Davutoğlu ile Uysal, Demokrat Parti Genel Merkezi’nde bir araya geldi. İki Genel Başkan görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında Davutoğlu şunları söyledi:
SALT ASGARİ ÜCRETTEN ÇIKMIŞ DEMEKTİR: Biz asgari ücretin 3300 TL olması gerektiğini söylerken bunun insan onuruna yakışır bir hayat standardı için asgari bir şart olarak gördüğümüz için. Birçok gelişmiş ülkede asgari ücretler yüzde 10’ları bulurken Türkiye’de yüzde 60’lara 70’lere kadar tekabül eden bir kitleyi ilgilendiriyorsa, asgari ücret tespiti salt asgari ücret tespiti olmaktan çıkmış demektir. Ama maalesef hükümetin tercihleri burada da tamamıyla kendi iktidarı ile özdeşleşmiş bir takım çevrelere kaynak aktarırken cömert, geniş halk kesimlerine kaynak aktarırken son derece cimri bir tutum takınması.
SÜREKLİLİĞİ OLAN TEK KİŞİ: Damat bakan ayrıldıktan sonra gelen yeni yönetimle faizler 675 baz puan arttı. Bugün kurda karşı karşıya kaldığımız faciayı ortadan kaldırmak için faiz kartı oynanıyor, faizler yükseltiliyor kuru dengede tutmak için. Peki 130 milyar dolarlık rezervi harcayarak Türk Lirasını bu kadar değersizleştiren kim? Yine sayın Cumhurbaşkanı. Burada sürekliliği olan tek makam var, Cumhurbaşkanlığı makamı, sürekliliği olan tek kişi sayın Cumhurbaşkanının kendisi. Sanki bir bakan değişince o dönem bitiyor bir reform dönemi başlıyor algısı tamamıyla siyasi bir manipülasyondan ibarettir. Sayın Cumhurbaşkanın her şeyden önce inandığı doğruları gözden geçirmesinin vakti geldi. Böyle bir dönemde halkın üzerine bu kadar faiz yükü bindirilmesinin hesabını kim verecek? Ortada bir sistem problemi var.
Demokrat Parti Genel Başkanı Uysal da şöyle dedi:
İŞLEMEYEN DEMOKRATİK MODEL: Türkiye’de milletimizin, devletimizin, ülkenin ihtiyacından daha ziyade kişisel önceliklerle dizayn edilmeye çalışılmış, bugün içinde nefes alıp verdiğimiz ve hepimizi boğan, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi adı altında bir fiili, anayasal gerçeklik var. Bunun tabi çıktısı olarak, çift haneli işsizlik rakamı, çift haneli enflasyon rakamı, çift haneli faiz oranları, bu bedeli her bir vatandaşımız ödüyor. Bu sistemin bu noktaya gelmesinde, maalesef yapısal ve sistemik bir çöküş yaşar hale gelmemizin en büyük sebebi işlemeyen demokratik modelimiz. Bu modelinde istinat noktası seçim sistemi ve siyasi partiler yasası.