SONKALEİZMİR (ÖZEL RÖPORTAJ) - Son dönemdeki çıkışlarıyla ulusal gündemde de yer tutan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, SONKALE'den Mustafa Akbaş'a birçok konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Bakan, muhteşem bir kutlama programı, Tarkan konseri ve Tunç Soyer'in çarpıcı konuşması ile hafızalara kazınan 9 Eylül'ün ardından başlayan tartışmaları yorumladı.
"KUVAYİ İNZİBATİYECİ KONUMUNA DÜŞTÜLER"
9 Eylül'de İzmir'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yılının görkemli bir şekilde kutlandığını aktaran Murat Bakan, AK Parti, MHP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan cephesinden gelen hakaretvari eleştirilere şu yanıtı verdi:
"Türkiye'nin neşesini kaybettiği, en derin yoksulluğun yaşandığı, konserlerin, festivallerin iptal edildiği, insanların adeta gülmesinin yasaklandığı bir dönemde 9 Eylül kutlamaları Türkiye'ye neşe verdi. Herhalde birileri bundan rahatsızlık duydu. Kıskançlık, hasetlik, ne derseniz deyin. O rahatsızlık onları Kuvayi Milliye'nin karşısında yer alan Kuvayi İnzibatiyeci pozisyonuna düşürdü. Bir tarafta Kuvayi Milliyeyi savunanlar, Ulusal Kurtuluş Mücadelesini verenler, diğer tarafta Vahdettin ve onun hilafet ordusu gibi hareket edenler...
Bunlar yakalandılar. Yanlış yaptılar. Bunlar burdan döner dedik ama dönmediler çok ilginç bir şekilde. Israrla Vahdettin'i savunmaya devam ettiler. Halen savunuyorlar. Bu tür olaylar bir turnusol kağıdı görevi görüyor. Senin gerçek kişiliğin, vatanseverliğin bu tür durumlarda ortaya çıkıyor. Vahdettin'e ben demiyorum; soysuz, alçak diye. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözleri bunlar. Vahdettin'in yaptıklarını tekrardan saymaya gerek yok. Cumhur ittifakı, net bir şekilde Milli Mücadelenin yanında değil keşke milli mücadele kazanılmasaydı, Yunan kazansaydı diyen Fesli-Deli Kadir'in, Vahdettin'in yanında saf tuttu."
"FATİH İLE VAHDETTİN BİR TUTULUR MU"
Bakan, ecdat tartışmalarına da değinirken, şöyle devam etti:
"Evet, Selçuklu'nun Osmanlı'nın devamıyız. Ama iyi yönlerini, kötü yönlerini eleştirmek zorundayız. Osmanlı Viyana kapılarındayken, en görkemli, güçlü dönemlerinde iken Türkiye Cumhuriyeti kurulmadı. Ülkenin ordusu terhis edilmiş, tersanelerine girilmiş, dağıtılmış, ülke işgal edilmişken kurtuluş savaşı başlatıldı. Yeni bir devlet kuruldu. Buradan yeni bir Osmanlıcılık hayaliyle Osmanlı güzellemesi yapmaya gerek yok.
Tabii ki de Fatih Sultan Mehmet ile Vahdettin'i bir tutmuyoruz. Fatih, Bellini'ye portresini yaptırmış, 5 dil biliyor, çağı değiştirmiş, İstanbul'u feth etmiş, diğeri (Vahdettin) de tek kurşun atmadan İstanbul'u teslim etmiş. İngiliz çizmesine çiğnetmiş. Nasıl bunları aynı kefeye koyarım. Ama bu tartışmaların arka planında; ülkenin ekonomik krizinin ve sorunlarının üzerinin örtülerek bir kutuplaşma yaratarak oy devşirme var. Tek dertleri; muhafazakar seçmeni nasıl konsolide ederim. Çok dar bir kesim üzerinde başarılı da oluyorlar. O yüzden biz bu tartışmalara cevabımızı verdik, onlar da yanıtlarını aldılar. Artık dönüp önümüze, yolumuza bakmamız lazım."
"ÇOK AĞIR SÖZ ETTİ, 1 DAKİKA O KOLTUKTA KALMAMASI LAZIM"
Çevre Bakanı Murat Kurum'un "İzmir işgal altında" sözlerini de değerlendiren Murat Bakan, şunları söyledi:
"Eski bakan Hüseyin Çelik, İzmir sümüklü bir çocuğa benziyor dedi. Erdoğan gavur İzmir demişti. Bunların hepsinden daha ağır bir laf bu Murat Kurum'un söylediği. İzmir işgalden kurtulalı 100 yıl oldu. İzmir'i işgal edenler gitti, Atatürk ve arkadaşları geldi. Yüzbaşı Şerafettin İzmir Valiliği'ne Türk bayrağını çekti. Bizim için işgal o zaman bitti. Ama birileri için işgal başlamış demek ki. Neyin işgalinden bahsediyorsun sen. Semalarında halen Türk bayrağı dalgalanıyor. Kimin işgalinden bahsediyorsun. İşgalden kurtaranları işgalci olarak gören bir anlayışa sahipsin sen. Bu çok ağır bir söz. Ya da ülkede senin gibi düşünmeyen yurttaşları düşman olarak, işgalci olarak görüyorsun. Murat Kurum'un istifa etmesi gerektiğini söyledim. 1 dakika o koltukta oturmaması lazım. Ama bunlarda öyle utanma duygusu olmadığı için, diyecek bir şey yok."
