GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
1 Kasım 2020 Pazar 12:15

Deprem profesöründen korkutan aç?klama!

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Fakültesi Dekan? Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Tolga Bekler, ?zmir aç?klar?nda meydana gelen 6,6 büyüklü?ündeki depremle ilgili aç?klamalarda bulundu. Bekler, “1970’deki Gediz, 1992’deki yine Seferihisar ya da Manisa depremlerini ya?ad?k. Maalesef deprem konusunun her 10 senede bir ya?and??? bir ülkede yine benzer depremleri görmeye al??mam?z gerekiyor” dedi.

Ege Bölgesi'nde meydana gelen 6,6 büyüklü?ündeki depremin y?k?c? özellikleri oldu?unu belirten ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Dekan? Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Tolga Bekler, “Bakt???m?z zaman depremin y?k?m özelli?i olu?turabilecek nitelikte bir deprem. Özellikle de mühendislik hizmeti almam?? binalarda veya belli bir mukavemet göstermi?, zay?flam?? binalarda bu tür büyüklükteki depremlerin y?k?m özellikleriyle kar??la?mam?z muhtemeldir. Depremi üreten fay sistemleri sadece Sisam Adas?’n?n Kuzeyinde de?il, yine ayn? zamanda karada da devam? olan belli bir fay sistemleri var, farkl? geometrilere sahip. Bak?ld??? zaman bunlar?n dönem içerisinde tarihsel ya da aletsel dönem diye tabir etti?imiz, ölçülebilir niteliklere sahip ?zmir çevresi; Ayd?n, Manisa’da oldu?u gibi depremlerle kar?? kar??ya kalm???z” dedi.

“ÜLKEM?ZDE HER 10 YILDA B?R GÖRDÜ?ÜMÜZ DEPREMLERE ALI?MAMIZ GEREK?YOR" 

Büyük çaptaki depremlerin neredeyse her 10 y?lda bir ya?and???na ve bu depremlere al???lmas? gerekti?ine dikkat çeken Prof. Dr. Bekler, “Ege Bölgesi'nin bu hareketlilik kapsam?nda bizim bu tektonik çerçevede, depremsellik kapsam? içerisinde çok küçük depremleri s?kl?kla gördü?ümüz, büyük depremleri daha seyrek gördü?ümüz bir karaktere sahip. Özellikle Afrika Levhas? ile Avrasya Levhas? gibi çok büyük devasa levha aras?nda kalm?? Anadolu blo?unun bu s?k??ma zonlar? içerisindeki rahatlama evresinde Ege Bölgesi'ndeki aç?lma rejimi diye tabir etti?imiz ve genelde de horst graben s?n?rlar?n? olu?turan faylar, bu tip depremleri olu?turabiliyor ve olu?turmaya da devam edecektir. 1970’deki Gediz, 1992’deki yine Seferihisar ya da Manisa depremlerini ya?ad?k. Maalesef deprem konusunun her 10 senede bir ya?and??? bir ülkede yine benzer depremleri görmeye al??mam?z gerekiyor” diye konu?tu.

"EGE DEPREM? MARMARA'YI ETK?LEMEZ"

