GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
25 Ağustos 2021 Çarşamba 17:41

Çevre Mühendisleri Odası'ndan AK Partili Kaya'ya sert Çernobil yanıtı... YAVUZ HIRSIZ MİSALİ...

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, "İzmir'in Çernobili" olarak anılan Gaziemir'deki eski kurşun tesisiyle ilgili dikkat çeken bir açıklama yaptı. 14 yıldır duran tehlikeli ve radyoaktif atıkların temizlenmesi için belediyeleri sorumluluk almaya çağıran AK Partili Atilla Kaya'ya yanıt veren oda, bugüne kadar merkezi hükümet tarafından atılmayan adımları sıraladı. Oda, "14 yıldır çözemediğiniz sorunda kullanılan ifadeler  yavuz hırsız misali söyleyecek sözünüzün olmadığını göstermektedir" dedi

SONKALEİZMİR- Gaziemir Belediye Başkanı CHP'li Halil Arda'nın "duran adam" eylemleri başlatarak temizlenmesi konusunda farkındalık yaratmaya çalıştığı "İzmir'in Çernobili" gündemden düşmüyor. 14 yıldır çözüm bekleyen, Gaziemir Emrez Mahallesi'ndeki tehlikeli ve radyoaktif atıkların temizlenmesi için yerel yönetimleri sorumluluk almaya çağıran AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya'ya CHP'li vekillerin ardından bir yanıt da TMMOB'a bağlı Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nden geldi.

Yazılı bir açıklama yapan Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, bugüne kadar merkezi hükümet tarafından atılmayan adımları sıraladı. 2007 yılında gazete haberi ile öğrenilen "İzmir'in Çernobili"nin 14 yıldır çevre ve halk sağlığını tehdit etmeye devam ettiğini vurgulayan oda, sürecin diğer paydaşları ile birlikte alanın temizlenmesi, ülkeye girişi yasak olan nükleer atıkların nasıl ve nereden getirildiğinin belirlenerek kamuoyu ile paylaşılması ve sorumluları için gereğinin yapılması konusunda mücadele verildiğini aktardı.

Oda, AK Partili Kaya'nın konuyla ilgili bilgilendirmelerinin yanlış ve eksik olduğunu belirtirken, Gaziemir’de 1940'lı yıllardan itibaren faaliyet gösteren Aslan Avcı Döküm San. A.Ş.'nin İzmir İli Merkez Hükümet Tabipliği tarafından verilen 16 Temmuz 1969 tarihli GSM Ruhsatına, Sanayi Bakanlığı Sanayi Dairesi Reisliği tarafından verilen 20 Mart 1970 tarihli Sanayi Sicil Vesikasına, Çalışma Bakanlığı İzmir Bölge Çalışma Müdürlüğü tarafından verilen 7 Temmuz 1977 tarihli İşletme Belgesine, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen 19 Ekim 2005 tarihli ÇED Kapsam Dışı Görüşüne, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından verilen 5 Mart 2007 tarihli İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatına, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından verilen 16 Mart 2007 tarihli Geri Kazanım Lisansına sahip olduğunu bildirdi.

BAKANLIK BİLDİRSE SPONSORLUK YAPILMAZDI

Aslan Avcı Döküm A.Ş.'nin kendileri tarafından 24-27 Ekim 2007 tarihlerinde düzenlenen Çevre Mühendisliği Kongresi'ne sponsor olduğunu aktaran oda, "İzmir ilinde, çevre sektöründe faaliyet gösteren firmanın, Çevre ve Orman Bakanlığı'ndan Geri Kazanım Lisansı almış olması ve diğer yasal izinlerinin bulunması nedeniyle kongre sponsorluk talebi uygun görülmüştür. Odamız çalışmaları kapsamında söz konusu etkinlik tarihlerinde; hukuki ve yasal izinleri bulunan söz konusu firma ile ilgili süreçler konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Çevre ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm kurumların görev ve sorumlulukları gereği kamuoyu bilgilendirmeleri ve gerekli süreçleri yürütülmüş olsaydı; TMMOB ve Çevre Mühendisleri Odası ilke ve amaçları doğrultusunda  sponsorluk sürecinin gerçekleşmesi mümkün olmadığı gibi; çevre ve halk sağlığına yönelik 14 yıldır yürüttüğümüz mücadelenin çok daha erken başlayacağı açıktır" dedi.

