Türk Sivil Havacılık Kanun teklifi görüşmeleri sırasında söz alan CHP Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, ülkenin çok zor bir dönemden geçtiğini belirterek, ekonomik, siyasi, kültürel ve demografik koşulların her geçen gün barış ve huzur içinde yaşamamıza darbe vurduğunu ifade etti. Geçmişte yaşanan olaylardan yeterince ders çıkarılmadığı için yürütülen kutuplaştırma politikasının toplumsal ve kitlesel bir tehdide dönüştüğünü vurgulayan Nalbantoğlu, bunun en son örneğinin geçtiğimiz gün karara bağlanan 10 Ekim Gar Katliamı ve üzerinden 31 yıl geçmesine karşın hala ateşi sönmeyen Sivas Katliamı olduğunu söyledi. 10 Ekim Gar Katliamı ile ilgili verilen kararların adalete olan inancı bir kez daha sarstığını, vicdanları sızlattığını belirten Nalbantoğlu, “Öncelikle mahkeme heyeti defalarca değiştirilmiş, delil olarak ortaya konan yeni bilgi ve belgeler göz ardı edilmiş, olayda ihmali bulunan hiçbir kamu görevlisi hakkında dava açılmamış, 26 katilden sadece 10’u hakkında karar verilmiştir. Üstelik insanlığa karşı suç kapsamında görülmeyerek, firari katillerin zaman aşımından yararlanmasına kapı aralanmıştır” diye konuştu.
İnsanlık suçu değildir de nedir?
Nalbantoğlu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 77’nci maddesinde insanlığa karşı suçların açık bir şekilde tanımlandığını hatırlatarak, “İnsanlık suçu olarak kabul edilmesi için daha ne olması gerekirdi? Tasarlayarak, planlayarak 104 kişinin öldürülmesi, yüzlerce kişinin yaralanması insanlık suçu değildir de nedir?" diye sordu. Bu kararın hukuki, ahlaki ve vicdani olmadığını belirten Nalbantoğlu, katliamı insanlık suçu olarak görmeyenleri kınadığını söyledi.
Kardeşçe yaşamamızı hedef alanlara karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz
Sivas Madımak’ta yakılan ateşin 31 yıl sonra bile yürekleri dağlamaya devam ettiğini vurgulayan Rıfat Nalbantoğlu, “Katliamı yapanlar, koruyup kollayanlar ve adresleri bilindiği halde yakalanmayanlar, yine aynı şekilde insanlık suçu olarak görülmediği için zamanaşımından yararlananlar bilmelidir ki Sivas’ta, Gezi’de, Gazi’de, Reyhanlı’da, Suruç’ta ve Ankara Garı’nda yaşanan katliamların planlayanları, azmettiricileri, göz yumanları, koruyup kollayanları ve katilleri, yani gerçek sorumluları ve suçluları açığa çıkartılıp cezalandırılmadığı sürece ne bu davalar biter ne de bu yangın söner. Bir kez daha buradan da söylüyorum. Bir arada ve kardeşçe yaşamamızı hedef alanlara karşı, sonuna kadar mücadele edeceğiz. Karanlığa karşı aydınlığı, zulme karşı adaleti, baskı ve zorbalığa karşı özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz” dedi.