ERDOĞAN'IN SÖZLERİ
Bakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Tunç Soyer ve merhum babasına yönelik ifadeleri ile ilgili de şöyle konuştu: "Tunç beyle ilgili çok saygısızca laflar söylüyor. Ben o seviyeye inmem. Bir kişinin ölmüş babasına laf etmek, 'babası da böyleydi' demek... Benim hayatta söylemeyeceğim bir söz. Bu ülkenin cumhurbaşkanının böyle bir laf etmesinden dolayı da son derece üzgünüm. O tarz bir uslubun kendi annesi ve babası ile ilgili kurulduğunu bir düşünse, empati yapsa... Ama o empatiyi yapmıyorlar ne yazık ki."
TOPLU KONUT
Hükümetin açıkladığı sosyal konut projesine yönelik CHP'nin eleştirilerinin anımsatılması üzerine Bakan, "CHP karşı çıkmadı ki toplu konut projesine. Hazina garantisi verin, daha önce yaşanan olumsuz örnekler var dedi. Genel başkanımız, insanların gelecekte çok yüksek bir bedelle karşı karşıya kalabileceğini, bugün söylenenin çok üzerinde bir rakamla insanların o evlere sahip olamayabileceğini, böyle bir riskin olduğunu, müteahhitlerin parasının ödeneceğini bilmesi gerektiğini söyledi. Biz ülkenin hayrına olan bir şeye niye hayır diyelim. Ama bu işin içinde bir rant varsa, halk aldatılıyorsa, sahip olamayacağı bir vaatle insanların oyları alınmaya çalışıyorsa bunu da eleştiririz. Bununla da halkı yüzleştiririz. Ama böyle bir projeye kategorik olarak karşı değiliz. Dar gelirlinin konut sıkıntısı var. Kiralar çok yüksek. Keşke herkes başını sokacak bir evin sahibi olabilse. Sosyal devletin gereğidir bu. Bugüne kadar 5 müteahhite verdiğiniz paranın yüzde 10'unu bu işe ayırsaydınız herkes ev sahibi olurdu bu ülkede" dedi.
ÇEŞME PROJESİ
Murat Bakan, "Türkiye'deki doğa düşmanı projeler içinde ilk beşe girer herhalde" diyerek tanımladığı Çeşme Projesi konusunda ise şunları söyledi:
"Proje güzel pazarlanıyor. Ama biz niye karşıyız; kent planlaması dediğimiz şey 1-2 yıl olmaz. Şehir plancıları en az 20 sene sonra o kentin nüfusu, ihtiyaçları, altyapı, sosyal donatı alanlarını hesaba katarak düşünür. Burada hiçbiri düşünülmüyor. Çeşme'de şu an hiç imar girmemiş 8 turizm alanı var. Bu alanlar dururken, kamu arazisi üzerine turizm projesi yapmaya çalışıyorlar. Ve kente belki 200 bin kişilik planlanmamış yeni bir nüfus yaratıyorlar. Havalimanından bu insanları buraya nasıl taşıyacaksın. Bir uçak pisti olmadığına göre, Çeşme otabanından getireceksin. O otoban zaten haftanın her günü felç. Urla doldu, Karaburun, Güzelbahçe, Seferihisar doldu. Bu yol burayı kaldırabilecek düzeyde değil. Sen bir de kalkıp Çeşme'ye 200 bin yeni nüfus getiriyorsun."
"ÖMÜRLERİ YETMEYECEK"
Su konusunun da büyük sıkıntı yaratacağını vurgulayan Bakan, şöyle devam etti:
"Altyapı planlaman yok. Peki suyun var mı? Yok. Ne yapacaksın, denizden su arıtacaksın. Bu bir zorunluluksa tabii ki arıtma yapabilirsin. Ama suyun olmadığı bir yerde, olmayan bir nüfusu yaratıp yüksek enerji maaliyeti olan, doğayı tahrip eden ters ozmoz yöntemiyle su arıtmak ne demek! Bu ters ozmoz yöntemi ile denizden suyu alacaklar, denizdeki mikroorganizmalar, planktonlar, balık larvaları, küçük memeliler, deniz kuşları bile zarar görecek. Sonra çektiğin o suyu yüksek tuz konsantrasyonuyla ölü su olarak tekrar denize vereceksin. Denizi de mahfedeceksin. Ne gerek var. Golf sahaları ile tüm su kaynaklarını tüketeceksin. Ayrıca, ormanı dahil ederek tilkilerin, çakalların, tavşanların yaşadığı, ender bulunan endemik bitkilerin olduğu alanı bir rant alanına çevireceksin. Bu bir yağma projesi. hem Çeşme'yi hem İzmir'i bitirir. Kabul etmiyoruz. Ama zaten bu projeyi gerçekleştiremeyecekler. Ömürleri yetmeyecek. En geç haziran ayında gidiyorlar."
ELLERİ YANAR, UYARIYORUZ
Murat Bakan, Çeşme Projesi'ne yatırım yapacağı konuşulan Arap sermayesine yönelik ise şunları söyledi:
"Araplar.. Yani, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, onlar petrol parasını yaşayabilecekleri ülkelere yatırmak istiyorlar. Çünkü onların ülkesi belki 20 sene sonra yaşanmayacak sıcaklıklara ulaşacak. O yüzden kuzeye doğru göç etmeye çalışıyorlar. Karadeniz'e gelmelerinin nedeni de o... Şu an Türkiye'deki gayrimenkuller onlar için haraç mezat. En güzel evleri, arazileri, plajları kapatıyorlar. Üstüne bir de bunlara vatandaşlık veriliyor. Ama Çeşme projesine kim yatırım yaparsa yapsın, elleri yanar. Uyarıyoruz onları, buraya yatırım yapmasınlar."