Kemalpaşa'da 1965 yılından beri faaliyet gösteren Ege Üniversitesi Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi, içeriğinde bulunan çeşitli deney araçları ile öğrencilere uzayla ilgili birçok bilgi veriyor. Sömestr ve ara tatillerde yapılan eğitimlerle ilkokul ve ortaokul öğrencileri, küçük yaştan uzay çalışmalarıyla ilgili bilgi dağarcıklarını geliştiriyor. Asya ve Avrupa'daki en büyük gök taşı koleksiyonunu bünyesinde bulunduran gözlemevi, aynı zamanda, 1961 yılında Eskişehir'e düşen 5 milyar yaşındaki, Türkiye'nin en büyük gök taşı olan Kayakent Gök taşı ile de dikkat çekiyor. Gözlemevinde bulunan karadelik simülasyonuyla öğrenciler ve öğretmenler, karadeliklerin uzayda yarattığı etkiyi, uzayda nasıl bir deformasyona neden olduklarını görebiliyor. Gökyüzünde görülen ve görülemeyen yıldızların hikayelerini öğrenirken, Foucault Sarkacı deneyi sayesinde de Dünya'nın kendi ekseni etrafında döndüğünü bizzat deneyimlemiş oluyor. Ayrıca, öğrenciler gözlemevinin dışında bulunan güneş saatiyle deney yaparken, teleskoplarla güneşi gözlemleyebiliyor.
'DÜNYANIN YAŞAM OLAN TEK GEZEGEN OLMASI ÇEVRE BİLİNCİ OLUŞTURUYOR'
Son bir yıldır eğitimlere başladıklarını belirten Ege Üniversitesi Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Hasan Ali Dal, "Bu eğitim programlarında ilk hedefimiz, bir araştırma üniversitesi olarak çocuklarımızın ilgi ve alakalarını uzay ve uzay çalışmalarına çekmek. Bunun nedeni de bu konuda atılım yapan Türkiye'nin gelecek kuşaklarda yetişmiş personel sayısını yükseltmek. Çocuklarımızın ilgi ve alakalarını uzay çalışmalarına çeksek de bu süreç içinde yanlış bilgi almamaları için öğretmenlerine de eğitim veriyoruz. Bunun yanında, çevre kirliliği ve dünyanın geleceği hakkında bilgiler veriyoruz. Dünya'nın uzayda yaşam olan tek gezegen olduğunu anlatıyoruz, bu da öğrencilerde çevre bilinci oluşmasını sağlıyor. İlkini Kasım ayındaki ara tatilde yaptığımız eğitimde, çocukların okulda öğrendikleri bilgileri deneyerek ve gözleyerek görmeleri onların aldıkları bilgilerin hayatın gerçeği olduğunu görmüş oldular" dedi.
'UZAY ÇALIŞMALARI İLE İLGİLENEN KİŞİ SAYISINI ARTTIRMALIYIZ'
Türkiye'de uzay çalışmalarıyla ilgilenen kişi sayısının yükselmesi gerektiğini söyleyen Dal, "Dünya standartlarına baktığımızda, bir ülkenin gelişmişliği, kültürel ve bilgi düzeyinin yüksekliği, o ülkede bilimle uğraşan kişi sayısının nüfusa oranıyla temsil ediliyor. Özellikle astrofizik ve astronomi alanında uzay çalışmalarıyla uğraşan kişi sayısına bakılıyor. Türkiye'nin nüfusu yaklaşık 80 milyon, kabaca 80 bin kişinin astronomi ve uzay bilimleri ile ilgilenmesi bekleniyor. Ülkemizde bu sayının 1500 civarında olduğunu görüyoruz. Bunlardan doktoraya sahip kişi sayısının ise 250 civarında olduğunu görüyoruz. Ülkemizdeki uzay çalışmalarının hızlanması için bu sayının yükselmesi gerekiyor, bunun için de eğitimlerin planlı olup ilginin artması gerekiyor. Bizim çocuklara yönelik yaptığımız bu eğitimler, bu amaca ve hedefe hizmet ediyor" diye konuştu.