Oda'nın açıklamasında şöyle denildi:

"2011 yılında gazete haberi ile öğrendiğimiz Gaziemir’deki radyoaktif ve tehlikeli atıklar ile ilgili olarak  yürütülen hukuki mücadele kapsamında, söz konusu tesise yönelik olarak Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından ilgili evraklar ve tesis sahasında gerekli inceleme ve değerlendirmeler yapılarak 16.03.2007 tarihinde verilen Geri Kazanım Lisansı sürecinden yaklaşık 1 ay sonra, 12.04.2007 tarihinde  tesiste yapılan denetimlerde tehlikeli atıkların mevzuata uygun bertaraf edilmediği tespit edilerek  Çevreyi Kasten Kirletme Cezası ile  suç duyurusunda bulunulduğu öğrenilmiştir. 13.03.2008 tarihinde 321.000 TL İdari para cezası uygulandığı,17.06.2008 tarihinde TAEK tarafından Radyoaktif Atık Bildirimi yapıldığı, bu süreçte kamuoyuna herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı mahkemeye sunulan evraklardan anlaşılmıştır. Çevre ve Orman İl Müdürlüğü, İlçe ve Büyükşehir Belediyesi, Kaymakamlık, Valilik, Bakanlık yetkilileri tarafından kamusal sorumluluk ve görevleri gereği bu bilgilerin kamuoyu ile neden paylaşılmadığı sorusu odamız tarafından yıllardır sorulmaktadır.

