İşsizliğin arttığını, hemen her evde iş bulamayan genç ve kadın işsizlerden görüldüğünü belirten Beko, "Ülkenin üretimine katkı sağlayan emekçiler, her gece "yarın hangi ürüne zam gelecek" diye tedirginlik yaşıyor. Açlık sınırının altında olan bu ücretlerle nasıl geçineceğiz, kapıya dayanan kara kışı nasıl atlatacağız endişesiyle uykuları kaçıyor. Enflasyon altında ezilen dar gelirli halkımız, her sabah paramızın döviz ve zamlar karşısında adeta pula döndüğü, yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyor. Ülkenin dört bir yanında her gün ‘İş bulamıyoruz’, ‘Barınamıyoruz’, ‘Geçinemiyoruz’ feryatları yükseliyor. Ülkeyi yönetenler bol bol laf üretiyor ama ‘Geçinemiyoruz’ diyen milyonların sorunlarına çare üretmiyorlar" dedi.
"NAS" DİYEN SARAYDA İSRAFTAN GEÇİLMİYOR
Sanayicinin de zor durumda olduğunu hatırlatan CHP’li Beko, "Bir taraftan işine gelecek şekilde, "Nas" diye islami inancı olan masum insanları kullanacaksın, diğer taraftan İslam'da israfın haram olduğunu bile bile gıda, elektrik, su, doğalgaz gibi israfa devam edeceksin. "Nas" diyen sarayda lüks araçtan, elektriğe varıncaya kadar, israftan geçilmiyor. Yazık ve günah. Bu nasıl bir anlayıştır?" dedi.
''BESLEMELER ÜÇER BEŞER MAAŞ ALIYOR''
Beko, yoksul kesimin zam yağmuru altında karakış yaşadığını, ülkeyi yönetenlerin gerçeklerden uzak ve sosyo-ekonomik sorunları yok saydığını belirterek şunları söyledi;
"Gerçek sorunları gizlemek için gazeteciyi hapse atarak, sanatçıya, "dilini keserim" diyerek gündem değiştirmeye çalışan tek adam yönetimi artık kaybettiğini gördü. Sarayın tavrından dolayı atadığı Bakan ve Bürokratlar bile yanlış yaptırımlar yüzünden görevine devam etmek istemiyor. Derdim var diyeni baskıyla susturmaya çalışıyor. Bu yol yol değil. Saray yönetimi kışımızı kara kışa çeviriyor. İşçiler patronlarından daha yüksek oranda vergi öderken, şirketlerin vergileri bir gecede bir kararname ile sıfırlanıyor. İŞKUR, İşsizlik fonu birikimleri ve SGK kaynaklarından patronlara bol keseden kaynak aktarılırken, halkın geçimi için ciddi bir sosyal politika önlemi gündeme gelmiyor. İşsizlik rekor kırarken, işçilere ait olan İşsizlik Sigortası Fonu kaynaklarının büyük bölümü patronlara aktarılıyor. İşsizliğe çare bulunmazken, saray beslemeleri 3’er 4’er maaş alıyor. Eş, dost, tarikat üyeleri ve AKP'nin siyasi kadroları işe gitmeden maaş alıyor.
''ÜLKE MAFYA ANLAYIŞI İLE YÖNETİLİYOR''
AKP iktidarında kara para ekonomisi alıp başını gitti. Ülke bir mafya anlayışı ile yönetiliyor. Hukuk, insan hakları, demokrasi adına hiçbir şey yok. Bugün bir mafya düzeninden bahsediliyorsa, bunun nedeni devleti yöneten saplantılı zihniyettir. Emekçinin ezilip, sermayenin dediğinin yapıldığı bir yerde üretim, barış, huzur olmaz. Türkiye’de dört kişilik bir ailenin zorunlu harcamaları için her ay 10 bin liraya ihtiyacı var. Oysa asgari ücret 4 bin 253 lira. Kiradan elektriğe, giyimden ulaşıma, gıdadan sağlığa, eğitimden iletişime tüm zorunlu ihtiyaçlar için bu paranın yetmesi mümkün değil. 10 milyonu aşan asgari ücretli işçi-emekçi her ay bunun çilesini çekiyor. Sayıları 10 milyonu aşan işsizin ise böyle bir geliri dahi yok"
''TEK ADAM ZULMÜNE SON VERECEĞİZ''
Kara para ekonomisine son verecek olan kahraman savcılar ve ya polisler değil örgütlü toplumdur. Emekçilerin denetimi, kontrolü, yönetime katılımı olmadan olmaz. Bu yüzden ilk adım ekonomiye, siyasete, hayata çökülmesine yol açan, toplumsal dayanışma ve örgütlülüğü parçalayan, ülkeyi sefalete sürükleyen tek adam düzenine son vermektir. Önümüzdeki erken seçimde bu zulme halkımız sandıkta son verecektir. CHP iktidarında kula kulluğa son vereceğiz. Emekçinin hakkını, sanatçıya, basına özgür bir ortam sağlayacağız. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın; o günler çok yakın."