GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
5 Şubat 2022 Cumartesi 17:32

CHP'li Taşkın: Türkiye İzmir'i model almalı!

İzmir'de CHP İl Başkanlığı ve Konak Belediyesi'nin etkinliklerine katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, "İzmir’de demokrasi ve sivil toplum kültürü olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin İzmir’i model olarak alması gerekiyor. İzmir toplumu uzun yıllar bizim tarafımızdan yönetildiği için bir demokrasi altyapısı oluşmuş durumda" dedi.

SONKALEİZMİR-CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, bugün İzmir'de CHP İl Başkanlığı'nın engelli sivil toplum kuruluşlarıyla buluşma toplantısına ve Konak Belediyesi'nin Roman kuruluşlarla işbirliği protokolü imzaladığı törene katıldı. Taşkın, etkinlikler sonrası CHP İl Başkanlığı'nda ilçe başkanları ve il yöneticilerinin de katıldığı basın açıklaması ile gündeme dair değerlendirmeler yaptı.



"KONAK BELEDİYESİ İYİ BİR SINAV VERİYOR"

İzmir izlenimlerini aktaran Yüksel Taşkın şunları söyledi:

"İzmir'de il başkanlığının engelli STK'larıyla buluşma toplantısına gittik, sorunlarını aktardılar. İzmir’de demokrasi ve sivil toplum kültürü olduğunu gördük. Türkiye’nin İzmir’i model olarak alması gerekiyor. Sadece engelliler değil, kırılgan gruplar, Romanlar ve bütün olarak yoksulluk benim çalışma alanıma giriyor. Konak Belediyesi’nin alanında ilk olan bir etkinliğine gittik. 11 Roman kuruluşuyla bir protokol imzalıyor Konak Belediyesi. Ayda bir kez yan yana gelip 'Ne yapabiliriz' diyorlar. Bu bizim belediyelerimiz açısından bir ilk, Konak bu tür çalışmalarda oldukça iyi sınav veriyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal yardım politikalarına baktığımızda sosyal yardımlar artı sosyal hizmetler önemli. Sosyal yardım ayni ve nakdi yardımdır, sosyal hizmet ise bunun çok ötesindedir. Kreş bir sosyal hizmettir. Yardım, taşıma suyla değirmen döndürmeye benzer, kreş gibi uygulamalar önemli bir sosyal hizmettir. 20 yıldır aşağı yukarı nüfusa paralel yoksulların sayısı artıyor. İktidarın bu sayıyı azaltma gibi derdi yok, çünkü 'Seçime yakın yardımları artırırım' diye düşünüyor. Çünkü bunlar kalıcı destekler değil, geçici çözümler. Seçmenden korkuyorlar. Taşıma suyu değirmene götürerek bir şey elde edemezsiniz. Bir parti yoksul sayısını azaltmayı hedef olarak koymuyorsa problem vardır.”  

"EMEKLİLERİ YOKSULLUKTAN ÇIKARACAĞIZ"

CHP iktidarında ülkedeki yoksul sayısını azaltacaklarını vurgulayan Taşkın şöyle devam etti:

"Üretimi artıramazsanız istihdamı artıramazsınız. Dünyanın her yerinde yoksulluktan kurtulmanın bazı yolları var. Eğitim, toplumsal mücadele, sendikal hak arayışları gibi. Hayatın içinde sendika hakkına sahipseniz zaten yoksulluktan çıkıyorsunuz. Türkiye’de entegre bir politika düşünüyoruz, mutlaka üretimi artıracağız, ciddi bir emeklilik reformu yapacağız. En düşük emekli maaşını asgari ücret ve açlık sınırına eşitleyeceğiz. Bunu yapınca emeklileri yoksulluktan çıkartacağız. Vergi, emeklilik reformu gibi şeyleri yapmadan tek başına yoksullukla mücadelenin anlamı yok. İktidarın verginin asgari ücretten muaf tutulması vaadi yok, bu bizim vadimizdi. Hayata geçirdiler, biz sevinç duyuyoruz. Demokrasi ortadan kalkınca iktidarların yaptığı şudur. Sistematik yolsuzluğa gömülürler, toplumu dinlemeyi bırakırlar. Bazen iktidarlar yorulur, çok hata yapar, onları nadasa bırakırsınız. Kendini toplarsa yeniden oyuna katılır.” 

"BELEDİYELERİMİZ SOSYAL YARDIMLARI 3 KATINA ÇIKARDI"

CHP'nin oyunun giderek arttığını söyleyen Taşkın sözlerini şöyle tamamladı:

"Türkiye’de doğru şeyleri söyledikçe, haksızlıklara işaret ettikçe muhalefet bütün olarak güçleniyor. Birinci parti olmayı hedefliyoruz. Büyükşehir’in sosyal politikalarını izliyorum, en doğru şekilde bu politikaları götürüyorlar. Türkiye genelinde sosyal yardımları belediyelerimiz 3 katına çıkardı. Hem Türkiye’de hem de İzmir’de başarı var, bunun oylarımıza yansıyacağını düşünüyorum. İzmir toplumu uzun yıllar bizim tarafımızdan yönetildiği için bir demokrasi altyapısı oluşmuş durumda. Biz devamlı geziyoruz, iktidarın kendi belediyelerine yolsuzluk var mı diye bakmaması ama bizim belediyelerimizde ortalığı alevlendirmesiyle daha disipline oluyoruz. Bir zamanlar Cumhurbaşkanı ‘Atanmışlar beni çalıştırmıyor’ diyordu şimdi de kendisi seçilmiş aktörlerin önünde duruyor. İzmir 340 milyon kredi aldı Dünya Bankası’ndan. Cumhurbaşkanı imzalamak istiyor, AKP Genel Başkanı engel oluyor. Bugünkü iktidar kurduğu yeni sistemle vesayetçi bir sistem kurdu. Atanmışları seçilmişlerin önüne koyan bir sistem, toplum  bunları her zaman cezalandırmıştır. Bizim belediyelerimiz engellemelere rağmen yollarını bulup, işlerini çözüyorlar. Mağdur ediliyorlar ama çalışıyorlar algısı, muhalefetin yelkenlerini şişiriyor. Asıl imtihan güç sahibi olunca ne yaptığınızdır, bu seçmen nezdinde cezasız kalmayacak.  Muhtaçlık kültürüyle yardım dağıtmaktan, medyatik hayırseverlikten uzak durmaya çalışıyoruz.