Bütçenin tümü üzerine söz alan CHP ?zmir Milletvekili Rahmi A?k?n Türeli, ?unlar? söyledi:
"Bu Cumhuriyetimizin ikinci yüz y?l?n?n ilk bütçesi. Cumhuriyet kuruldu?u zamanda 1924 y?l?nda ilk bütçe haz?rlanm??. Merak ettim ilk bütçeyi, nas?l bir bütçe haz?rlanm?? diye bakt?m ; denk bütçe haz?rlamak istemi?ler. Tabii kolay de?il. Çünkü yeni bir devlet kurman?n getirdi?i harcamalar, göçmenlerin geli?i onlar?n iskan edilmesi, harp alanlar?n?n tamiri, zarar görenlerin zararlar?n?n tazmini gibi birçok nedenle asl?nda ilk ba?ta belirli bir aç?k olmu?.
1924 bütçesinin bütçe gider tahmini; 140,4 milyon lira, bütçe gelir tahmini; 129,2 milyon lira, bütçe aç???; 11,2 milyon lira olarak öngörülmü?. Fakat 1924 y?l? ko?ullar?nda bütçe aç?k vermemi?. 6,8 milyon lira fazla vermi?. Bu dönem çok ciddi anlamda genç Cumhuriyet’in kurucular?nda denk bütçe fikri olu?mu? ve 1926 y?l?nda denk bütçe haz?rlanm??. 1929 büyük ekonomik buhran ve sonras?nda ya?anan o krizin sürmesi sonucunda yine bütçede bir k?s?m aç?klar verilmi?. 1927 y?l?nda Muhasebeyi Umumiye Kanunu ç?kar?lm??. 2003 y?l?nda 5018 say?l? Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Yasas? ç?kana kadar Muhasebeyi Umumiye Kanunu geçerli olmu?.
Muhasebeyi Umumiye Kanunu'yla belirlenen sistemin özelli?i ?u; giderler ve gelirler tek Hazine hesab?ndan yap?lm??. Bugün Türkiye Varl?k Fonu var, döner sermayeli kurulu?lar var, bütçe d??? fonlar var, özel hesaplar var. Bunlar?n hepsinin bütçe d???nda olmas?n? ele?tiriyoruz. Kesin Hesap Kanunu'nda da Say??tay'?n da bu konuda çok ciddi ele?tirileri olmas?na ra?men bu, ayn? yanl?? sistem devam ediyor. O, Cumhuriyet 1927 y?l?nda bu kanunla birlikte tek hesaptan gelirleri ve giderleri birlikte görmü? ve birlikte izlemi?. Bu da asl?nda onlar?n ekonomiye ve sosyal hayata bak??lar?n?n o konuda ba?armak istedikleri ?ey için bütçeyi nas?l bir araç olarak gördüklerinin en büyük örne?idir.
"BÜTÇE TEK BA?INA B?R ?EY ?FADE ETM?YOR"
Bütçe tek ba??na bir ?ey ifade etmiyor. Bütçe bir bütünün parças?, en yukar?da plan var alt?nda programlar var. Bugün üzerine konu?tu?umuz bütçe bütüncül bir perspektiften yoksun, içsel tutarl?l??? olmayan ve birbirinden kopuk metinler ?eklinde. Bu hükümetin, plan?n da ötesinde uzun vadeli bir stratejisi yok. Türkiye'yi nereden gelip nereye götüreceksiniz, nas?l bir yol izleyeceksiniz? Yöntemler neler, araçlar neler? Uzun vadeli bir strateji yok. 2011 y?l?nda 2023 hedefleri dediler, 12 y?ll?k bir perspektifti, toplum da 2023 hedeflerinin olabilirli?ini dü?ündü. Bugün geldi?imiz noktada, 2023 y?l?nda, 2023 y?l? hedefleri çöpe at?ld? ve 2053 y?l?na ertelendi. 30 y?l sonra 2023 y?l?nda yapmak istediklerinizi ?imdi 2053 y?l?nda yapaca??n?z? söylüyorsunuz. Böyle gayri ciddi devlet yönetimi olmaz.
