GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
23 Nisan 2023 Pazar 17:50

Dervişoğlu'ndan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne sert eleştiriler:Ayrışma ve kutuplaşma siyaseti Türkiye'yi kuşattı

İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, TBMM'nin 103. kuruluş yıldönümü sebebiyle TBMM'de yaptığı konuşmada AK Parti'ye ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik sert eleştirilerde bulunarak, "Partili Cumhurbaşkanı devleti ve milleti yekpare biçimde temsil etmek yerine, belirli bir siyasi görüşün temsilcisi haline gelmiş, ayrışma ve kutuplaştırma siyaseti tüm Türkiye'yi kuşatmıştır" dedi.

İYİ Parti TBMM Grup Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, TBMM 23 Nisan Özel Gündemli Toplantısı'nda konuştu. Dervişoğlu,  "Atatürk'ün liderliğinde İstiklal mücadelemizi yürüten ve devleti kuran Gazi Meclisimizin açılışının 103. yılını, Ramazan Bayramı'nızı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını tebrik ediyorum" diyerek sözlerine başlayan Dervişoğlu, "TBMM 103 yıl önce bugün, 23 Nisan 1920'de Cuma günü Mustafa Kemal Paşa'nın riyasetinde Türk Milleti'nin dualarıyla açıldı. Gazi Meclisimiz Türk tarihindeki o kutlu günde 324 milletvekilinden müvekkeldi. Ancak meclisin açılışında bu sıralarda yalnızca 115 milletvekili bulunuyordu. Çünkü Türk Milleti'nin istiklaline, istikbaline ve egemenliğine pranga vurmak isteyen emperyalist kuvvetler Türk Vatanına, Türk yurduna, pusu kurmuş işgalci güçler, ilk önce 13 Kasım 1918'de İstanbul'un stratejik noktalarını daha sonra 16 Mart 1920'de tamamını ele geçirmiş, milli cemiyetlerin mensuplarını ve meclis-i mebusan üyelerini tutuklamışlardı. İstanbul'un işgal edildiği, hilafetin ve saltanın esir, meclis-i mebusa üyelerinin ise sürgün olduğu bir gündü 23 Nisan 1920. Bugün, Büyük Millet Meclisi işte bu ahval ve şerait içinde Atatürk'ün önderliğinde 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' düsturuyla milli mücadeleyi başlatmış ve bu dünyadaki yegane 'Gazi' unvanı olan parlamento olma şerefine nail olmuştur. Bu vesile ile Cumhuriyet'imizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah ve mücadele arkadaşlarını bir kere daha rahmet, minnet ve şükranla yad ediyorum" dedi. 

"TBMMM DEMOKRATİK SİSTEMİN KALBİDİR"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne yönelik eleştirilerde bulunan Dervişoğlu, "Mustafa Kemal Atatürk, TBMM'nin 24 Nisan 1920 tarihli oturumunda İstiklal mücadelesinin meşakkatli yolculuğunun başlangıcını şu sözleriyle ifade ediyor: Milli vicdanın büyük iradesine bağlı olarak milleti bağımsız ve vatanımızı düşmanlardan arınmış görene kadar çalışmak andı ile 16 Mayıs 1919 günü İstanbul'dan ayrıldım, Samsun'da işe başladım. Atatürk'ün milli vicdanın büyük iradesine bağlılık vurgusu TBMM'nin yürüttüğü milli mücadeleyi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş ilkelerini özetleyen bir ifadedir. Çünkü Atatürk İstiklal Savaşı'nın bütün safhalarını her hal ve şartta daima TBMM'den aldığı güç ve meşruiyetle yürütmüş ve başarıya ulaştırmıştır. Dolayısıyla Türk Milleti'nin Milli Kurtuluş Savaşı mücadelesi yalnızca stratejik ve taktiksel bir askeri mücadele değildir. Aynı zamanda anayasal demokrasi mücadelesidir. Aslında Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratikleşme tarihi; her zaman ifade ettiğim gibi bu Gazi Meclisin yetkilerini savunma ve genişletme tarihi olarak anılacaktır. Bu sebeple İYİ Parti olarak her zamanda ve zeminde bütün yasama döneminde biz şunları söyledik: TBMM demokratik sistemin kalbidir, TBMM kişi hak ve hürriyetlerinin teminatıdır. TBMM üstün iradenin üstün müessesi olarak yetkilerini hiçbir kişi, kurum ve zümreyle paylaşmaz, paylaşamaz. İşte bu sebeple Türkiye'nin istikbalinin teki bir kişinin iki dudağı arasına sıkıştığı, tüm irade ve idarenin bir kişinin aklına, isteklerine heveslerine terk edildiği bu ucube tek adam rejimi bu ülkede asla varlığını sürdüremez" ifadelerini kullandı. 

