SONKALEİZMİR- İzmir'deki DEÜ Güzel Sanatlar Fakültesi binasının 2019 yılında depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle taşınmasına karşı çıkan öğretim üyelerinden Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Semih Çelenk'in hukuki mücadelesi sürüyor.
Binanın taşınmasına tepki gösterip eylem yapan öğrencilere destek veren Prof. Dr. Çelenk, beraberindeki 4 akademisyenle birlikte üniversite yönetiminin tepkisini çekmişti. Prof. Dr. Çelenk'in de aralarında bulunduğu 5 akademisyen "görülen lüzum üzerine" görevden alınmıştı. 2019 yılında kararı yargıya taşıyan ve yürütmeyi durdurma kararı aldıran Prof. Dr. Çelenk hakkında bu kez üniversite yönetiminin disiplin soruşturması tamamlanıp "kademe ilerlemesinin durdurulması" cezası verilmişti. Prof. Dr. Çelenk ikinci kez görevden alınmıştı.
Bu karara da itiraz eden Prof. Dr. Çelenk, ikinci kez yargıya başvurarak, 2020 yılında yürütmeyi durdurma kararı aldırdı. Ancak, DEÜ yönetimi herhangi bir savunma almadan Prof. Dr. Çelenk'i üçüncü kez görevden aldı. Prof. Dr. Çelenk de üçüncü kez yargıya başvurdu.
İzmir 4. İdare Mahkemesi, Prof. Dr. Çelenk hakkında verilen görevden uzaklaştırma cezasını "usulsüz ve hukuk dışı" bularak iptal etti.
"HAKLILIĞIMIZ KANITLANDI"
Son kararı ANKA Haber Ajansı'na değerlendiren Prof. Dr. Semih Çelenk, "Fakülte disiplin kurulu tarafından öğrencileri kışkırtmaktan üniversitenin itibarını zedelemeye kadar birçok suçlamalarla verilen cezayla ilgili mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Ve bu işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığını tespit etti. Bu karar bizim açımızdan sevindirici. Ve bizim haklılığımızı kanıtlayan bir durum. Biz üniversitemizi seviyoruz. Daha güzel, daha özgür bir alan olması için çalışıyoruz. Üniversitelerin her şeyin konuşulup tartışıldığı, bir özgürlük alanı olması gerektiğine inanıyoruz" dedi.
"SÖZ SÖYLEMEK, FİKİR BEYAN ETMEK DEMOKRATİK HAKTIR"
Fikir beyan etmenin ve söz söylemenin üniversitelerin olmazsa olmazı olduğunu belirten Prof. Dr. Çelenk, "Bizi fikrimizi söylediğimiz için, hatta bunu akademik yollarla söylediğimiz için suçlu ilan edenlere, üniversitenin itibarını zedelediğimizi söyleyenlere şunu söylemek istiyoruz; fikir söylemek, söz söylemek, fikir beyan etmek demokratik ve yasalarla özgür bırakılmış bir alandır. Bu alan üniversitelerin olmazsa olmazıdır. Biz üniversitemizi seviyoruz. Daha özgür, daha güzel bir alan olması için çalışıyoruz" diye konuştu.
"ÜZERİMİZDE MOBBİNGİN YORGUNLUĞU VAR"
Prof. Dr. Çelenk şöyle devam etti:
"İki yılı aşkın süredir üzerimizde devam eden ve ağırlaşan bir mobbing sürecinin yorgunluğu var. Kurumsal anlamda yapılan mobbingin insanları ne kadar yanlızlaştırdığını, kötü hissettirdiğini yaşayanlar biliyorlardır. Biz de bu süreçte avukatımla birlikte mobbing davası açtık ve bu dava da devam ediyor. Şimdi sıra keyfi biçimde görevini kötüye kullanarak bize bu mobingi yaşatanlara hukuk karşısında hesap sormaya geldi."