SONKALEİZMİR-Sayıştay denetçilerinin belge ve bilgi talebine ilişkin 40 resmi talebi yanıtsız bırakan DEÜ'nün "hesap verme sorumluluğunu yerine getirmediği" rapor edilmiş, banka hesaplarının uyumsuz olduğuna, şube müdürleri ve öğretim üyelerinin yasa ve yönetmeliklere aykırı şekilde atandığına, işletme gelirlerinin giderlerini karşılayamaz durumda olduğuna dikkat çekilmişti.
Gündeme oturan Sayıştay raporunu SONKALE'ye değerlendiren CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, "Sayıştay raporlarını görünce büyük hayretler içerisine düştük. Çünkü bir devlet kurumunu, bilim kurumunu bu şekilde babasının çiftliği gibi yöneten bir anlayışı ben ne gördüm ne de duydum. Sayıştay raporları çok açık. Aslında biz bu raporlar öncesinde bazı konuları dile getirmiştik. Rektör Nükhet hanımın sırtını nereye dayadığını bilemem ama böyle görünüyor ki adeta babasından miras kalmış bir işletmeyi yönetir gibi yönetiyor üniversiteyi" dedi.
"BORÇLARI, YABANCI ÖĞRENCİ KAYITLARIYLA KAPATMAK İSTİYOR"
DEÜ'nün yeni eğitim dönemi için 21 bin 260 kişilik öğrenci kontenjanının 10 bin 165'ini yabancı uyruklu öğrencilere ayırdığını, yabancı
uyrukluların bölümlerine göre 2 bin 800 TL ile 54 bin TL arasında ücretlerle kayıt yaptırabileceğini de anımsatan CHP'li Bayır, şunları söyledi:
"Bu sayı (kontenjanı kast ediyor) 45’ler civarındaydı bir anda 40 kat yükselerek 10 binlere ulaştı. Burada çok dikkat çekici bir nokta var. Şuan bu üniversitenin kayıtlarına derhal el konulmalı ve incelenmeli. İnanılmaz borçlar var, inanılmaz savurganlık var, inanılmaz derecede kuralsızlık var. Öyle görünüyor ki neden böyle bir şeye tenezzül edilerek, yabancı kontenjanı arttırıldı; çünkü yabancı öğrencilere para karşılığında bu eğitim imkanları verilecekti. Herhalde bu açıkları veya üniversitenin işlemesine yönelik olan bu borçların kapatılmasını bunlarla karşılayacaktı diye düşünüyorum. Ben de İzmir’de ticaret yapan doğma büyüme bir İzmir çocuğu olarak DEÜ'nün bu noktaya gelmiş olmasından dolayı üzüntü duyuyorum. Yıllarca burada çok ciddi insanlarımız yetişti, bu ülkeye hizmet ettiler. Ama şu anda DEÜ emin ellerde değil. DEÜ'de ne olduğu belli değil. Sayıştay raporları dikkate alınarak muhakkak buranın müfettişler tarafından el konularak incelemeye alınması gerekiyor."
"HANIM EFENDİNİN YERİNDE OLSAM BASARIM İSTİFAYI"
Tacettin Bayır, DEÜ Rektörü Nükhet Hotar'ı istifaya davet ederken, şöyle konuştu:
"Anladığım kadarıyla hanımefendi sırtını oldukça güçlü bir yere dayamış olsa gerek ki Sayıştay raporlarına bile gününde ve zamanında cevap vermiyor. Yani ben istersem cevap veririm istersem cevap vermem havasında bir yaklaşımı var. Geçmiş dönemde milletvekili olmuş olabilirsiniz, geçmiş dönemde sayın cumhurbaşkanıyla yakınlığınız da olabilir. Ama hiçbir şekilde bu ülkenin, bu kentin üniversitesini bu şekilde idare edemezsiniz. Ben hanımefendinin yerinde olsam bu kadar olaydan sonra basar istifayı çekip özel hayatıma geri dönerim. Bu yaptığı doğru değil."
"ÖĞRENCİ YURDU TADİLATTA" İDDİASI
İzmir'deki üniversite öğrencilerinin barınma sorununa da dikkat çeken Bayır, DEÜ'nün bu dönemde, merkez kampüsteki yurdunu tadilata soktuğunu ileri sürdü. Bayır şunları söyledi:
"Geçen yıl pandemiden dolayı bir birikim vardı. Bu birikimin üzerine çok enteresan biçimde bugünkü iktidar yurtları azaltıyor. Öğrenci sayısı artıyor ama yurt sayısı azalıyor. Sadece İzmir’de bildiğim kadarıyla geçmişe göre 1600 yatak eksilmiş durumda. İstanbul’da bu sayı 60, Ankara’da 80 yatak civarında. Ama İzmir’de bin küsur civarında yatak eksilmiş durumda. Şimdi böyle bir yatak eksikliği var iken ne oldu da DEÜ kendi yurdunda tadilata başladı. Ve halen tadilat var. Dolayısıyla da açılmadı. Yani elinizde mevcut bir imkan var, yurt var ama bunu hayata geçirmediniz."
"HERHALDE BAŞKA ÖĞRENCİLERE REZERVESİ VAR"
Bayır, devletin bu konudaki eksikliğini yerel yönetimlerin gidermeye çalıştığını belirtirken şunları kaydetti:
"İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, Bornova ve Buca’da birer tane özel yurdu kiraladı. Gelecek olan öğrencilerin hizmetine açmaya çalışıyor. Bunun dışından Buca Belediye Başkanımız, Bornova Belediye Başkanımız ayrıca bazı misafirhanelere yurda çevirmeye çalışıyor. İzmir valimizin verdiği bir talimat var bu konuda. O da devlet kurumlarının misafirhanelerini açtı ve yurt sorunu İzmir’de çözülmeye çalışılıyor. Ama biz bu gayreti burada verirken ben kimseyi tanımam anlamam anlayışı, halen efendim ben yurtları tadilat yapıyorum, tamirat yapıyorum anlayışı ile kapalı tutması da akıl alır gibi değil. Herhalde belli kesimlere rezervesi var hanımefendinin, o öğrencileri yerleştirecek. Yani biz herkesin çocuğuna eşit eğitim eşit sağlık hizmeti nasıl veriliyorsa eşit eğitim istiyoruz. Bu ayrıcalığında yapılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Herhalde son kullanma tarihi dolan bu iktidarın gidici olduğu belli, kaybedecek bir şeyimiz yok bırakın ne yaparlarsa yapsınlar mı diyorlar? Ne hesap veriyorlar ne hesap soruyorlar, ne olayları takip ediyorlar. Bırak çayıra mevlam kayıra gibi bir halde gidiyor AKP ne yazık ki böyle."