Son dönemde yaşanan hava olayları ve afetlerle ilgili değerlendirme yapan Prof. Dr. Çukur, deniz suyu sıcaklıklarının Antalya ve çevresinde temmuz ayında en yüksek 31,7 derece, ağustos ayında da 31,6 derece olarak ölçüldüğünü söyledi. Hava ve deniz suyu sıcaklığının artmasında "Kuzey Atlantik Salınımı"nın (KAS) pozitif olmasının en önemli etken olduğuna dikkati çeken Çukur, bu teknik terimi şöyle açıkladı:
"Afrika'nın batısında Azor adalarının bulunduğu yer, tam bir yüksek basınç sahasıdır. İzlanda'nın bulunduğu taraf, alçak basınç sahasıdır. Bu alçak ve yüksek basınç sahasının ortalama değerleri var. Bu ortalamanın üzerinde olursa KAS pozitif diyoruz. Genel olarak pozitif dönemlerde Avrupa ılıman ve yağışlı bir kış geçirirken, Akdeniz geneli ve Anadolu kurak bir kış geçirmekte. Tersi KAS negatif olduğunda Avrupa, serin ve kurak bir kış, Akdeniz ve Anadolu cephesel yağışların olduğu bol yağışlı ılıman bir kış geçirmekte."
Kuzey Atlantik Salınımının bu yıl ağustos ve eylül ayında pozitif olduğunu belirten Çukur, "Pozitifse Akdeniz çanağı ve Anadolu'ya farklı hava kütleleri gelemiyor. Gelemeyince yaprak bile kıpırdamadığı, bunaltıcı sıcakları yaşıyoruz. Afrika'nın kuzeyindeki şartların bizim bulunduğumuz coğrafyaya gelmiş olması nedeniyle çok yüksek sıcaklıkları ve deniz suyu sıcaklıklarını yaşıyoruz." dedi.
Çukur, son 20-30 yılda 5 yıllık periyotlar halinde deniz suyu sıcaklığının ortalama değerlerine bakıldığında 1-1,5 derece artış görüldüğünü söyledi.
Anadolu'da son dönemde yaşanan sel ve fırtınalara dikkati çeken Prof. Dr. Çukur, şu bilgileri verdi:
"Zeminden bir gram su buharlaştığında yaklaşık 650 kalori alıyor. Bu kadar enerjiyi atmosfere veriyoruz. Bu şekilde havada sıcaklık değerleri artınca hemen yağış noktasına gelemiyor, birikiyor, birikiyor, belli eşikleri aştığı zaman çok şiddetli sağanaklar olmaya başlıyor. Doğu Karadeniz'de ve Giresun'da gördüğümüz gibi. Bu atmosferdeki enerjinin fazla olmasıyla ilgili.
Hava ve deniz suyu sıcaklığının ortalama değerlerin üzerinde seyretmesi, sağanak, dolu, hortum ve tropik fırtına benzeri olayları tetikliyor. Deniz fazla ısındıkça, havayı daha da ısıtacak. Daha sıcak olan değerler termik alçak basıncı oluşturacak. Bu, hortumlara, ani yükselme sonucunda 'ani orajlı' dediğimiz sağanak ve doluya neden oluyor. Son 20 yılda dolu yağışlarında yaklaşık yüzde 500 bir artış söz konusu. Böyle devam ederse dolu yağışları, seller, hortumlar ve tropik fırtınanın dozu artacak çünkü fazla bir enerji var."
- "Yağışlı gün sayısı azalıyor"
Çukur, yaptığı araştırmalara göre Karadeniz hariç Anadolu'nun genelinde yağışlı gün sayılarının azaldığını, bu durumun da yağışlı gün başına düşen yağış miktarının artmasına neden olduğunu ifade etti.
Çok şiddetli sağanakların da artış eğiliminde olduğunu bildiren Çukur, bu olumsuz atmosfer olayları neticesinde ağır bedeller ödememek için ormanların korunmasının kritik önemde olduğunu vurguladı.
"Orman, sahayı örttüğü için dramatik bir şekilde sıcaklığın artmasını, yer altı sularının aşırı buharlaşmasını engelliyor." diyen Çukur, büyük şehirlerde binalardan kaynaklanan ısı adalarının da hava olaylarında etkisinin bulunduğuna işaret etti.