Edirne Cezaevinde tutuklu bulunan HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, yeni bir ittifak modeli önerisinde bulundu. Demirtaş’ın Twitter hesabından yapılan paylaşımla duyurulan modelde, güçlendirilmiş parlamenter sistemin temel ilke olması gerektiği belirtiliyor. Demirtaş, önerdiği modeli salt bir seçim ittifakı olarak değerlendirmenin doğru olmayacağını belirtti.
Kaynağı ne olursa olsun her türlü şiddetin nihai olarak sona erdirilmesinin temel ilke olarak benimsenmesini öneren Selahattin Demirtaş, ittifak modelinde siyasi partilerin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve aydınların da yer alması gerektiğini söyledi.
“İKTİDARDAN KENDİLİĞİNDEN GİDECEĞİNİ BEKLEMEK, ZATEN KAYBEDİYOR OLDUĞUNU DÜŞÜNMEK BÜYÜK BİR YANLIŞ”
Demirtaş'ın önerisinin tamamı şöyle:
“Ülkemizin içinde bulunduğu ve giderek daha da saplandığı kötü durumdan çıkması için çeşitli yol ve yöntemler konuşuluyor, tartışılıyor. Ben de buna ilişkin görüşlerimi aktararak tartışmalara katkı sunmayı amaçlıyorum.
Öncelikle belirtmeliyim ki, iktidarın çok büyük yönetim hatalarına, kendisi ve yakın çevresi dışında hiçbir kesimi düşünmemesine ve ekonominin geldiği duruma rağmen iktidardan kendiliğinden gideceğini beklemek, zaten kaybediyor olduğunu düşünmek büyük bir yanlış olur.
Evet, iktidar kaybediyor ama muhalefet, emekçiler, halk, bizler kazanabiliyor muyuz? İktidar kaybederken halkın kazanması için neler yapmalıyız?
Ülkemizi, toplumumuzu mevcut durumdan kurtarmak ve düze çıkarmak için geniş tabanlı bir demokrasi ittifakı kurulması gerektiğini düşünüyorum. Bu demokrasi ittifakın salt bir seçim ittifakı olarak değerlendirmek doğru olmaz. Asıl amaç, toplumu temel demokrasi ilkeleri ve ortak bir gelecek fikriyatı etrafında bir araya getirmek olmalıdır. Bu toplumsal birlik oluştuktan sonra bunun seçim iş birliğine de katkı sunması elbette beklenir. İşin bu boyutu, daha ziyade seçim dönemine girildiğinde konuşulması gereken bir aşama.
Demokrasi için toplumsal birlik derken sadece siyasi partilerin yan yana gelmesini kast etmiyorum. Tabii ki demokrasi ittifakının öncüsü siyasi partiler olmalı. Ancak sendikalardan meslek odalarına, kadın örgütlerinden ekoloji hareketlerine ve gençlere, odalardan derneklere ve vakıflara, sanatçılardan edebiyatçılara ve herhangi bir kuruluş bağı olmayan bireylere kadar bütün toplumsal kesimlere açık bir ittifak olmalı ve ittifakın temel ilkelerini kabul eden herkesi, her kesimi bünyesine katarak sürekli büyümelidir.
Bunun için, öncelikle siyasi partilerin kendi aralarında görüşerek netleşmeleri gerekiyor. Hiçbir parti dışlanmadan bir araya gelinmeli. Bu siyasi partiler daha sonra, üzerinde uzlaşacakları temel ilkelerini, amaçlarını ve hedeflerini ortak bir deklarasyonla kamuoyuyla paylaşabilirler.
Partiler, üzerinde uzlaşacakları noktaları kendileri belirleyecektir kuşkusuz. Bununla birlikte, kişisel görüşümü belirterek katkı sunmak isterim.
TEMEL İLKELER
1- Çağdaş bir anayasanın toplumsal sözleşme ruhuna uygun olarak yapılması.
2- Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçilmesi.
3- Kaynağı ne olursa olsun her türlü şiddetin nihai olarak sona erdirilmesi ve toplumsal barışımızın kalıcı olarak sağlanması için siyasi inisiyatif geliştirilmesi.
4- Yargı bağımsızlığının sağlanması.
5- İsrafın, yolsuzluğun ve rüşvetin tümüyle önüne geçilmesi için etkin önlemler alınması
6- Adil bir vergi sisteminin getirilmesi.