“BU BÜTÇEN?N 12. KALKINMA PLANIYLA DA ?L??K?S? YOK”
Kalk?nma planlar? ka??t üzerinde. AKP hükümetleri döneminde haz?rlanm?? kalk?nma planlar? birbirinin ayn?s?, hiçbir de?i?iklik yok. Yine cari i?lemler problemi devam ediyor, yine vergi yap?s?ndaki çarp?kl?k devam ediyor, çal??ma hayat?ndaki sorunlar devam ediyor. Hiçbir ?ey çözülmemi?. Orta vadeli programlar birbirinin ayn?s?, kopyala yap??t?r format?nda ve bütçeler, içinde ya?ad???m?z sorunlar? çözmüyor. Biz burada bütçe konu?uyoruz ama bu bütçenin bu sene haz?rlanm?? olan 12. Kalk?nma Plan?yla da ili?kisi yok. Bir amac?n?z bir hedefiniz varsa bunun alt?nda belirli politikalar olacak, onun alt?nda tedbirler olacak, kaynaklar bu do?rultuda mobilize edilecek. Ben burada kaynak harcama dengesine bakt???m zaman kalk?nma plan?nda söylenen önceliklerin, amaç ve hedeflerin gerçekle?mesini mümkün görmüyorum.
"NEOL?BERAL EKONOM? MODEL? NOKTASINA, V?RGÜLÜNE DOKUNMADAN UYGULANMAYA DEVAM ED?LM??T?R
Neoliberal ekonomi modeli, AKP hükümetleri döneminde noktas?na, virgülüne dokunmadan uygulanmaya devam edilmi?tir. Bu model 1970'li y?llar?n ikinci yar?s?nda ç?km?? bir modeldir. 1980'lerle birlikte önce Amerika'da sonra ?ngiltere'de ve sonra bizim gibi birçok ülkede ve ayn? zamanda IMF ve Dünya Bankas? politikalar?yla önerildi?i ?ekilde uygulanm??t?r. Fakat 1990'lar?n ikinci yar?s?ndan itibaren ba?layan krizler, 2008-2009 küresel krizi ve en son 2020 y?l?ndaki pandemi krizi bugün art?k neoliberal ekonomik modelin uygulanamayaca??n? aç?k ve net olarak ortaya koymu?tur. Bu model sonucunda dünyada küresel adaletsizlikler artm??t?r. Gelir ve servet e?itsizli?i büyümü?tür. Yoksulluk artm??, kamu hizmetleri gerilemi? ve emek kesiminin sermaye kesimi kar??s?ndaki göreli konumu gerilemi?tir. Bu ayn? zamanda çok ciddi bir küresel göç, s???nmac? ve mülteci sorununu ortaya ç?karm??t?r.
AKP hükümetleri neoliberal ekonomik modelinin en sa?d?k uygulay?c?lar? olmu?tur. Neoliberal politikalar, muhafazakar bir ideolojik perspektifle hayata geçirilmi?tir. D?? kayna?a özellikle s?cak paraya dayal? büyüme modeli uygulanm??t?r. Tar?msal destekler azalt?lm?? ve tar?m adeta tasfiye edilmi?tir. Kamu kurumlar? özelle?tirilmi?tir. Kamu yat?r?mlar? KO? modeliyle özel sektöre yapt?r?lmaya ba?lanm??t?r. E?itim ve sa?l?k hizmetleri gittikçe artan bir biçimde ticarile?mi?, piyasala?t?r?lm??, piyasa ko?ullar?na b?rak?lm??t?r. Emek kesiminin sermaye kesimi kar??s?ndaki konumu gerilemi?, eme?iyle geçinenlerin gelirleri ve sat?n alma güçleri azalm??t?r.
"KAMU KES?M? DENGELER? SÜRDÜRÜLEB?L?R DE??LD?R"
Bütün dünyada kamu daha aktif biçimde devreye girerken, bizde ise neoliberal modele ili?kin bir de?i?iklik yok. Özelle?tirmelerin devam edece?i öngörülmü?. Tar?msal destekler yine yetersiz. Ücretler hedef enflasyona göre belirlenecek deniyor. Daha da vahimi bu kadar yüksek enflasyonun oldu?u ortamda asgari ücretin y?lda bir kez belirlenmesi karar? al?n?yor. AKP hükümetleri döneminde Türkiye'nin yap?sal sorunlar? çözülmemi?, aksine a??rla?m??t?r. Cari i?lemler aç??? yüksek seviyelerde gerçekle?mektedir. Cari aç???n en büyük nedeni Türkiye'deki üretim ve ihracat yap?s?n?n ham madde ve ara mal? ithalat?na ba??ml? olmas?d?r. Bu oranlar çok yüksek oranlardad?r.
