İlk konuşmayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı:
"Sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine bizden bir gün önce kamu bankalarından bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3,5 yıldır bu millete ait bankalardan 1 kuruş vermiyorlar.
Sizin seçtiğiniz yönetim çok daha uygun koşullarda dışarıdan krediler, fonlar bulup getiriyoruz. Bu defa da farklı, uydurma bahanelerle aylar geçiyor, yıllar geçiyor, bir imza atıp, onay vermiyorlar. Yahu sizinle alıp veremedikleri ne var bunların?
16 milyon insanımızdan ne istiyor bu insanlar? Eskiden bu şehirde taksilerle ilgili kararları sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesi alırdı. Artık taksi konusundaki kararlar İstanbul'dan değil Ankara'dan alınacak diyorlar.
Daha ilginç şeyler var. Mesela bu çok komik; eskiden Gezi Parkı'nın mülkiyeti sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine aitti. 'Yok' dediler 'Gezi Parkı artık bir vakfa ait olacak, biz yöneteceğiz' dediler.
"MİLLİ İRADE KENDİLERİNDEN YANA KARAR VERİRSE HİÇ SORUN YOK"
Daha onlarca örneği sayabilirim. Ama vaktinizi almayacağım. Siz ne yaptınız, bir kere değil; iki kere üst üste belediye başkanı seçtiniz.
Onlar sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp, hapsetmek için mahkemeden karar çıkarttılar. Üstelik, baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp, başka bir hakim getirerek karar çıkarttılar. Allah aşkına, bu ülkeyi yönetenlerin ey vatandaşlarım sizinle ne dertleri var? Sizinle alıp veremedikleri ne var?
Onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada. Bakın size bir şey söyleyeyim; bu ülkeyi yönetenlerin sizinle derdi ne biliyor musunuz; bunlar hasta, hem de çok hasta. Bakın sizlere söyleyeyim, bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar alerjisi.
Milli irade kendilerinden yana karar verirse hiç sorun yok, ama başka türlü bir karar çıkarsa başka türlü şekillenirse bütün arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama yapsınlar nafile!
"HAKSIZLIĞA VE ADALETSİZLİĞE KARŞI BURADAYIZ"
Ne hukuk, ne ahlâk gözetiyorlar. Ne din, ne iman gözetiyorlar, her şeyi yok sayıyorlar. Gözleri hiçbir şey görmüyorlar. Bakın söylüyorum, gözleri hiçbir şeyi görmüyor. Bugün burada işte bu büyük kalabalığı harekete geçiren sizlerin ortak vicdanıdır, ortak vicdanı. Hepimizin birbirimizin için buradayız, haksızlığa karşı buradayız. Haksızlığa ve adaletsizliğe karşı buradayız.
Milyonlarca insan harekete geçiyor. Demokrasi için ayağa kalkıyor. Demokrasi ve özgürlük için, hak, hukuk, adalet için ayağa kalkıyor. Bu bir adalet refleksidir. Sizler ortaya koyduğunuz bu rızanın kanıtıdır. Bunlar açıkçası, vicdansızlığın olduğu, haksız yere milletin mağdur edildiği anlar da olur.
Yetki isterken sizlere ne dedim 'görevi verin bu israf düzenini yok edelim' dedim. Hatta hepinize hesap vereceğimizi, şeffaflıktan asla vazgeçmeyeceğimizi ifade ettim. Kişi, grup, dernek, vakıf, parti, cemaatlare kayımacılık yaptığınız bu tarz gruplara yakın olmayacağız, herkese eşit olacağız dedik.
İstanbullular benim için seçtiler. İstanbul'da israf düzenine hep birlikte son verdik. Belediyenin kaynaklarının yönünü hep birlikte değiştirdik. Bir avuç insan avucunu yalar oldular, zaten bugün yaşadıklarımız, bugün bize yapılanların tümü işte bu yüzden. Bu sadece israf düzenine son vermekle kalmadık, İstanbul'da insaf düzeni kurdur, insaf düzeni oluşturduk. İnsaf nedir, onların bilmediği şey, vicdana ve mantığa dayanan adalet demektir.