İlgili kurumlar tarafından sorularımızın cevabı verilemezken, çevreyi kasten kirlettiği tespit edilen firmanın başka bir adreste faaliyet göstermesine izin verilirken, alanın temizlenmesi, sorumluların belirlenmesi, kesilen cezaların tahsil edilmesi, atığın kaynağı, yasadışı atık ticareti ve sorumluları ile ilgili süreçler yönetilmezken, sürece ilişkin hususlar kamuoyundan gizlenirken; yavuz hırsız misali “Çevre Bakanlığı tarafından denetlenen ve yasal olarak her türlü izni bulunan” çevre sektöründe faaliyet gösteren bir firmanın Ulusal Çevre Mühendisliği Kongresine sponsor olmasını gündeme getirerek Gaziemir’de yapılmayanları, verilmeyen cevapları göz ardı etmek neyin sponsorluğudur?
Program kapsamında Sn. Atilla Kaya tarafından; “kirletene bakmıyorlar, Belediye izin vermiş bize soruyorlar, hep birlikte halt yiyorlar gibi ifadeler kullanılmıştır. Kentimizin milletvekili ve aynı zamanda bir hukukçu olan kendisine; Gaziemir’i, kusur, ceza, kamusal denetim, yetki ve sorumluluk kavramlarını bir kez daha hatırlatmayı görev sayıyoruz. 
Gaziemir süreci 2002 yılından bu yana devam eden iktidarın kamusal denetim ve sorumluluktan uzak çevre politikasının yansımasıdır. Özetle; 
1    Dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından söz konusu tesise, gerekli teknik inceleme ve uygunluk değerlendirmeleri yapılarak, 2007 yılında Çevre Mevzuatı ve ilgili yönetmelik hükümleri kapsamında Geri Kazanım Lisansı verilmiştir. Çevre Mevzuatına göre geri kazanım lisansı verilen işletmelerin uygunluğu, denetimi bugünkü adı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı sorumluluğundadır.
2    Çevre Bakanlığından lisans almış bir geri kazanım tesisinde atık bertarafına yönelik denetim, izleme ve uygulama yetkisi Çevre Bakanlığı sorumluluğundadır. 
3    2007 yılında tesiste yapılan denetimde tespit edilen tehlikeli ve radyoaktif atıklar ile ilgili süreç kamuoyundan gizlenmiştir.
4    Kamuoyunun haberdar olduğu 2011 yılından itibaren Çevre Bakanlığı tarafından alanın temizlenmesine yönelik çalışmaların yapılacağı belirtilmiş, süreçler yürütülmüş, bugüne geldiğimiz 14 yılda alanın temizlenmesi ve sürecin tüm sorumluların tespitine yönelik çalışma yapılmamıştır.
5    Radyoaktif ve tehlikeli atıkların üzeri toprak ile örtülerek çevre ve halk sağlığına zarar vermediği ifadesi yanlıştır. Alana yönelik Çevre Bakanlığı tarafından hazırlatılan raporlarda; alanda toprak ve su kalitesindeki radyoaktif ve ağır metal kirliliği analizler ile belirtilmiştir.
6    Alanın temizlenmesi, ilgili süreçlerin yürütülmesi, ve bedelinin kirletenden tahsil edilmesi  ve gereğinin  yapılması Çevre Bakanlığı sorumluluğundadır.
7    Firma sahiplerinin alanı temizlemesi için 14 yıldır beklendiği, ancak firmanın temizlemediği ifadesi Bakanlık ve sorumlu kurumların görevlerini yapmadığı, YÖNETEMEDİKLERİNİN itirafıdır.
8    Gaziemir süreci sadece alanda bulunan kirlilik değildir. Ülkeye girişi yasak olan, nükleer kaynaklı atıkların kimler tarafından, hangi yollarla getirildiğinin, kaynağının, sorumlularının tespiti ve gereğinin yapılması Çevre Bakanlığı ile birlikte ilgili, yetkili tüm Bakanlıkların görevi nihayetinde İktidarın görevi ve sorumluluğudur.
Çevre sektöründe faaliyet gösteren firmanın tüm izin ve denetim süreçleri ve tarihleri değerlendirildiğinde AKP İktidarının başladığı 2002 yılı 58. Hükümet itibari ile Çevresel Etki Değerlendirme süreci gerçekleştirilmeden, ÇED Yönetmeliği Kapsam Dışı değerlendirildiği, Çevre İzin Lisans Belgelerinin verildiği ve denetimlerinin gerçekleştirildiği, Kamuoyunun bilgi sahibi olduğu 2011 yılından bugüne 6 Çevre Bakanının görev yaptığı 14 yıllık süre geçmiştir. İzmir ve Gaziemir Atıklar ve yarattığı kirlilik etkileri ile yaşamaya devam etmektedir.
Gaziemir ile ilgili olarak sürece ve sürecin merkezi ve yerel idareler dahil tüm sorumlularının belirlenmesi ve gereğinin yapılması ile ilgili hukuki ve kamusal mücadelemiz ortadadır. Sponsorluk süreci öne sürülerek, 14 yıldır Gaziemir’i unutturmamak için verdiğimiz mücadele yok sayılamayacağı gibi, Gaziemir’de yürütülmeyen, yönetilmeyen süreçleri, ortaya çıkarılmayan gerçekleri de değiştirmemektedir.14 yıldır çözemediğiniz sorunda, kullanılan ifadeler  yavuz hırsız misali söyleyecek sözünüzün olmadığını göstermektedir.
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak biz TMMOB tarihinde her zaman durduğumuz yerde kamu ve doğa yararına halkımızın yanında duruyoruz, sizin nerede durduğunuzu da biliyoruz. Programda bahsettiğiniz gibi AKP iktidarı döneminde çevre alanında büyük çalışmalar yapıldığı ifadesini, ülkemizde doğal varlıklarımıza yönelik olarak son 20 yılda yürütülen yağma, talan politikaları ve yaşadığımız felaketler ile yaşıyor, bilime, mühendisliğe, kamu ve doğaya uzak; ranta, yağmaya, talana yakın durduğunuzu, yürüttüğünüz politikalar ile dönüşen afetlerde kaybettiğimiz canlarla, ağır bedellerle her gün görüyoruz..
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak; Gaziemir mücadelesine devam edeceğimizi, yaşamın ve kamu yararının tarafında olduğumuzu tekrarlıyor; yurttaşlarımızın esenliği ve doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim ve çevre politikalarının hayata geçirilmesi konusundaki kararlılığımızı; örgütlü birliğimizi güçlendirerek,  ülkemizi adalet, eşitlik, barış ve bilim temelinde yeniden kurmak, insanımıza, doğamıza, yaşamımıza sahip çıkma inancımız ve kararlılığımızı  paylaşıyoruz."