Kamu kesimi dengeleri sürdürülebilir de?ildir. Dolay? vergileri dayal? bir vergi yap?s? var. Bu vergi yap?s?n?n yüzde 65'i dolayl? vergilere yani mal ve hizmetler üzerinden al?nan vergilere ba??ml?d?r. Çal??ma hayat?nda da çok ciddi sorunlar vard?r. Hem i? gücüne kat?lma oranlar? hem istihdam oranlar? son derece dü?üktür. Türkiye'de i? gücüne kat?l?m oranlar? yüzde 52-53 seviyelerinde. Ama OECD ortalamas? yüzde 70. Bir an için Türkiye'nin i? gücüne kat?l?m oran?n?n yükseldi?ini dü?ündü?ünüzde i?sizlik oranlar? bugünkünün 3-4 kat?na t?rmanacak. Çok ciddi bir kay?t d???l?k vard?r. Sendikala?ma oran? son derece dü?üktür.
"?MALAT SANAY?N?N TEKNOLOJ? YO?UNLU?U SON DERECE DÜ?ÜKTÜR"
?malat sanayinin teknoloji yo?unlu?u son derece dü?üktür. ?malat sanayi lokomotif sektördür. Türkiye daha çok dü?ük ve orta dü?ük teknoloji sektörlerin ve o sektörlerde üretilen mal ve hizmetlerin egemenli?i alt?ndad?r. Toplama 100 dedi?imizde yüksek teknolojili sektörlerin toplam içindeki pay? sadece yüzde 3'tür. Bize benzer ülkelerde yüzde 20'ler seviyesindedir. Bununla Türkiye nas?l dünyayla bütünle?ecek? Biz dü?ük katma de?erli üretimle dünyan?n fason üretim zinciri olarak niteliksiz eme?e dayanan, kay?t d??? ekonomiye dayanan bir modelle dünyayla bütünle?ilmesine kar??y?z. 21 y?ld?r iktidarda olan bir siyasi parti var sanki yeni iktidara gelmi? gibi bir k?s?m ?eyler önümüze koyuluyor.
Yurt içi talebe, üretimin yap?s?na bakt???m?z zaman özellikle özel tüketime dayal? bir model var. Do?ru olan sermaye stokunu art?rarak ekonominin potansiyel büyümesini art?ran bir modeldir ve böyle bir modele ihtiyaç vard?r. Daha çok in?aat sektörü belirleyici. Kamu yat?r?mlar? geriliyor. Kamu sabit sermaye yat?r?mlar?n?n milli gelir içindeki pay? 2002 y?l?nda yüzde 4,8'mi?, 2024 y?l?nda yüzde 3,4 olarak gerçekle?mesi öngörülüyor. Kamu sabit sermaye yat?r?mlar?ndaki gerileme Kamu Özel ??birli?i modeliyle geçmi?te kamunun yapt??? yat?r?mlar? ?imdi özel sektöre yapt?rarak çözülmeye çal???l?yor. Çok aç?k ve nettir bu model yanda? sermayeye, 5'li çeteye kaynak aktarman?n bir mekanizmas?na dönü?mü?tür. KÖ? ödemeleri; 2024 y?l?nda 162,4 milyar lira, 2025 y?l?nda 240,8 milyar lira, 2026 y?l?nda 270,3 milyar lira. Toplam önümüzdeki 3 y?l 673,6 milyar lira.
1'E YAPTIRILACAK ??LER 5'E, 10'A YAPTIRILMI?, GARANT?LER VER?LM??
Bir ekonomide geli?mi?lik için, gerekti?inde kamusuyla özel sektör birlikte olur ama biz bu modele ba?tan beri ele?tiri getiriyoruz çünkü bu modelin hesab? kitab? yok; bu modelde, fizibiliteler nedir, sözle?meler nas?l yap?ld?, bunlar? göremiyoruz. 1'e yapt?r?lacak i?ler 5'e, 10'a yapt?r?lm??, garantiler verilmi?; köprü, otoyollarda geçi? garantileri, havaalanlar?nda uçu? garantileri, hastanelerde yat?? garantileri ve döviz cinsinden, dolar cinsinden verilmi?. Pandemi döneminde, soka?a ç?kma yasaklar? oldu?u dönemde dahi Türkiye t?k?r t?k?r buralara para ödemeye devam etti, böyle bir model olmaz. Ama en az?ndan ?u hesab? yap?n, bunu özel sektör yerine kamu yapsayd? kaça mal olurdu? Çünkü sonuçta ya vazgeçiyorsunuz gelirlerden ya da hastanelerde oldu?u gibi buna kira ödüyorsunuz. Onlar? belli bir faiz oran?ndan bugüne getirip bugünkü de?er hesab?n? yapman?z laz?m ama bugünkü de?er hesaplar? yok; biz bu hesaplar? görmedik, defalarca istememize ra?men bunlar?n sözle?melerini göremiyoruz, "ticari s?r" diye bir savunma yap?l?yor. Bu paralar hazineden ç?k?yor. "Hazine" demek "bizim ödedi?imiz vergiler" demek. Bizim ödedi?imiz vergilerin, bizim param?z?n nereye harcand???n? bilmek bizim en do?al hakk?m?z de?il mi? 1927 y?l?nda ç?kan Muhasebei Umumiye Kanunu'yla bütün bunlar?n hepsi denetim alt?na al?nm??t?.
