Özel, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un, geçen hafta Meclis çalışmalarına yönelik değerlendirmelerine işaret eden Özel, Şentop’un son Anayasa değişikliği sırasında Anayasa Komisyonu Başkanı olarak görev yaptığını anımsattı. Özel, “rejime kast eden değişikliğin vebalini en çok taşıyan kişi” olarak nitelendirdiği Şentop’un pişmanlık duymadığını ama yaptıklarını da örtmeye çalıştığını söyledi. Şentop’un, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yasa tekliflerini sadece milletvekillerinin sunacağına” yönelik açıklamalarını hatırlatan Özel, bakanların hazırladığı kanun tekliflerinin TBMM’de kabul edildiğini söyledi.
Özel, “Bütün teklifler günler hatta saatler içinde kanunlaşarak yürürlüğe girdi. Milletvekillerini birer kalem efendisine dönüştüren, haberlerinin dahi olmadığı metinlerin altına imza atan ama kendi çabalarıyla yasa çıkaramayan ve sadece maaş karşılığında akıllarının, vicdanlarının değil parmaklarının iktidar partisi tarafından ücretlendirildiği bir sisteme getirildiğimiz ortadadır.” ifadelerini kullandı.
Özel, “İktidarı devraldığı hükümet, soru önergelerinin yüzde 86’sına cevap vermiş. AKP döneminde bu, yüzde 55, 40, 15 ve 10’lara düşmüş.” dedi.
Milletvekillerinin soru önergelerinin cevaplanma oranının son parlamenter hükümet döneminde yüzde 10’a düştüğünü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi döneminde ise yüzde 4,5’e kadar gerilediğini belirten Özel, Mecliste güvenoyu almayan hükümetin, Meclise duyulan saygı ve halkın haber alma hürriyetine bakışını ortaya koyduğunu vurguladı.
TBMM Başkanı Şentop’u, anayasa değişikliğinin “mutfaktaki baş aşçısı” şeklinde nitelendiren Özel, şunları kaydetti:
“Katar uçağının hibe olarak alınmasının kabul edilebilir olmadığına yönelik kanun teklifi vermiştik. 10 ay sonra kanun teklifini geri yollamış Mustafa Şentop. Islak imzası burada. 5 aydır kendisi, ondan önce Binali Yıldırım Meclis Başkanıydı. 10 ayın sonunda diyor ki ‘Teklifinizde bazı cümleler incitici.’ ‘Devletimizin ve ülkemizin bekasından sorumlu tek kişinin şahsi kullanımı için lüks uçak almanın peşine düşmesi.’ cümlesini incitici bulmuşlar.”
CHP’nin bu iadeyi yok hükmünde saydığına işaret eden Özel, incitici bulunan ifadenin revize edilerek teklifin yeniden sunulacağını söyledi. Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Esas sıkıntının bu Mecliste Katar uçağının iadesinin oylatılmaması olduğunu biliyoruz. O ifade mi rahatsız etti, o ifade revize edilecek. Önerge tekrar verilecek, o oylama bu Mecliste yapılacak. Küçük ortak ne oy kullanacak, hepimiz göreceğiz. Esas karın ağrısının, esas sıkıntının, Katar uçağının iadesine oy kullanacak partilerin toplam milletvekili sayısının AK Parti’den 20 fazla olduğu ve bu tartıya çıkmak istemedikleri ortada. Bu, önümüzdeki 1 yıllık yasama döneminde Şentop’un kaçamayacağı oylamadır. Eğer çok kendinden eminse, gelip o oturumu kendisi yönetsin. Kimin ne oy kullandığını ve bunun nasıl bir sonuç doğurduğunu göreceğiz. Tarafsız olması gereken birinin eliyle yapılan bu müdahaleyi içerik denetimi olarak görüyoruz. Kesinlikle kabul etmiyoruz.”
“Şentop’un kişisel biat endeksini hayata geçireceksek…”
TBMM Başkanı Şentop’un “Parlamenter sistemler krallıklarda olur.” ifadelerini hatırlatan Özel, “Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur.” dedi.
Özel, Şentop’un İngiltere, Hollanda ve Avustralya’yı krallık sayarak, buraların sembolik birer makam olduğunu ve iyi işleyen parlamenter demokrasiler olduğunu unuttuğunu söyledi.
Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik Endeksi’ne göre dünyanın en iyi durumdaki 10 ülkesinin parlamenter sistemde olduğunu anlatan Özel, en kötü durumdaki ülkelerin ise başkanlık veya yarı başkanlık sistemiyle yönetildiğini söyledi.
