Türkiye ve Irak arasında askeri ve güvenlik iş birliğiyle terörle mücadeleye dair mutabakat kapsamında, 15 yaş altı ve 50 yaş üstü Iraklılar için vize serbestisi uygulaması Resmi Gazete’de yayımlandı.
“Tüm dünya göç konusunda ciddi adımlar atarken, kendi vatandaşın göç politikana karşı büyük bir kaygı ve öfke duyarken, bu sorunlu ülkelere vize serbestisi getirmeyi nasıl açıklıyorsunuz?” diye soran Bakan şöyle devam etti: “Sıfır kriterli göç politikası başta olmak üzere ülkemizde yabancıları öncelikli hale getirmek ve kendi vatandaşına ‘kendi ülkesinde yabancı’ hissettirmekle övünen bir iktidar… Bir yandan vatandaşlarımızın dünyaya açılma yollarını kapatırken; diğer yandan Orta Doğu ve Afrika ülkeleriyle vize muafiyeti anlaşmaları yaparak bu ülke vatandaşlarına Türkiye’yi daha erişilebilir hale getiriyorlar. Buna ‘dur!’ diyeceğiz.”
Konuyu TBMM gündemine taşıyarak yazılı soru önergesi de veren CHP’li Bakan’ın açıklaması şu şekilde:
“Taliban’ın bile vize uyguladığı Irak’a kapılarınızı resmen açtınız. Sınırları üzerinde egemenliğini kuramamış, istikrarsız ve güvenlik sorunları olan bir ülkenin vatandaşlarına ‘kim olduğunu bilmeme gerek yok, buyur gel’ diyorsunuz. Son 44 yılı savaşlarla geçmiş yani nüfusunun neredeyse tamamı savaş görmüş bir ülkenin, savaş ve çatışma ortamında yetişmiş halkını ülkemize davet ediyorsunuz. Evlilik yaşını 9'a indiren, çok eşliliğin önünü açan, kadınların eğitim hakkını engellemek isteyen kanun teklifi Meclis’ine sunulabilen bir ülkeye vize uygulamaya gerek görmüyorsunuz artık. Birleşik Krallık, ABD ve AB ülkeleri üzerinde Irak vizesi olan pasaporta bile vize vermezken biz ne kadar terörizmin kol gezdiği ülke varsa hepsini sorgusuz sualsiz ülkeye alıyoruz. Bu nasıl dış politika, bu nasıl iç politika ve güvenlik stratejisi? Sadece Irak da değil; Libya’ya ve Cezayir’e de vize serbestisi var. İstikrarsız, çatışmalı, terörün ve istihbarat ajanlarının kol gezdiği ülkelere verilen bu imtiyazların bilinçli bir tercih olduğu açık. Verilen bu imtiyazlardaki yaş kriterlerinin neye göre belirlendiği de bu tercihlerin hedefi de açıklanmalı.
Bu sorunlu ülkelere vize serbestisi getirmeyi nasıl açıklıyorsunuz?
Bilinçli olarak sınır güvenliğini sağlanmadınız, milyonlarca göçmen kaçak olarak ülkemize girdi; baş edemediniz alabildiğiniz kadarını kayıt altına aldınız, sonra kayıt altına aldıklarınızı da evlerinde bulamadınız. Şimdi de ‘sınır güvenliğiyle de uğraştırmayın bizi gelin istediğiniz gibi girin çıkın ülkeye’ diyorsunuz. Tüm dünya göç konusunda ciddi adımlar atarken, kendi vatandaşın göç politikana karşı büyük bir kaygı ve öfke duyarken, bu sorunlu ülkelere vize serbestisi getirmeyi nasıl açıklıyorsunuz?
Vatandaşına ‘kendi ülkesinde yabancı’ hissettirmekle övünen bir iktidar
Alınan şuursuz kararlar ve izlenen ‘garip’ politikalar nedeniyle kendi pasaportumuz dünyada yok hükmünde olma yolunda ilerlerken, vatandaşlarımız bırakın vizeyi, vize randevusu dahi alamazken, bu rencide edici durumu düzeltmek yerine ne kadar sorunlu ülke varsa vatandaşlarına sorgusuz sualsiz kapılarımızı açıyorlar. Vatandaş ülkeye 30 Euro üzeri ürün sokamaz ama kim olduklarını kaç kişi olduklarını bilmediğimiz kimseler ülkeye rahatça girebilir. Sıfır kriterli göç politikası başta olmak üzere ülkemizde yabancıları öncelikli hale getirmek ve kendi vatandaşına ‘kendi ülkesinde yabancı’ hissettirmekle övünen bir iktidar… Bir yandan vatandaşlarımızın dünyaya açılma yollarını kapatırken; diğer yandan Orta Doğu ve Afrika ülkeleriyle vize muafiyeti anlaşmaları yaparak bu ülke vatandaşlarına Türkiye’yi daha erişilebilir hale getiriyorlar. Buna ‘dur!’ diyeceğiz.”