GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
24 Ekim 2019 Perşembe 09:58

Dünya rekortmeni bağışçı

İzmir'de yıllardır kan bağışı yapan Emin Şahin (60), bir ilke imza atarak 2016 yılında 25 ünite kan verip, iki kez dünya rekortmeni oldu. Evinde 17 ödülü bulunan Şahin, binlerce hayat kurtarıyor. Fanatik Beşiktaş taraftarı olan Şahin, "Fazla kan insana zararlıdır, ağırlık yapar" dedi.

İzmir’de yaşayan 2 çocuk babası Emin Şahin (60), gençliğinden beri kan bağışı yapıyor. Emekli olduktan sonra, Kızılay’ın Güvenli Kan Projesi ile kan bağışına daha da önem veren Şahin, şimdiye kadar hastanelere 167 ünite, Kızılay’a ise 201 ünite kan bağışlayarak Türkiye üçüncüsü oldu. Dünya Sağlık Örgütü’nün 365 günde 24 ünite aferez trombosit kan bağışı sınırını, 366 gün çeken 2016 yılını bekleyerek aştı. Şubat’ın 29 gün çekmesi ile 366 gün sayılan 2016 yılında, Kızılay’ın sisteminin kendisine fazladan bir gün daha bağış hakkı vermesi ile yılda 25 ünite bağış yaparak, dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Sistemdeki açığı bulduğunu söyleyen Şahin, kendisinden sonra bu hatanın düzeltildiğini anlattı. Evinde 17 kan bağışı ödülü bulunan Şahin, 2014 yılında yılda toplam 29 defa, 2017 yılında 28 defa ve 2018 yılında 28 defa tam kan ve aferez trombosit bağışında da bulunarak, bu 4 yılda Türkiye’deki en yüksek sayıya ulaştı. Şimdiye kadar kan bekleyen bin hastanın hayatını kurtaran Şahin, S.B.Ü Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatan birçok çocuğa kan vererek yardımına koştu. Kızı hemşire olan Şahin, kan bağışının önemini belirterek, "Sınır olmasa yılda 50 ünite kan veririm. Kan verdikten sonra Kızılay’dan çıktığımda kuş gibi hafifliyorum, hatta dönüp bir daha vermek istiyorum. Aynı anda iki aferez trombosit bağışı yaptığım oldu. Bazen hortum takıp kanımı çektirmek istiyorum" dedi.

25 ünite kan bağışı yaptığı yılı anlatan Emin Şahin (60), şunları söyledi:

"Şimdiye kadar hiçbir sağlık sorunum olmadı. 2018 yılında ben haftada 3- 4 ünite kan veriyordum. Normalde insan sağlığı açısından mümkün değil. Bu artık hastalık oldu, kan verebilmek için saniye sayıyoruz. Türkiye’de benim gibi 5 kişi var, biz birbirimizle yarışıyoruz. Çok güzel bir his, bir annenin bir babanın evladı için çırpındığını düşünün. Kan, aferez, plazma arıyor. Onların derdine derman oluyoruz, binlerce hayat kurtarıyoruz. Sadece kök hücre veremiyorum, 48 yaşına kadar verilebiliyor çünkü. Kök hücre mutlaka verilmeli, iğne sağdan girip soldan çıkıyor ve kanın içindeki kökleri alıyor. Ameliyat gibi bir şey yok. Çok basit bir işlem. İnsanlar bunu anlamıyor. Ben bu kadar kan bağışı yaptım, bu yaşta genç hissediyorum. Kendi yaşıtlarıma bakıyorum, zar zor yürüyor. Fazla kan insana zararlıdır, ağırlık yapar. Beslenme şekli ile kandaki demiri artırmakla ilgili 4 sayfalık bir broşür de yazdım. Beslenmeye dikkat ederseniz kansız kalmazsınız. Ben kan verebildiğim sürece devam edeceğim."