Özel, “İnsani Gelişmişlik Endeksi’ni değil de Mustafa Şentop’un kişisel biat ve bağlılık endeksini hayata geçireceksek söyleyecek söz yok. Ama ekonomi konuşacaksak en başarılı milleti gelire sahip sistemler parlamenter sistemler. En başarısız ülkeler de başkanlık ve yarı başkanlıklar. Ama Mustafa Şentop, Ağrı Dağı kadar, güneş kadar gerçek, okyanus kadar elle tutulabilir gözle görülebilir bir şeyi sadece ve sadece kendi, nasıl yapıldığı belli olmayan kriterlerine göre yanıltmaya çalışıyor. Bunun tamamını reddediyoruz.” eleştirilerinde bulundu.
CHP’li Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “CHP’nin gündeminde terör niçin yok?” ifadelerini anımsatarak, partisinin terörle mücadele konusunda tavizsiz tutumu bulunduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun terör örgütü tarafından Artvin Şavşat’ta saldırıya uğradığını, DEAŞ terör örgütünün ise Adalet Yürüyüşü’nü hedef aldığını anımsatan Özel, FETÖ ile de tarihsel husumetleri bulunduğunu dile getirdi.
Bu önemli noktaların Bahçeli’nin söyleminin haksız olduğunu söyleyen Özel, “Siz, AK Parti döneminde ikinci cemaatleşme hamlesinin, cemaatler tarafından devletin ele geçirilme hamlesinin baş destekçisisiniz. Biz terör örgütünün hedefiyiz. Siz terör örgütlerini devlete yerleştirenlerin destekçisisiniz.” ifadelerini kullandı.
“Anayasa Mahkemesi övülecek bir iş yapmamıştır”
Özgür Özel, Anayasa Mahkemesinin (AYM) Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi bildirisine imza atan akademisyenlere yönelik kararını da anımsatarak, şunları söyledi:
“OHAL döneminin en tartışmalı kararını Anayasa Mahkemesi mahkum etmiştir. Oy birliği ile geçmesi gereken kararın 8-8 kalıp başkan oyuyla geçmesi tarih önünde not edilmesi gereken bir karardır. Bu karar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve onu yönetenlere üç acil görev yüklemektedir: Barış Akademisyenlerinin haklarının ve görevlerinin iadesi; uğranmış olan zararların olabildiğince tazmini; noktasız, virgülsüz amasız fakatsız bir özür.”
Türkiye’nin en iyi yetişmiş akademisyenlerinin haklarının ihlal edildiğini ve itibarsızlaştırıldığını savunan Özel, “Anayasa Mahkemesi övülecek bir iş yapmamıştır, yapması gerekeni yapmıştır, yarı yarıya yapmıştır, aslında kendi kendisini de mahkum etmiştir. Ne kadar hukuksuzluk varsa, bugün ‘hukuk ihlali yapıldı’ diyen Anayasa Mahkemesi yüzünden de yapılmıştır.” dedi.
“Sağlık Bakanı, Medipol Üniversitesinin kurucularından”
Özgür Özel, Medipol Üniversitesi’ne yönelik şu ifadeleri kullandı:
“Medipol Üniversitesinin kurucularından Sağlık Bakanı. Bakan, vatandaşın işine bakmak yerine yetkiyi aldığı kişiye ve kendisini oraya taşıyanlara minnet duyduğu için, gücünü parlamentodaki güvenoyundan almadığı için buranın denetiminde olmadığı için eski patronların, yol arkadaşları ve mesai arkadaşlarından güç aldığını, onların hayrına iş yapma mecburiyeti hissettiğini çok açık şekilde ortaya koymaktadır. Fahrettin Koca, Medipol Üniversitesine yaptığı tahsislerle, TCDD Başmüdürlüğü olarak kullanılan tarihi misafirhaneyi ve AOÇ’den ağaçlandırma kararı alınmış bir arsayı Medipol Üniversitesine vererek, gerçekten vatandaşın, milletin, halkın bakanı olmadığını, eski ekibinin işlerine baktığını göstermiştir.”
“CHP leke gösteriyor, çünkü oldukça temiz”
CHP’li Özel, hazırlayacakları kanun teklifi ile yerel yöneticilerin birinci derece yakınlarının belediyelerde görevlendirilmesinin başkanların ikinci maaş almalarının önüne geçmeyi hedeflediklerini söyledi.