7- Medya ve ifade özgürlüğü ile örgütlenme ve gösteri hakkının güvence altına alınması.
8- Kadın kimliğinin eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelik şiddetin engellenmesi.
9- Tüm kamu atamalarında kayırmacılığa ve partizanlığa son verilerek liyakatin esas alınması
AMAÇLAR
1- Derinleşen toplumsal kamplaşmanın önüne geçilerek Türkiye toplumunu oluşturan her inançtan, her kimlikten yurttaşımızı ortak bir demokratik gelecek hedefi etrafında birleştirmek, toplumsal birliği demokrasi ilkeleri çerçevesinde güçlendirmek ve kalıcı kılmak.
2- içeriden çöküş yaşayan kurumları toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla demokratik çerçevede inşa etmek.
3- Tarihimizin en büyük ekonomik yıkımının önüne geçmek, üretim ve istihdam odaklı ekonomiyi hayata geçirmek. Artan işsizliği ve yoksulluğu hızla ortadan kaldırmak.
4- iktidara geçenlerin ideolojisine göre değişmeyecek kurumsallaşmış, demokrasinin tüm ilkelerini eksiksiz uygulayan kamu yönetimi ve kamusal alan inşa etmek.
5- Diplomasideki militerleşmeye karşı diyaloğu, müzakereyi ekonomik ilişkileri ve yapıcı barışçıl politikaları esas alan dış siyaset çizgisini geliştirerek ülkenin güvenliğini ve çıkarlarını korumak.
HEDEFLER
1- Yukarıda belirtilen ilke ve amaçları benimseyen her siyasi oluşum, sivil toplum kuruluşu ve bireyle birlikte en geniş tabanlı demokrasi ittifakını kurmak.
2- Ortak bir demokrasi dili, kültürü ve savunusu geliştirmek.
3- Mevcut gidişatın yol açtığı tahribatı önleyebilmek için paneller, konferanslar, forumlar, mitingler, televizyon programları organize etmek, daha da önemlisi siyaseti toplumsallaştırarak bizzat halkı siyasetin öznesi yapmak.
4- Siyaset kurumuna ve siyasetçiye olan sarsılan güveni daha güçlü bir şekilde yeniden sağlamak.
5- Bütün bu süreçlerin sonunda demokratik bir cumhuriyet ve demokratik toplumun asgari koşullarını ve zeminini ortaya çıkarmak.
6- Ülke yönetimini devralacak en geniş katılımlı ve temsil kabiliyeti en yüksek siyasi kadroları ortaya çıkarmak, bu süreci halkla birlikte ve şeffaf şekilde yürütmek.
Demokrasi ittifakının ilanından sonra bu ilkelere, amaçlara ve hedeflere inanan kim varsa bu ittifakı desteklediğini açıklayabilir. İlk etapta o veya bu nedenle demokrasi ittifakına katılmayan siyasi partiler de bunu yapabilir, sivil toplum örgütleri de bireyler de. Böylece bu ittifak giderek büyüyen, toplumsallaşan büyük bir ülke ittifakına dönüşür.
Böyle bir ittifakı, sadece oy hesabıyla, sırf AKP karşıtlığı için değil, toplumun kendi geleceğini demokratik bir hatta bizzat oluşturması için çok önemli görüyorum. Toplum ve siyaset o kadar ağır hasarlar aldı ki, bu hasarların düzeltilmesi için bir liderin veya bir partinin kurtarıcı olarak çıkmasını beklemek yerine toplumsal bir iş birliğiyle demokrasi mücadelesi vermek daha doğrudur. Yani halkın bizzat kendisi demokrasi mücadelesini yürütür.
Şayet bu başarılırsa işte o zaman ortaya, iktidara gelebilecek güçlü bir seçenek çıkar. Bu sayede sadece siyasi partiler değil, sözünü ettiğim bu geniş katılımlı demokrasi ittifakı iktidara gelir. Böylece gerçek bir demokratik kültür de oluşur, halk kendi emeğiyle kurduğu demokrasiye çok daha fazla sahip çıkar ve sonuçta herkesin devlete olan aidiyet bağı da güçlenerek toplumsal birlik sağlanır.
Not: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem nedir başlıklı yazıma sosyal medyadan gelen eleştirileri ve önerileri avukatlarım aktardılar. Eleştiren ve öneri yapan herkese çok teşekkür ediyorum.”