Halk TV’de yayınlanan “20. Saat” programında Özlem Gürses’in konuğu olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, parti üyesi Levent Özeren’in Semiha Yıldırım hakkındaki tweet’leri için özür diledi. Akşener, “Benim ahlaksızım, onun ahlaksızı diye yürürse bu mesele çözülmez” diye ekledi.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Aday Adayı olan Levent Özeren sosyal medya hesabından paylaştığı tweet’leri gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, parti üyesinin 2015 ve 2016 yıllarında tweet’lerinin tespit edildiğini doğruladı.
BİNALİ YILDIRIM’I ARADIM
Bu konuyla ilgili Binali Yıldırım’ı aradığını anlatan Akşener, “Semiha Hanım’ın haberinin olup olmadığını sordum. Bilmediğini söyledi. O nedenle dün tweet atmadım. Başak Demirtaş’a da atmamıştım. Bu tür konuları bir tweet ile halledemiyorsunuz. Salı günü grupta bu konuyu konuşmak üzere bıraktım. İsminin keşke geçirilmemesini sağlayabilseydim” dedi
“Parti üyemiz olan Levent Özeren’in 2015’de Emine Hanım için bir tweet’i, 2016’da Semiha Hanım için attığı tweet var” diyen Akşener, sözlerine şöyle devam etti:
“İYİ Parti üyesi Özeren’in bu tutumu sebebiyle ben Semiha Yıldırım’dan İYİ Parti genel başkanı olarak özür diliyorum. Bir kadının incitilmesi çok kötü bir şeydir. Amasız, fakatsız, ancaksız, lakinsiz özür diliyorum. Anlıyorum ki bana çok kızmışlar. Sebebini bilmiyorum.”
MAHİR ELLER BİR TAŞLA İKİ KUŞ VURMAYA KALKTI
“AK Parti’nin yöneticileri bu konuda çok mahir” diye konuşan Akşener, “Keşke Semiha Hanım üzerinden değil de benim üzerimden o ‘tag’ler açılabilseydi. Semiha Hanım’ın özne yapılmasından çok üzgünüm. AK Parti’nin o trolleri yöneten arkadaş açısından da… Bir taşla iki kuş vurmaya kalkışılmış” ifadelerini kullandı.
Akşener’in konuya ilişkin değerlendirmesi şöyle son buldu:
“Hiç dolandırmadan, İYİ Parti’nin üyesi değildi, onu yapmış bunu yapmış demiyorum. Bugün İYİ Parti’nin üyesiyse sorumluluk bendedir. Özür dilerim. Ama 2006’daki o tweet’i bugün ‘tag’ haline getirmek ve öznesinin Semiha Yıldırım olması, onun incitilmesi, bunun herkes tarafından öğrenilmesinin sağlanmasını da o mahir ellerin çok yanlış yaptığını söylemek isterim.”
“ERDOĞAN KIZINI KORUYAMADI
“Siz ‘benim ahlaksızım, onun ahlaksızı’ üzerinden yürürseniz bu meseleyi çözemezsiniz” diyen Akşener, “Kadını kocasının, abisinin, babasının mülkiyetinde gören bir zihniyet. Kadınlara bunlar gıcık” dedi.
Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının istendiğini vurgulayan Akşener, değerlendirmesini şöyle açtı:
“İstanbul Sözleşmesi’nin öznesi cinsiyet ayrımcılığına uğrayan kadınların ayrımını ortadan kaldırmak. Sosyo-ekonomik olarak geride bırakılmış kadınların bu yanını düzeltmek. Şiddete engel olmak. O dönemde hem Sayın Erdoğan’ın küçük kızı Sayın Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın ikinci başkan olduğu Kadem de bunun içinde. Pek çok farklı görüşlerdeki kadın STK’ları bunun içinde. Kardeşim bunu niye imzaladın, bugün niye kaçıyorsun?”
İSTERDİM Kİ ELİNİ MASAYA VURSUN…
‘İstanbul Sözleşmesi için bazı cemaatlerin akıl hocalığı yaptığı söyleniyor, doğru mudur?’ sorusuna Akşener’in yanıtı özetle şöyle oldu:
* İcap ediyor. Çünkü bu bir zihniyet. İlk Akit gazetesinde başladı bu iş. Bizzat Sümeyye Bayraktar’a ve vakfına yüründü. Sayın Erdoğan kızını koruyamadı.
* Daha vahim bir iş daha var. Kadının geride bırakılmaya gayret edilmesinin, sosyo-ekonomik durumunun, eğitiminin ve şiddetin önüne geçmek, bu eğitimin sağlanması için ekstra ayrımcılığın yapılmasını öngören bu sözleşmeyi LGBT yürüyüşle tarif ederek, kadının kazanımlarını ortadan kaldırmaya yönelik bir davranış biçimidir.
* Ben Sayın Erdoğan’dan beklerdim ki burada masaya elini vursun, bu uygulanacak desin. Bu sözleşme uygulanmış olsaydı ve uygulanırsa kadınlarımızın kazanabileceklerini düşünün. Ama bu bir zihniyet meselesi.