GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
18 Mart 2020 Çarşamba 11:43

Çanakkale'de sessiz tören

Türk tarihinin en büyük zaferleri arasında yer alan 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü programları kapsamındaki törenler, koronavirüs salgını sebebiyle ertelendi. Erteleme sonrası Çanakkale'de sade bir çelenk sunumu ile bu yılki törenler tamamlandı.Çanakkale Belediye Başkanı CHP'li Ülgür Gökhan da konuşmasını sosyal medya üzerinden yaptı.

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 105. yıl dönümü korona virüs engeline takıldı. 18 Mart kutlamaları için günler öncesinden hazırlıkların başladığı Çanakkale’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla hem stadyumda hem de Şehitler Abidesi'nde programların yapılacağı açıklanmıştı. Ancak son günlerde Türkiye'de de görülmeye başlayan ve hızla yayılan ölümcül koronavirüs salgını sebebiyle önce geçtiğimiz cuma günü stadyumdaki kutlama programları, ardından da pazartesi günü Şehitler Abidesi’ndeki tören İl Anma Komitesi tarafından iptal edildi. Arka arkaya iptal edilen törenler sonrası 18 Mart sabahına uyanan Çanakkale’de,18 Mart Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma Günü sade bir çelenk töreni ile anıldı.

Programa Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Çanakkale Milletvekili Jülide İskenderoğlu’nun yanı sıra çok sayıda askeri ve idari yetkililer katıldı. Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştirilen programda Atatürk büstüne çelenk sunumunun ardından ay-yıldızlı bayrağa altın madalya takıldı. Günün anlam ve önemine binaen 21 pare top atışı yapıldı. Saygı duruşunda bulunulmasının ardından askeri bando takımının eşliğinde İstiklal Marşı’nın okunmasıyla Çanakkale'deki 18 Mart törenleri de tamamlanmış oldu.

Çanakkale Belediye Başkanı CHP'li Ülgür Gökhan’ın, bu yılki 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 105. yıldönümü konuşması duygulandırdı. Sosyal medya üzerinden Çanakkalelilere seslenen ve bu yıl mesajını kadınlara adadığını vurgulayan Başkan Gökhan, şunları söyledi:

"Ben bugün size başka birilerinden bahsedeceğim. Pek görülmese de görülmek istenmese de övgüye değer birileri var. Anıldıkları, anlaşıldıkları yok. Anıtları yok. Ama anıt gibi birileri var.Çanakkale şehitleri gibi özverili ve yürekli birileri var. Kadınlar. Kınalı kuzulardan bahsederiz hep. Peki ya onları kınalayanlar? Anıtları dikilenlerden söz ederiz hep. Ya ağıtları yakanlar? Kaçının adını sayabiliriz bir çırpıda? Oysa 105 yıl evvel Çanakkale’nin yangın yerine, bir parçalarını gönderdi onlar. Toprakları, kadınlıklarıyla onlar harman etti. En ağır bedelleri hep onlar ödedi. Kim demiş ki Çanakkale Cephesine sadece erkekler gitmiştir. Bir de ellerinden tutup dualarıyla analar gitmiştir. Kim demiş ki sadece askerler can verir. Oğullarıyla birlikte, analar da toprağa canından can verir. Burası Çanakkale’dir, burası hürriyet için düşmeyecek ANA Kaledir. Anaların evlatlarını gönderdiği Çanakkale, aslında ANA’lara çok benzer. Şefkatli bir ana çocuklarını nasıl bağrına basarsa, Çanakkale’de işte öyle bağrına basar. Üstelik evlat da ayırt etmez; Hatay’lı Mehmet’i de, Manastırlı Hüseyin Avni’yi de, Fransız Joseph’i de, Avustralya’lı Tom’u da koynunda saklar. Çünkü analar bilir; tarihi yazanlar rakamlar değil insanlardır.”