"TÜRK?YE YATIRIM YAPMIYOR ve TÜRK?YE ?ST?HDAM ARTIRAMIYOR"
Türkiye yat?r?m yapm?yor, Türkiye istihdam art?ram?yor. Belirli bir büyüme var elbette ama Türkiye'nin ihtiyac? olan daha h?zl? büyümek. Yüzde 4-4,5'ler de?il yüzde 6-7'ler Türkiye için ula??labilir büyüme hedeflerdir. Kaliteli büyümeyle ula?mal?d?r. Bölü?üm boyutu bugün en önemli sorunlardan biri. Ne ac?d?r ki 12. Kalk?nma Plan?na bakt?k bölü?üme ili?kin hiçbir ?ey yok. Türkiye'nin en büyük problemlerinden birisi gelir da??l?m? bozuklu?udur, artan, derinle?en yoksulluktur. TÜ?K'in istatisti?ine göre; en yoksul kesimin milli gelirden ald??? pay binde 9'dur. En zengin yüzde 5'in milli gelirden ald??? pay yüzde 23,3'tür. 26 kat? böyle bir dengesiz büyüme modeli olmaz.
Asgari ücret açl?k s?n?r?n?n alt?nda. Bugün 4 ki?ilik bir ailede 4'ü de çal??t??? zaman ancak yoksulluk s?n?r?na ula?abiliyorlar. Enflasyon kötülüklerin anas?d?r. Ticaret kesimi bazen enflasyona göre kendini ayarlayabilir, artan maliyetleri fiyatlar?na aktarabilir. Ama sabit gelirli kesimin enflasyon kar??s?nda savunma yetene?i yoktur. ??çiler, köylüler, memurlar, emekliler, esnaflar, zanaatkarlar gerçekte çok daha yüksek oldu?u bilinen enflasyon kar??s?nda ezilmektedir. Bugün insanlar aç, böyle bir ekonomik düzen olmaz. Çiftçiye 16 milyar lira mazot deste?i veriyorsunuz 46 milyar? çiftçinin kulland??? mazota ödedi?i vergiyle geri al?yorsunuz. Böyle bir ekonomik model dünyan?n neresinde var?
"?HT?YAÇTA OLMASINA RA?MEN ?NSANLAR B?R B?Ç?MDE ÇALI?MA HAYATINA KATILAMIYORLAR"
Bugün bu ülkede atanmay? bekleyen ö?retmenler, ziraat mühendisleri, g?da mühendisleri, veterinerler, sa?l?k teknikerleri, her alanda insanlar var. Bu insanlar?n e?itim gördükleri alanda çal??mas?ndan daha güzel ne olabilir? Ama ne yaz?k ki ihtiyaçta olmas?na ra?men o insanlar bir biçimde çal??ma hayat?na kat?lam?yorlar. Bu sorunlar?n çözülmesi için hepimiz u?ra??yoruz. Bak?yorum bu bütçede buna ili?kin hiçbir ?ey yok. Cumhurba?kan? 2021 y?l?n?n Eylül ay?nda dedi ki, 'Faiz sebep, enflasyon sonuç.' Böyle saçma sapan bir ?ey yok. ?ktisat literatürüne ayk?r?. 2021 y?l?n?n Eylül ay?nda faiz yüzde 19'du, enflasyon da yüzde 19'du, dolar kuru 8 lira 30 kuru?tu. 4 ayda yüzde 19'u yüzde 14'e indirdiniz dolar kuru 4 ayda 18 lira 30 kuru?a 10 lira birden artt?, enflasyon yüzde 36 oldu.
