Konuyla ilgili olarak TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Karaburun Kaymakamı’nın hakkında çıkan 154 habere erişim engeli getirdiğini belirterek, “12 Eylül döneminde gazetecilik yapmış bir gazeteci olarak o dönemin sansür uygulamalarını biliyorum. Askerler hangi haberin girip girmeyeceğini denetlerdi. Şimdi ise tam 40 yıl sonra devlet görevlisi eliyle basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ağır bir baskı ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
(Karaburun Kaymakamı Serap Özmen Çetin)
“PLAN DEĞİŞİKLİĞİ İLE 7 KAT FAZLAYA SATILDI”
Karaburun Kaymakamı Serap Özmen Çetin’in edindiği arazi hakkında da bilgi veren Atila Sertel, şöyle devam etti:
“2019 yılında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Özel Çevre Koruma Bölgesi (ÖÇK) ilan edilerek her türlü imar işlemi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayına geçen Karaburun’da yöre halkı arazilerinde yapılaşma izni alamazken İlçe Kaymakamı Serap Özmen Çetin İzmir’in Karaburun İlçesi Mordoğan Mahallesi 264 ada 2 parsel numaralı taşınmazı 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında tarım arazisi içerisinde kalmasına ve bin 347 metrekare olmasına rağmen 18.12.2019 tarihinde satın almıştır. Arazinin üzeri çam ağaçları ile kaplı olmasına rağmen bu ağaçları söktürmüş ve kamu gücünü kullanarak özel çevre koruma alanı olan alanda İzmir Tarım İl Müdürlüğünden zeytin salamura tesisi ve müştemilatı yapılmasına ilişkin projeyi onaylatmıştır. Bu izin alındıktan sonra taşınmaz alım bedelinin yedi kat fazlası bedelle üçüncü kişilere satışı yapılmıştır. Tüm bunlar ortada iken Karaburun Kaymakamı yazılan haberlere erişim yasağı getirmiştir. 154 habere sansür uygulanmıştır. Bunun adı düpedüz sansürdür.”
“VİCDANINIZ RAHAT MI?”
Tekzip dahi edilme gereği duyulmadan jet hızıyla erişim yasağı getirilmesinin basın ve siyasi tarihimize kara bir leke olarak düştüğünü savunan Sertel şunları söyledi:
“Karaburun kaymakamı hanımefendiye soruyorum; vicdanınız rahat mı? Bu araziyi kaça aldınız kaça sattınız? Bunu söylemek zorundasınız. Karaburun halkı devlet görevlisi olarak sizi saygın bir insan olarak görüyor. O nedenle halkın gözünde şüphe uyandıracak en ufak bir işin içinde olunmamalı. Doğru olan, belgeleriyle yazılan haberlere kaymakam olduğu için, eşi de savcı olduğu için bir hakim tarafından getirilen engelleme kabul edilemez. Hakime de sesleniyorum. Dosyayı incelemiş midir? Haberlerin içeriğine bakmış mıdır? Bütün bunları yapmadan ezbere bir karar vermek bir hukukçunun yapacağı iş değildir.”