Siyasi Etik Kanunu’nun arkasında olduklarını ancak gelişmesini istediklerini dile getiren Özel, şöyle devam etti:
“Bu konuda gelişen haklı tepkiler söz konusu. CHP olarak bu konuda tavizsiz olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. İki örneği birlikte yaşadık. İddialar var. Doğruysa hemen araştırılıyor, ilgili genel başkan yardımcısı tarafından bu işin sonlandırılması gerektiği söyleniyor. Ama bir gerçek var. CHP leke gösteriyor bu konuda, çünkü oldukça temiz. AKP sağolsun, kir tutmuyor çünkü kiri göstermeyecek kadar kirli. Bir sayfada CHP’nin bu konuda yanlış yapan bir belediye başkanı var. Savunmadık. Hatadan döndüler. Ama AKP’nin durumu gri bir kağıda kurşun kalemle koyduğum bir leke gibi. Bursa 10, Trabzon 5 şirketten birden ve AKP’den çıkan bir ses yok.”
CHP’nin hazırlayacağı kanun teklifine ilişkin bilgi veren Özel, şunları kaydetti:
“CHP olarak yerel yöneticilerin birinci derece yakınlarının belediye, iştirak ve şirketlerde görevlendirilememesi; kendilerinin belediyeden herhangi ikinci bir maaş ve ödeme alamamaları konusunda bir kanun teklifi hazırlıyoruz. Önümüzdeki günlerde Meclis Başkanlığına sunacağız. Bu kanun teklifinin AK Parti ve küçük ortağı tarafından nasıl değerlendirileceğini bekliyoruz. CHP olarak bu konuda tavizimiz yok, hiçbir CHP’li belediye başkanın bunu yapmasını hoş görmüyoruz ve izin vermiyoruz. Gelin bunu kanuna koyalım, hiçbirimiz yapamayalım.”
CHP’li belediye başkanının, birinci derece yakınını belediye şirketine üst düzey yönetici olarak atamasının bazı basın yayın kuruluşlarınca ağır şekilde eleştirildiğini anımsatan Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birinci derece yakınını Hazine ve Maliye Bakanı olarak atadığını söyledi.
“Tavizsiz ve net tutum ortaya koyduk”
Özgür Özel, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Kanun teklifinin detaylarına ilişkin bir soru üzerine Özel, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun CHP’li belediye başkanlarına yönelik ilkeleri içerecek teklife yönelik hazırlıkların devam ettiğini, son şeklini verdiklerinde basın mensuplarıyla paylaşacaklarını anlattı.
Kanun teklifiyle, yerel yöneticilerin ikinci bir ücret veya ödeme almasının yasaklanmasının öngörüldüğünü belirten Özel, birinci derece yakınlarını belediye, iştirak ve şirketlerine atayamayacak olan yerel yöneticilerin ikinci derece yakınlarını da çok özel durumlar dışında söz konusu pozisyonlara yerleştirmesinin önüne geçilmesinin hedeflendiğini ifade etti.
CHP’nin kendi belediyeleri açısından aldığı kararın bu olduğunu bildiren Özel, uymayanlara yönelik tavizsiz ve net tutum ortaya koyduklarını söyledi.
“Erken seçim çağrımız yok”
CHP’li Özel, CHP’nin yürüttüğü anayasa çalışmasına yönelik bir soru üzerine de bir metin dayatması yapmayacaklarına işaret etti.
Özel, “Biz, rejime kast eden 16 Nisan Anayasa değişikliğinin geri alınmasını, yetmez, 12 Eylül ile hesaplaşılmasını, darbe hukukunun tortularının kazınmasını teklif ediyoruz. Parlamenter demokratik sistemi öneriyoruz. Öncelediğimiz en temel mesele, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı. Bu, bizim anayasa perspektifimiz.” diye konuştu.
Erken seçime yönelik bir soruyu da Özel, “Erken seçim çağrımız yok.” şeklinde yanıtladı.
İktidarın vaatlerini yerine getirmemesi halinde milletin hesap soracağını, buna yönelik bir takvimlendirmenin gündemlerinde olmadığını belirten Özel, hükümetin ülkeyi yönetemediği noktada CHP’nin yönetime talip olduğunu vurguladı.
Özgür Özel, “Meclis 78 araca aylık yaklaşık 1,2 milyon lira ödüyor. Daha ucuz araçlardan kiralanamaz mı?” şeklindeki soruya da “Ey Merkel diyenler, iki kiralama arasında Meclisin bütçesini kalkındıran arabalar aldılar.” karşılığını verdi
Lüks araçların kiralanmasını eleştiren Özel, bu kararın Meclis Başkanlık Divanında çoğunluğu oluşturan parti ve partilerce alındığını söyledi.