"TEK ADAM REJİMİ DEĞİŞMEYE MAHKUMDUR"

Dervişoğlu sözlerine şöyle devam etti:

"Tek adam rejimi ile birlikte onun anayasal çerçevesi olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi değişmeye mahkum ve mecburdur. Çünkü bu sistemle birlikte 147 yıllık parlamenter demokrasi gelenekleri ve teamülleri çiğnenmiş, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş ilkeleri askıya alınmış, kurumlarının içi boşaltılmış, devlet bürokrasisi bir siyasi partinin aparatı ve uzantısı haline gelmiştir. Bu ucube sistemle birlikte TBMM'nin yetkileri kısıtlanmış, denge ve denetleme mekanizmaları yok edilmiş, denetimsiz bir yürütme organı yani hükümet oluşturulmuştur. Bu ucube sistemle birlikte Cumhurbaşkanı kararnameler yoluyla meclisin yasama yetkisine fiilen ortak olmuş, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı sona ermiştir. Partili Cumhurbaşkanı devleti ve milleti yekpare biçimde temsil etmek yerine, belirli bir siyasi görüşün temsilcisi haline gelmiş, ayrışma ve kutuplaştırma siyaseti tüm Türkiye'yi kuşatmıştır. Tek kişiye parlamentoyu fesih yetkisi verilmiş, millet ve devletin istikbali bir kişinin kararlarına ve iki dudağının arasından çıkacak kelimelerin akıbetine terk edilmiştir"

"TBMM'NİN YETKİLERİNİ HEDEF ALANLAR HEP HEZİMETE UĞRADI"

"Her bütçe döneminde söyledim; TBMM'nin bütçe yetkisi fiilen gasp edilmiştir. Bu ucube sistemle  birlikte hükümet ve devlet kavramları arasında bilinçli kavram kargaşaşı oluşturulmuş, millet tarafından belirli bir müddette kamu görevi ifa eden siyasiler kendilerini devlet sanma hezeyanlarına kaptırmışlardır. 103 yıllık tarihinde bu Gazi meclis 4 anayasa gördü, pek çok darbe girişimiyle karşı karşıya kaldı, nice badireler atlattı, askeri ya da sivil meclisin iradesine vesayet koyma hevesinde olan kişiler, gruplar, zümreler her zaman oldu ama er ya da geç hüsrana uğradılar. Türk demokrasisi ile birlikte TBMM'nin yetkilerini hedef alanlar hep bir hezimetin mümessilleri olarak tarihe geçtiler. Tek adam rejiminin sonu güçlendirilmiş parlamenter sistemin başlangıcı olacak, üstünlerin hukukunun sonu da hukukun üstünlüğünün başlangıcı. Artık sadakat ve itaatin değil; kabiliyet ve liyakatin esas alındığı Türkiye tasavvuru İYİ Parti'nin 25 Ekim 2017'de ortaya koyduğu hedefler ve sonrasında yürüttüğü cesur siyasal mücadelenin neticesinde, 15 Mayıs şafağında gerçek olacaktır. Millet İttifakı'nın iktidarıyla Türkiye tarih yazacak, yeni dönemle birlikte TBMM uzlaşı, işbirliği ve ortak akılla yürütülecek yasama faaliyetleriyle yeniden Türkiye'de siyasetin en önemli kurumu haline gelecektir. Devlet yönetiminde Millet egemenliğinin tam olarak tesis edilmesi ancak demokrasinin mücadele kazanımı olan ortak karar mekanizmaları ile mümkündür. Demokrasiden umut ettiğimiz tüm çareler başka bir yerde değil, burada TBMM çatısı altında ürettiğimiz çözümlerle mümkündür"

"ADİL VE MÜREFFEH TÜRKİYE'Yİ İNŞA EDENE DEK MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"

Yeni dönemde ortaya koyacağımız meclis çalışmalarıyla birlikte evlatlarımıza bırakacağımız en değerli miras özgür ve adil bir Türkiye olacaktır. Esaret ve işgal zincirlerini kıran Türk Milleti'ni hürriyete kavuşturan, canımızla, kanımızla elde ettiğimiz egemenliğimizin tecelli ettiği meclisimizin kuruluş günü kutlu ve mutlu olsun. Bu yeni dönemin şafağında Türk Milleti'nden ve Türkiye Cumhuriyeti'nden taraf olarak gerçekleştirilecek, çocuklarımıza, yeni nesillere iyi bir gelecek miras bırakmak için aynı cesaret ve kararlılıkla yolculuğumuzu sürdüreceğiz. Türk devletinin ülkesiyle ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluş ilkelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak, Türkiye'de güçlendirilmiş parlamenter demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü, güçler ayrılığı ilkesini, adil bir devleti ve adil bir toplumu, liyakatli bürokrasiyi,  namuslu siyaseti, zengin ve müreffeh bir Türkiye'yi inşa edene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz"