SONKALEİZMİR- İzmir 2. İdare Mahkemesi, tarım arazilerine ve çevreye ciddi ölçüde zarar veren, yurttaşların tepkisini çeken Urla'nın Zeytinler ve Uzunkuyu köyleri arasında kurulu balık işleme tesisine ilave "balık silajı, balık yağı ve balık unu üretim tesisi" için İzmir Valiliği'nin verdiği "ÇED gerekli değildir" kararının yürütmesini durdurdu. Böylece, 2009 yılında sadece iki parselde faaliyet yürütmesi onaylanan ve mevzi imar planına dayanarak çalıştırılmaya başlayan tesisin büyütülmesi planına "dur" denilmiş oldu. Çevreye yaydığı kötü koku, sinek ve denize dökülen dereyi kirlettiği eleştirilerine hedef olan tesise ilişkin karar Urla köylüsünü sevindirdi.
EMSAL OLSUN, ÇİFTLİKLERE DE ÇED OLUMLU VERMESİNLER
Tesise yönelik hukuki mücadeleyi başlatan Batı Urla Köyleri Çevre Koruma, Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği'nin avukatı Şehrazat Mercan, karar öncesinde keşfe katılan bilirkişilerin projeyi inceleyerek çevreye olumsuz etkilerini ve eksiklikleri detaylı bir raporla ortaya koyduğunu anlattı. Çevreci Avukat Mercan, "Bu durumda, mevcut ve çalışan tesisin de ne derece kirletici olduğu da ortaya çıkmıştır.
Urla’nın ve Yarımada’nın gelişimi, kırsal turizm ve tarıma bağlıdır. Endüstriyel ve kirletici tesisler ile kalkınma hedefi yoktur. Bu nedenle, denizlerimizde orkinos ve balık çiftliklerine, kıyılarımızda ve karada bunların işleneceği ya da işlenmekte olduğu tesislere asla ÇED Gerekli Değildir, ÇED Olumlu veya plan izin onay işlemleri verilmemelidir. Bu açıdan Zeytinler ve Uzunkuyu balık tesisine karşı davada alınan bilirkişi raporu ve yürütmenin durdurulması kararı değerli bir tespittir" dedi.
URLA YARIMADASI İÇİN ÖNEMLİ KARAR
Zeytinler ve Uzunkuyu'nun tarım arazileri, havası, yeraltı suları ve dereleri bakımından son derece önemli köyler olduğunu vurgulayan Mercan, "Buraları geliştirecek olan tarımdır. Tarım ürünlerinin değerlendirilmesine ve turizme yönelik tesislerdir. Her iki köyün güney aksında bulunan Köstem Zeytin ve Zeytinyağ Müzesi, Şarap Tesisleri, kır restoranları bu köylerimizi turizme kazandırmada öncüdür. Bu sebeple, Zeytinler ve Uzunkuyu Köyleri yurttaşlarının, Batı Urla Köyleri Çevre Koruma, Güzelleştirme ve Kalkındırma Derneği’nin bu hukuk mücadelesinde alınan ilk başarı önemlidir. Urla için, Yarımada için de önemlidir. Hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu.
İKİ KÖYÜN ARASINDA
Batı Urla Köyleri Derneği Başkanı Aşkın Yaka, "Tesis iki köyün tam ortasında bulunuyor. Zamanında zaten uygunsuz bir şekilde verilen bir kararla, bu sanayi tesisi köylerimizin, yaşam alanlarımızın ortasına konuşlandırılmış. Bu akıl alır gibi değil. Yaydığı, kötü koku ve kirliliğin yanı sıra konutların arasından her gün onlarca mal getirip götüren kamyon geçiyor. Bu akla aykırı bir durum. Mahkeme en azından tesisin büyütülmesine izin vermemiş. Sevindirici bir karar. Hukuken haklılığımızın görülmesi güzel" dedi.
HALK SAĞLIĞINI TEHDİT EDİYOR
Urla Belediyesi CHP'li Meclis Üyesi Meltem Bodrumlu ise "Yurttaşlar haber vermese bu tesisin büyütülmesi kararını ruhumuz bile duymayacaktı. Sessiz sedasız buraya o tesisi kuracaklardı. Tesis, koku ve çevreye verdiği rahatsızlığının yanı sıra halk sağlığı açısından da ciddi sorunlar yaratıyor. Çünkü burası bir ova, çökelti yani... Tesisten yayılan koku tamamen ovaya çöküyor. Ayrıca hemen yakınında 152 çocuğun eğitim gördüğü Uzunkuyu Köyü İlköğretim Okulu var. Gelip geçen kamyonlar büyük risk teşkil ediyor. İptal kararıyla sevindik ama daha yolun başındayız. Bu tür girişimlere karşı duracağız" ifadelerini kullandı.
(Çevreciler ve yurttaşlar geçen ocak ayında tesise yönelik eylem yapmıştı)
ASİTLE PARÇALAYACAKLARDI
Geçen yıl Urla köylülerinin eylem yapıp tepkisini dile getirdiği "balık atığı işleme, balık silajı ile balık yağı ve balık unu üretim tesisi"nde günde 60 ton, yılda 18 bin ton balık atığı işlenmesi planlanıyordu. Projenin tanıtım dosyasında, balık atıklarına asit ilave edilerek balığın sıvılaştırılmasının sağlanacağı bilgisi yer alıyordu. Slaj yapımında ise organik asit kullanılacağı, bunun için de formik asitin tercih edileceği belirtiliyordu. Tesisten çıkacak günlük 32 metreküp atıksuyun ise arıtıldıktan sonra DSİ’nin onay vereceği en yakın dere yatağına bırakılacağı ileri sürülüyordu.