GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
3 Haziran 2022 Cuma 09:45

EBSO Başkanı Yorgancılar'dan kritik uyarılar...

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar “Sanayi sektörü pandemi sürecinde olduğu gibi bu yıl da büyümenin en güçlü çekicisi olacak gibi görünüyor. Tüm dünyanın adeta “kusursuz fırtına” öncesi sessizlik yaşadığı bir dönemde Türkiye ekonomisinin genel görünümü bizlere yeterince umut vermiyor. Ancak, ortak akıl ve işbirliği ile yeni bütünsel, entegre bir ekonomik program ile bu sorunların üstesinden geleceğimize inanıyoruz” dedi.

Yılın ilk çeyreğine ilişkin büyüme verilerini değerlendiren Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar  “Özel iç ve dış koşullara sahip olan bu yılın ilk çeyreğinde ekonomi geçen yılın ilk çeyreği ile aynı oranda yüzde 7,3 düzeyinde büyüdü. Dolayısıyla salgının etkilerinin minimize olduğu anlaşılıyor. 2022 yılının ilk çeyreğinde ABD’nin, Fransa’nın, İtalya’nın küçüldüğü, Almanya (binde 8+) ve Hollanda’nın (binde 1+) durgunluk yaşadığı, Çin’in yüzde 5,3 büyüdüğü görülmektedir. Bu veriler çerçevesinde Türkiye ekonomisinin niceliksel olarak oldukça iyi bir performans gösterdiği söylenebilir. Ancak, ülkeyi fakirleştiren kur artışları ve kredilerin çektiği tüketim artışı büyümenin konjonktürel olduğunu yapısal faktörlerce desteklenmediğini ve izleyen dönemlerde yavaşlamanın kaçınılmaz olduğunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla nicel büyümenin nitel zeminin de güçlendirilmesi, ekonominin yapısal sorunlarının çözümü ve ekonomi politikalarında analitik çerçevenin şeffaflaştırılarak güçlendirilmesi gerekiyor. Bir başka deyişle yeni bir senaryo ihtiyacı çok belirgin” dedi.

Detaylara bakıldığında büyümeyi sektörel boyutta hizmetler ve sanayi sektörünün, harcamalar boyutunda ise özel tüketim ve ihracatın beslediğine dikkat çeken Yorgancılar  “Uzun süredir büyümede aşırı rol yüklenen inşaat sektörünün kaçınılmaz bir şekilde gerilemeye girdiği görülüyor. Nüfusu 84 milyon olan, milyonlarca sığınmacıya ev sahipliği yapan ve 40 milyonun üzerinde turist ağırlamaya hazırlanan bir ülkede tarım sektörünün performansı gıda ve gıda enflasyonu açısından endişe yaratıyor. Hizmetler sektörü pandeminin etkilerini sarmaya devam ediyor. Sanayi sektörü ise pandemi sürecinde olduğu gibi bu yıl da büyümenin en güçlü çekicisi olacak gibi görünüyor. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 9,9 düzeyinde artan sektördeki istihdam ile Cumhuriyet tarihinin rekoru kırılmıştır. İstihdamın 6,5 milyonu aşması, sanayi sektörünün büyüme yanında istihdam artışının da lokomotifi olacağını göstermektedir” diye konuştu.

Yılın ilk çeyreğinde, inşaatlardaki yüzde 9,8 gerilemeye karşın, yatırımların toplamda yüzde 1,1, makine-teçhizatta ise yüzde 10,5 oranında büyümesinin yılın geri kalan bölümü için umut verdiğini de ifade eden Yorgancılar  “Ekonomi politikası karar birimlerinin tarım ve sanayi yatırımlarına yeni bir vizyonla bakmasının zamanı gelmiş, hatta geçmiştir. Bu iki sektörde yatırımlar ve üretimin yeterince ve istikrarlı bir şekilde artması durumunda hizmetler ve inşaat sektörünün de büyümesi mümkün olacaktır. Türkiye’nin inşaat-ithalat-tüketim üçlüsünden yatırım-üretim-ihracat üçlüsüne yönelmesi gerekiyor. Türkiye ekonomisinin yüksek oranlı, istikrarlı ve sürdürülebilir bir şekilde büyümesinin hem kilidi hem de anahtarı bu üçlüdür” dedi.

Türkiye’nin makro ikliminin ciddi şekilde bozulduğuna da vurgu yapan Başkan Yorgancılar  “Rekor enflasyon, yüksek cari açık ile bütçe açığı, tüm kesimlerin yüksek borçluluk oranı, TCMB’nin rezervlerinin durumu ve para politikasının etkisizliği, fiyat mekanizmasının etkin işletilmemesi içsel zorlukların derinliğini ortaya koyuyor. Likiditenin daralması, enflasyonun küresel nitelik kazanması, gelişmiş ülkelerin durgunluk veya resesyona doğru sürüklenmesi, Rusya-Ukrayna savaşının enerji fiyatlarını artırması, gıda fiyatlarındaki yüksek artışlar, henüz tam olarak çözülemeyen tedarik sorunları, gelişen piyasalardan sermaye çıkışının yaşanması gibi küresel gelişmeler de dış rüzgarların uygun esmesini engelliyor. Tüm dünyanın adeta “kusursuz fırtına” öncesi sessizlik yaşadığı bir dönemde Türkiye ekonomisinin genel görünümü bizlere yeterince umut vermiyor. Ancak, ortak akıl ve işbirliği ile yeni bütünsel,  entegre bir ekonomik program ile bu sorunların üstesinden geleceğimize inanıyoruz.” dedi.