“TÜRK?YE’DE ÇARPIK B?R MEVDUAT YAPISI VAR”
Bu y?l?n temmuz ay?na kadar Türk liras?ndan kur korumal? mevduat sistemine gidenlerin kur zarar?n? hazine, dövizden dönenleri ise Merkez Bankas? kar??l?yordu. Hazinenin kur zarar? yükümlülü?ü de Merkez Bankas?’na devredildi. Art?k rakamlar? aylar itibar?yla bire bir göremiyoruz ama ?unu görüyoruz: Merkez Bankas? analitik bilançosunun aktifinde di?er kalemler var, yakla??k 850 milyarl?k bir kur zarar, kur zarar? var. Baz?lar? diyebilir ki: "Ne olacak? Kur korumal? mevduat sisteminde birçok insan?n paras? var." Ama bak?n, mevduat yap?s? o kadar çarp?k ki Türkiye'nin mevduat yap?s?nda toplam mudi say?s?, hesap say?s? 162 milyon 784 bin 959 (birden çok hesaplar oldu?u için), orada da bölümlere göre ayr?lm??, 10 bin liraya kadar hesab? olanlar, 10.000-50.000 aras? olanlar, 50.000-250.000 aras? olanlar, 1 milyona kadar olanlar, böyle gidiyor. 1 Milyon üzeri kaç hesap var diye bak?ld???nda, 1,2 milyon ki?inin hesab? var, binde 7,3; 250 bin lira ile 1 milyon lira aras? hesap sahibi olan 3,5 milyon ki?i, yüzde 2,16; ikisini toplad???n?z zaman yüzde 3,5. Buradan kazananlar elinde büyük paras? olanlard?r ve bu bir maliyettir. Bu maliyeti bu ülkede ya?ayan milyonlarca insan ödedi ve ödemeye devam ediyor. Böyle bir sisteme geçmemi? olsayd?k, böyle bir ?ey hissedildi?i anda biraz faiz artm?? olsayd? hiçbir ?ey olmayacakt? ama sonra ne oldu?
Kur korumal? mevduat sistemi geldi. Seçimden sonra irrasyonel politikalar terk edildi. 8,5'a kadar inmi? olan Merkez Bankas? politika faizi yüzde 42,5'a ç?kt?. Dolar kuru 29 lira 23 kuru? iken, enflasyon yüzde 62-65 bekleniyor y?l sonu. Bu faiz indirimleri olmasayd? bugün enflasyon yüzde 15-20'ydi, dolar kuru da 12-13 lira olacakt?. Bu çok yüksek bir maliyettir ve bu maliyeti bütün toplum ödedi. Bütçe sadece teknik bir metin de?il ayn? zamanda politik bir metindir. Bugün mevcut siyasal yönetim ço?ulculuk ve kat?l?mc?l?ktan uzak, sistemin denge ve denetim mekanizmas? yok. Bu bir tek adam rejimidir. Böyle bir ucube sistemin dünyan?n hiçbir yerinde de benzeri yoktur. Yasama-yürütme-yarg? aras?nda güçler ayr?l??? yok. Hukuk devleti ve yarg? ba??ms?zl??? yok. Yasama demokratik geleneklere uygun kanun yap?m? ve denetim fonksiyonlar?n? icra edemiyor. Yürütme tek adam yönetimi alt?nda rasyonalitesini kaybetmi? durumda.
"BU S?STEM TÜRK?YE'N?N TAR?HSEL DENEY?M?NE VE S?YAS? KÜLTÜRÜNE AYKIRI B?R S?STEMD?R"
Böyle bir sistem olmaz. Bu sistem Türkiye'ye ayk?r?, Türkiye'nin tarihsel deneyimine, Türkiye'deki siyasi parti yelpazesine, Türkiye'nin siyasi parti yap?s?na ve siyasi kültürüne ayk?r? bir sistemdir. Böyle bir sistemle Türkiye bir yere gitmez. Yurtta?l?k zay?flat?lm??t?r. Hak ve özgürlüklerin ta??y?c? bir toplumsal özneden, devletin zor gücüne ihanet eden itaat eden pasif edilgen tek tip bir konuma s?k??t?r?lmaya çal???lmaktad?r. Demokrasi sadece 5 y?lda gidilen bir sand?k de?ildir. Bu demokrasi için ?ekil ?art?d?r, gereklilik ?art?d?r ama yeterlilik ?art? de?ildir. O yeterlilik ?art? dedi?imiz zaman demokrasinin öz ve içerik olarak zenginle?tirilmesi akla gelir. Kuvvetler ayr?l???, hukuk devleti, özgür bas?n, dü?ünce, ifade ve bu do?rultu da örgütlenme özgürlü?ü, sosyal haklar, çal??ma hakk? bütün bu haklar anayasal haklard?r. Ama ne yaz?k ki bugün bu haklar kullan?lamamaktad?r.