"ARTIK İSRAF DÜZENİNİ MİLLET İSTEMİYOR"
İstanbul 3,5 yıldır vicdana ve mantığa uygun bir şekilde yönetiliyor. İstanbul'da artık hiçbir zaman İstanbullu'nun kaynağını heba edecek bir düzene asla izin vermeyecek. Artık İstanbullu'nun vicdansız, mantıksız, adaletsiz, kısacası insafsız yönetime tahammülü yok. Biliyoruz ki, Türkiye de aynen bu şiarla görevini yapan 11 büyükşehir belediye başkanımızın sayesinde Türkiye'de de artık israf düzenini milletimiz istemiyor.
Vatandaşın iradesini yok saymak için binbir numara çeviriyorlar, aklınıza gelmeyecek işler çeviriyorlar. Cumhuriyet çok değerli bir rejim. Cumhuriyet yöneticilerin yani bizlerin hadlerini bildiği rejimdir. Kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, halkın oylarıyla seçilmiş yöneticiyi haksız, hukuksuz şekilde görevden almak, haddini bilmemektir.
Yüzüncü yılına girerken gururla, umutla yürüdüğümüz Türkiye Cumhuriyeti bu ülke vatandaşlarının kanı, canı hep birlikte mücadele ederek binbir emeği ile kurulmuştur. Cumhuriyet bu topraklarda yaşayan herkesi eşit olsun, onurlu yaşasın diye kuruldu. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Arkada kimse kalmasın diye kuruldu Cumhuriyet. Atatürk'ün dediği gibi 'Toplumda en yüksek hürriyet, en yüksek eşitlik ve adaletin sağlanması için Cumhuriyet kuruldu'. Yüksek hürriyet, eşitlik ve adaleti nasıl kuracağız. Yine Atatürk ifade ediyor, 'milli egemenliğin kurulmasıyla' diyor. Yani egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyor.
"TÜRKİYE, TAM DA BU YÖNÜYLE YOL AYRIMINDADIR"
Türkiye tam da bu yönüyle yol ayrımındadır. Milli egemenliği kayıtsız şartsız kabul edenlerle milli iradeyle alerjisi olanların arasında yol ayrımındaylız. Eşitlik ve adaletin sağlanıp korunmasını istiyorsanız, başka yolumuz yok. Milli egemenliği kayıtsız şartsız kabul edenlerin yanında duracağız. 16 milyon İstanbullu, 85 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımız. Adres burası 6'lı Masa, 6 liderin bulunduğu masadır.
Tam da ben bunun için İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olarak 16 milyonun yetki verdiği bir hemşehriniz, kardeşiniz olarak söylüyorum ki, 6'lı Masa'nın en çalışkan neferi olacağım. Bütün genel başkanlarımın hepimizin huzurunda söz veriyorum.
Türkiye'nin işte buna çok ihtiyacı var. Ben ortak akla, ortak aklın iradesine inanıyorum. Toplumun birlikte barış içinde ortak bir geleceği inşa edebileceğine inanıyorum. Onlardan ve onların dikte ettirdiği yok hükmündeki kararlardan asla korkmuyorum.
Benim sığınacak, hakimlerin, savcılarım, mahkemelerim yok. Ama çok şanslıyım benim İstanbullular, milletimiz, benim arkamda 16 milyon hemşehrim, milletim var. Bu milletin birliğine, özellikle bu süreci inşa etmeye karar vermiş bu masanın vatansever liderleri ve onların kurduğu büyük Türkiye ittifakı var.
Sizler şu anda burada tam da bu iradeye büyük güç kattınız. Birazdan sizlerle birarada olacak saygıdeğer liderler, bu beklentinin iradesini temsil ediyorlar. Buradaki birlik iradesi toplumu yoksulluğa, adaletsizliğe, çaresizliğe mahkum etmeye çalışan iktidarın karşısında ülkenin tek ümidi, yegane çaresi ve en büyük gücüdür. Buradaki irade Türkiye'nin demokratik ve güçlü devlete, huzurlu ve zengin topluma, eşit ve özgür yurttaşların ortak geleceğine kavuşmanın umudu, iradesi ve teminatıdır.
"HEP BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ"
Bu ittifak basiretin ve ferasetin ittifakıdır. Bu irade ve bu ittifak zorla, baskıyla yargı darbesiyle bu ülkeyi yönetebileceklmerini, milli iradeye şekil vereceklerini zanneden acizlerin devrine son verecek. Kötülüklerin karşısında olacak, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı duracak. Bugünden itibaren Türkiye için yeni bir dönem açılıyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında hep birlikte işimiz çok. Vatandaşlarımızın her türlü sıkıntısına, ekonomik sıkıntı, bozuk düzeni hep birlikte ortadan kaldıracağız.
Rahmetli Bülent Ecevit'in güzel cümlesi var 'bozuk düzen onarılır' ama bu bozuk düzen bozuk da değil çürümüş düzendir, herşey gibi çürüğe çıkarılmalıdır. Kamplara ayrılmış, kutuplaştırılmış aziz milletimizi hep birlikte birleştireceğiz. Bu tarz uygulamaların en güzel örneklerini 11 büyükşehir belediyesi olarak veriyoruz.
Çare belli. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Önümüzdeki seçimlerde ülkemizde vereceğimiz karar bellidir. Özgür ve demokratik ülkenin kanunlara saygılı, vatandaşları olacağız. Benim umudum çok yüksek. Herkesin eşit olduğu özgür bir Türkiye için çok umutluyum. Sadece küçük azınlığın değil 81 ilimizin, doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine, her etnik kökenin, inancın yaşadığı yerden mutlu olduğu memleket istiyoruz.
Hiç kimsenin yargıyı sopa gibi kullanmadığı, cüret edemediği ortamı hep birlikte başaracağız. Gençlerin çocukların gelecek hayalini hep birlikte güçlendireceğiz. Allahıma güveniyorum, yaradanıma sığınıyorum. Çünkü o doğru olanı asla yalnız bırakmaz.
Ezan okurken dün de denk geldi. Dün de vatandaşlarımıza söyledim ki, 'bu akşam güzel yağmur bizi ıslatsın, gönlünüzden geçen duaları edin, iyi insanların kalbinden geçen dualar tereddütsüz yaradan tarafından kabul edilir'. Allah o güzel dualarınızı kabul etsin.
Birazdan ben konuşmamı sakinleştiriyorum. Birazdan genel başkanlarımı davet edeceğim.
Sizlerin bu duruşu, güzel bakışı, içlerinizden geçen güzel dualar şu an benim kalbimi ısıttı. İyi ki varsınız, hepinize teşekkür ediyorum.
"2023 ÇOK GÜZEL OLACAK"
Sizler 3,5 yıl önce sizlerin kararını değiştirmek isteyenlere tam iki kez günlerini gösterdiniz. Yine göstereceksiniz, hiç kuşkum yok. Umudunuz hiç eksik olmasın. Birlikte bu karanlık günleri aşacağız. Asla üzülmeyeceğiz ama daha büyük azimle çalışacağız. Öfkeye kapılmayacağız ama hep birlikte kararlı olacağız. Bu dava bana açılmış dava değil, bu dava parti davası değil, bu dava ülke davası, adalet davası, eşitlik davası.
2023 çok güzel olacak. Yalnız benim ya da senin için değil hepimiz için, bütün vatandaşlarımız için çok güzel olacak. Herkes kazanacak. Çocuklarımız, gençlerimiz kazanacak. Bu akşam bizleri yalnız bırakmadınız, hepinizi çok seviyorum. Herşey çok güzel olacak.
Şimdi çok saygıdeğer genel başkanlarımızı ağırlayacağız. Önce bu güzel makamı ve bu güzel süreci bizlere uygun görüp, adaylığımız sürecini başlatıp, güzel hizmetle başlamamıza vesile olan benim çok kıymetli genel başkanım CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu davet ediyorum."