Ege Bölgesi'nde ya?anan depremin uzmanlar?n devaml? tart??t?klar? ve bekledikleri büyük Marmara depremini etkilemeyece?ini de sözlerine ekleyen Bekler, “Vücudunuzun herhangi bir yerinde olu?abilecek olan k?r?k ya da çatla??n, vücudunuzun ba?ka bir bölümündeki ba?ka bir kemi?i harekete geçirmemesiyle hemen hemen ayn? bir durum. Tektonizma dedi?imiz bu yap? içerisindeki unsurlar?n her birinin ayr? bir karakteri var, her biri ayr? bir ki?ilik. Marmara’dan geçen Kuzey Anadolu fay?n?n farkl? parçalar?na ait geometrik sistemler ile Ege Bölgesi'ndeki geometrik sistemler birbirinden çok farkl?. Ancak, birbirlerine çok yak?n olan faylar?n gerinme aktar?m? neticesinde yeni ve müstakil depremleri görme ihtimalimiz var. Ama dün meydana gelen deprem için söylememiz ?u an için söz konusu görülmemekle beraber, ileri seviyede sismolojik, jeofizik ve jeodezik çal??malarla daha net ?ekilde konu?ulaca?? net bir ?ekilde görülebilir. Özellikle yak?n faylar için söylenebilece?ini dü?ünüyorum. ?imdi yer içerisi oldukça karma??k bir yap?ya sahip ve bu yap? içerisinde bizim bildiklerimiz oldukça s?n?rl?. Ama ?unu çok iyi biliyoruz ki hem bu fizik kanunudur. Yer içerisinde gelen bas?nç kar??s?nda alan gerinmeye ba?lar, gerinme noktas? belli bir a?amaya kadar devam eder ve yer bu a?amaya kadar olabildi?ince mukavemet göstermeye çal???r, yenilmesi durumunda da k?r?lma olu?ur. Ve bu bir y?rt?lma sürecidir. Bir ka??d?n y?rt?lmas? gibi anl?k bir süreç de?ildir ve bu sürecin içerisinde enerji yava? yava? azalmaya ba?lar, ola?an durumuna geçer” ?eklinde konu?tu.

“BÜYÜK DEPREM?N HEMEN ARDINDAN DAHA BÜYÜK B?R DEPREM GÖRDÜ?ÜMÜZ B?R DURUM DE??L"

?zmir aç?klar?ndaki 6,6 büyüklü?ündeki depremin ard?ndan daha büyük bir deprem beklemediklerini de kaydeden Bekler, “Tabii daha büyük bir depremi, mevcut y?rt?lman?n sürecinden hemen sonra ya?amam?z pek gördü?ümüz bir durum de?ildir. Bu ne anlama geliyor? Ayn? fay?n k?sa bir süre içerisinde deprem üretmesi oldukça zay?f görünmektedir ama bu ana ?okun büyüklü?üne yak?n bir depremin zaman içerisinde olu?mas? bekledi?imiz bir durum. Bu söylemek hakikaten çok zor, orta büyüklükteki bir depremi ya?ayabilece?imiz gibi çok daha fazla say?da küçük depremlerle atlatabilece?imiz bir durum olur bu” dedi.

“KANUN VE YÖNETMEL?KLER NE KADAR FAZLA UYGULANIRSA R?SK O KADAR AZALIR" 

1999 y?l?nda Gölcük’te ya?anan 7,5 büyüklü?ündeki depremden bu zamana kadarki süreci de de?erlendiren Prof. Dr. Bekler, “1999 y?l?na kadar olan depremlerin süreci içerisinde bina ve deprem yönetmelikleri mevcut ihtiyac? kar??layabilecek nitelikte de?ildi. Bu kadar ciddi anlamda yap?sal hasar, ekonomik ve can kayb? ya?amam??t? Türkiye. 1912 Mürefte, 1939 Erzincan, 1967 Mudurnu ve 1953 Gönen depremlerinin oldu?u zamanlarda bu kadar fazla nüfus, yerle?ik düzen ve yap?sal unsur fazla de?ildi. Dolay?s?yla 1999 depreminden sonra meydana gelen tüm depremleri de kapsayan ve bunlar?n etkilerini olabildi?ince dü?ürmeye yönelik kanun, yönetmelik ve yönergeler ne kadar fazla yerinde uygulan?rsa bu risklerden o kadar az etkileniriz diye dü?ünüyorum. Türkiye’nin en büyük eksili?i maalesef e?itimden ve bilimden uzak kalmas?d?r. Ne kadar fazla uzak kal?rsak, o kadar fazla zarar görece?imiz a?ikar” diye konu?tu.