SONKALEİZMİR-CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, AK Parti Buca İlçe Başkanlığı tarafından telefonla aranarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gündoğdu Meydanı'ndaki mitingine cemaat toplaması istenen ve buna karşı çıkan bir imamın tehdit edildiğini öne sürdü.
MURAT BAKAN: "İŞİNDEN EKMEĞİNDEN EDECEĞİZ DİYE TEHDİT EDİYORLAR"
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Murat Bakan şunları kaydetti:
"Seçim çalışması yaparken bugün bir haber aldık. Cumhurbaşkanının mitingine insan bulamadıkları için, Gündoğdu Meydanı'nda yapılacak mitinge, tek tek camileri arayarak cami imamlarına cemaati 'Mitinge getireceksiniz' diyorlar. Bu baskıya bir imam direniyor. Buca’da Yusuf isminde bir imam kardeşimiz direniyor. Diyor ki “Ben Cuma hutbelerinde siyaset yapmıyorum. Ahlaklı insan olun diye telkinlerde bulunuyorum. Ben nasıl cemaatimi bir siyasi partinin arkasına götürürüm? Hayır diyor. Tehdit ediyorlar. Diyorlar ki ‘Seni işinden ekmeğinden edeceğiz’ Dün İzmir Torbalı’da cami boşaltı, imam hutbede siyaset yaptığı için. Bugün de bir imam siyaset yapmadığı için tehdit ediliyor. Ben bu imamın yaptığı davranışı Saray'a karşı Kuvayı-Milliye’nin yanında duran Rıfat Börekçi ve 150 arkadaşına benzetiyorum. Böyle imamlarımız var. Aydın imamlarımız var, camiye siyaset sokmayan. Ancak bunlar siyaseti camiye, kışlaya sokuyorlar. Yapacak bir şeyleri yok. Din tücarlığı yapıyorlar ve dini istismar ediyorlar. 15 Mayıs’a az kaldı. Ne camiye siyaset sokacağız ne de kışlaya siyaset sokacağız."
"YÜZÜME TELEFON KAPATILDI"
İzmir Buca Müftülüğü'nden Yusuf Kılıç ise 2 gün önce Buca AK Parti İlçe Başkanlığı'ndan arandığını belirterek şu açıklamayı yaptı:
"Mitinglerinin olduğunu söylediler. Camiden cemaat toplamamı ve araba tahsis etmemi istediler. Vicdanen düşündüm. Bunun uygun olmayacağını düşünerek, ‘Hayır’ dedim. ‘Hayır’ demekle birlikte tekrar telefon başındaki arkadaş, bana sert bir üslupla, ‘Kardeşim, tek bir şey senden istiyorum. Sen bize ‘evet’ mi diyorsun, ‘hayır’ mı diyorsun?’ Ben de ahlaki bir sorumluluk olarak, görevimin içerisinde, vaazımın; insanlara verdiği hitapla, insanlara verdiğim ilkeler arasında bunun uygun olmayacağını düşünerek, hem memuriyet ahlakımla ilgili hem kendi vicdani ahlakımla ilgili… Bunun uygun olmayacağına kanaat ederek, ‘Hayır’ dedim. Ve yüzüme telefon kapatıldı.
"CAMİME DOKUNMA, BANA DOKUNMA"
Ben bir cami imamıyım. Evet ülkede demokrasi şöleni olabilir. İnsanlar siyasi olarak birbirleri ile yarışabilirler. Ama burada ben taraf değilim. Ben sadece camide, insanlara dinlerini sahih bilgilerle ulaştırmak gibi bir görevim var. Ben bunları yaparken, insanların kardeşçe yaşamaları gerektiğini söylüyorum. Ben burada cemaatimden bir kısmını siyasi düşüncelerini sorarak ya da siyaset yaparak, onları mitinglere götürürsem ben bu caminin ilkesine, amacına karşı düşmüş olurum. Bu da benim ve toplum için çok büyük bir sıkıntı. Tek bir şey söylüyorum. Tek bir ricam var. Bakın hiç kimseden, hiçbir şey istemiyorum. Evet biliyorum, belki de tehdit edildim. Çok ciddi bir şekilde, üzerimde sıkıntı var. Psikolojik olarak bu beni yıpratabilir. Camime dokunma, cemaatime dokunma. Mesleğimi ve camimi seviyorum. Lütfen bana dokunmayın. Lütfen benden uzak bir şekilde işinizi yapın. Bırakın ben de işimi yapayım”