Bu sistem alt?nda kurumsal kapasite, bürokrasinin kapasitesi yok olmu?tur. Bugün âdeta bir paralel devlet vard?r, bir tarafta ba?kanl?klar, ofisler, kurullar, öbür tarafta da bakanl?klar var; aralar?ndaki ili?ki bile belirlenmi? bir ili?ki de?il. Devletin en önemli kurumlar? kapat?ld?; Devlet Planlama Te?kilat?n?n kap?s?na kilit vuruldu, Devlet Personel Ba?kanl??? kapat?ld?. Hâlbuki önemli olan kurumsal güçtür, o kurumlar güçlü oldu?u zaman o ülke ekonomisi en büyük krizleri bile atlat?r, hepsinin üstesinden gelir; yeter ki o kurumsal yap? olsun, yeter ki orada çal??an liyakatli insanlar olsun. Bilginin, birikimin, tecrübenin ve liyakatin önemli oldu?u bir sistemi kurmak zorunday?z, yoksa bir yere varamay?z.
“TÜRK?YE'N?N GERÇEK, BÜTÜNCÜL B?R KALKINMA STRATEJ?S?NE ?HT?YACI VAR”
Piyasalar?n tahakkümü var, piyasalar içinde toplumsal kesimlerin müzakere ve pazarl?k güçleri örselenmektedir. ??çilerin i?veren kar??s?nda, küçük üreticilerin tüccar kar??s?nda, tüketicilerin marketler kar??s?nda, kirac?lar?n ev sahipleri kar??s?nda pazarl?k gücü gittikçe erimektedir. Her ?eyin piyasaya b?rak?ld??? neoliberal bir sistem Türkiye'de hiçbir ?eyi çözmez.
Türkiye'nin gerçek, bütüncül bir kalk?nma stratejisine ihtiyac? var. Sanayile?meyi öne alan, kamunun rolünü yeniden tan?mlayan, ulusal üretici ve kaynaklar? kollayan, hem ihracata aç?k hem k?smen ikame yapan ve planlamay? yeniden devreye koyan bir model olmak zorunda ve bütçenin gelecek yakla??mlar? önemli. Bütçenin literatürdeki en önemli konular?ndan biri ku?aklar aras? bütçeleme yakla??m?d?r.
“GELECEK KU?AKLARIN KULLANACA?I KAMU KAYNAKLARINI SATIYORUZ”
Bugün yap?lan bütçelerin, özelle?tirmelerin, borçlanmalar?n gelecek ku?aklara olan etkisi önemlidir. "Özelle?tirmeler yapt?k." diyoruz, özelle?tirmeden elde etti?imiz gelirleri gelir olarak bütçeye yaz?yoruz. ?yi ama servet kayboldu. Buna örnek vermek gerekirse: Gidiyorsunuz evinizi sat?yorsunuz, ald???n?z paraya "O benim gelirim." diyorsunuz, iyi ama servetiniz, varl???n?z gitti. Böyle bir bilanço yakla??m? yok özelle?tirme içinde. Gelecek ku?aklar?n kullanaca?? kamu kaynaklar?n? sat?yoruz; büyük kentlerde kupon arazilerin sat??? var. Gelecek ku?aklar?n okul, hastane, park, kre? ihtiyaçlar?n? gelecekte nas?l kar??layaca??z? Bütün bunlar?n hepsini birle?tirdi?imiz zaman Türkiye'nin ihtiyac? olan, büyük, uzun vadeli bir vizyondur, bütüncül bir kalk?nma vizyonu, kalk?nma stratejisidir. Bütçe bunun bir arac?d?r, bir parças?d?r; bunun hayata geçmesini sa?layan, içinde parasal anlamda rakamlar?n yer ald??? bir metindir.
CHP’li Türeli konu?mas?n? “Cumhuriyet Halk Partisi olarak 2024 Y?l? Bütçe Kanunu Teklifi'ne ve 2022 Y?l? Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne "ret" oyu verece?imizi belirtiyorum” cümlesi ile sonland?rd?.