadeli gösterge Hazine tahvil getirisi dün akşam yüzde 1.528’den yüzde 1.47’ye doğru düştükten sonra bugün yüzde 1.5 civarında seyretti. Getiriler yüzde 1.47’nin altına indiği takdirde 4 Mart’tan beri gördüğü en düşük seviyeye inmiş olacak.
TL’yi de geçtiğimiz aylarda değer kaybı yönünde baskılayan ABD 10 yıllık tahvil getirisi, 14 ayın zirvesi olan %1.776 seviyesinden neredeyse 30 baz puan altında seyrediyor.
Haziran başında 8.88, hafta başında 8.70’e yakın seviyelerde olan dolar/TL bugün en düşük 8.4720’ye kadar geriledi.
Kur saat 1607’de 8.4875/8.4950 seviyesinde işlem gördü. Aynı saatte euro/TL 10.4445/10.4750 sepet bazında TL 9.4095/9.4182 seviyesindeydi. Türkiye’nin 5 yıllık CDS’leri ise bu sabah aynı saatte 377/381 seviyesine gerilemiş durumda.
FAİZ İNDİRİM ZAMANLAMASI VE BİDEN GÖRÜŞMESİ İZLENİYOR
Türkiye’de politika faizinin %19 ile benzer ülkelere göre yüksek seviyelerde bulunması TL’yi destekleyen en önemli unsur olmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın geçen haftaki düşük faiz çağrısıyla 8.88’e sıçrayan dolar/TL, TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun para politikasında erken gevşeme beklentilerinin tamamen ortadan kalkması gerektiği açıklamasıyla bu seviyeden bir miktar gerilemiş olsa da zayıf seyrini sürdürüyor.
TCMB’nin açıklamalara rağmen yatırımcılar siyasetin düşük faiz istekliliğini de göz önüne alarak kısa vadede faizlerde indirim olacağı endişesini taşıyorlar. Bu da TL’de değer kaybı olarak zaman zaman fiyatlamalara yansımaya devam ediyor.
Bugün Goldman Sachs tarafından yayımlanan bir raporda da TCMB’nin önümüzdeki dönemde faizleri düşürmek için daha fazla baskı altında kalabileceğine dikkat çekildi. Raporda Erdoğan’ın yaz aylarını işaret etmesine rağmen TCMB’nin ancak dördüncü çeyrekte bir faiz indirimi gerçekleştirebileceği öngörüsünün korunduğuna da dikkat çekildi.
Piyasalarda ayrıca yön belirleyici olarak Türkiye ABD ilişkileri de takip ediliyor. Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın 14 Haziran’daki yapacağı görüşme öncesi diplomasi trafiği sürüyor.
Ankara ve Washington, ABD’nin yaptırım başlatmasına neden olan Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 füzeleri, iki ülkenin Suriye konusunda izlediği birbiriyle çelişen politikalar, ABD’nin sorun teşkil ettiğini düşündüğü Türkiye’nin insan hakları alanındaki performansı nedeniyle bozulan ilişkileri düzeltmekte zorlanıyorlar.
İki NATO müttefiği aynı zamanda Dağlık Karabağ çatışmaları ve Ankara’nın doğu Akdeniz’de petrol ve gaz arama çalışmalarına dair farklı görüşlere sahipler ancak Türkiye’nin ABD’nin ülkeden çekilmesinin ardından Afganistan’da oynayacağı potansiyel rol iki ülke arasında bir işbirliği ortamı sağlayabilir.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dün ABD’nin Türkiye ile birçok alanda birlikte çalışma arzusunda olduğunu ve Erdoğan ile Biden arasında yapılacak görüşmenin “olumlu geçeceğine” inandığını söyledi.