GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
19 Nisan 2020 Pazar 11:40

CHP'den AK Parti'ye: Gölge etmesinler...

İzmir'de AK Parti- CHP arasındaki koronavirüs salgını önlemleri ve yardımlarla ilgili polemik büyüyor. CHP İl Başkanı Deniz Yücel, AK Parti cephesinden gelen sert eleştirilere, "Halkın sağlığını umursamayanlardan, insan hayatına karşılık parayı seçenlerden, miting meydanlarında ahkam kesip salgın zamanında halktan para toplamaya çalışanlardan, bu ülkenin de, bizim de bir beklentimiz yok. Gölge etmesinler başka ihsan istemez" yanıtını verdi.

AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ve AK Parti İzmir Milletvekilleri Hamza Dağ ile Mahmut Atilla Kaya'nın CHP'li belediyeleri hedef alan açıklamalarının ardından CHP İl Başkanı Deniz Yücel'den yazılı bir açıklama geldi. Yücel, “Belediye başkanlarımız ve bizler için, salgında Türk halkının sağlığına karşı parayı tercih etmiş bir iktidarın asılsız ve mesnetsiz suçlamalarına cevap vermek aslında zül geliyor. Ama bazen, kendilerine gelmeleri için gerçekleri yüzlerine vurmak gerekiyor” dedi.

Salgının etkilerinin yoğun bir şekilde hissedildiği şu günlerde AK Parti iktidarının CHP'li belediyelere ve belediye başkanlarına yoğun bir saldırı başlattığını, onları başarısız göstermeye çalıştığını vurgulayan Yücel, şunları söyled:

"AKP'li milletvekilleri, genel başkan yardımcıları, il başkanı ve yancı MHP'li yöneticiler adeta talimat almış edasıyla başta İzmir büyükşehir belediye başkanımız Tunç Soyer olmak üzere, tüm belediye başkanlarımıza yönelik bir algı operasyonu yapmaya çalışılıyorlar. İzmir halkıyla ele ele vermiş, tüm ihtiyaç sahiplerine destek veren belediye başkanlarımız elbette bu mesnetsiz iddialarla uğraşarak vakit kaybetmeyecekler. Tüm İzmir, Cumhur ittifakının bu faydasız çabasının sebebini biliyor. Açıkçası iktidar kanadının bu tavır ve tutumunun temel sebebi, başta salgının ülkemizde görüldüğü ilk günlerden beri bu süreci ve krizi yönetme konusundaki başarısızlıklarını ve beceriksizliklerini gizleme, diğer yandan da CHP'li belediyelerin ve belediye başkanlarının salgınla mücadelede attığı doğru adımları ve İzmirlilerin takdirine mazhar olan kriz yönetimindeki başarılarını örtme çabasıdır. Umreden gelen on binlerce kişinin karantina uygulanmadan yurda giriş yapmasından tutun da, futbol maçlarının seyircisiz oynanması ve liglerin ertelenmesi kararının verilmesinde gecikilmesi, maske dağıtımındaki beceriksizlik ve son olarak 10 Nisan'da 2 saat önceden duyurularak, baskın gibi uygulanan ve yüz binlerce vatandaşımızı bir anda sokağa döken, sokağa çıkma yasağı skandallarının cevabını veremeyenler, kalkmış gece gündüz canla başla çalışan belediye başkanlarımız üzerinden siyasi rant sağlamaya çalışıyor. Buna ne biz, ne de İzmirliler izin verir."

SOYER'E ÖVGÜ

Yücel, İzmir’de Büyükşehir Belediyesinin ve Tunç Soyer’in süreci akılla, bilimle, insanüstü bir çaba ve yardımlaşmayla yürüttüğünü, iktidarın ülkeyi kaderine terk ettiği gibi, İzmirli vatandaşları yalnız bırakmadığını ileri sürdü. Deniz Yücel, "İktidar kanadı bu süreci yönetememe konusunda kararlı ve tutarlı bir çizgide ilerlerken; başta İzmir büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer olmak üzere, İzmir’de görev yapan tüm CHP’li Belediye başkanları ve belediyelerimiz, bu süreci gösterişten uzak, fakat büyük bir titizlikle ve öngörüyle halk sağlığını korumaya ve halkın temel ihtiyaçlarını gidermeye odaklanarak başarılı bir şekilde yürütüyorlar. Başta İzmir büyükşehir belediyemiz olmak üzere, tüm belediyelerimiz düzenli olarak ilaçlama ve dezenfeksiyon çalışmaları, ücretsiz maske dağıtımı, maske üretimi, ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza erzak paketi dağıtımı, alışveriş çeki, nakit yardımı, sebzeyi meyveyi halkın ayağına götüren seyyar pazar uygulaması ve benzeri birçok hizmete imza atmaya devam ediyorlar. Geçtiğimiz hafta sonu uygulanan sokağa çıkma yasağı nedeniyle belediyelerimiz kapı kapı ücretsiz ekmek dağıttılar. Bu hafta sonu da aynı organizasyona hazırlanan belediyelerimizin İçişleri Bakanlığınca ücretsiz ekmek dağıtmasına izin verilmedi. Dağıtım Fırıncılar odasınca yapıldı. Amaç CHP’li belediyelerin halkla temas etmesini engellemek. Neden? Çünkü başarılılar" dedi.

GÖLGE ETMESİNLER BAŞKA İHSAN İSTEMEZ
“İzmir’de yardımlar sadece CHP’lilere yapılıyor” suçlamasına da yanıt veren Yücel, “Belediye başkanlarımız ve bizler için, salgında Türk halkının sağlığına karşı parayı tercih etmiş bir iktidarın asılsız ve mesnetsiz suçlamalarına cevap vermek aslında zül geliyor. Ama bazen kendilerine gelmeleri için de gerçekleri yüzlerine vurmak gerekiyor” dedi.

Yücel sözlerini şöyle sürdürdü: "AKP'li bazı vekiller salgın sebebiyle belediyelerimiz tarafından yapılan yardımların, yalnız CHP'lilere yapıldığını iddia etmişler. Bunu bir ilçede ispat etsinler, derhal gereğini yapalım. Bizim insanları siyasi görüşünden, ideolojisinden, inançlarından dolayı ayırmayan siyaset anlayışımız birilerini korkutuyor. Hatta adeta zangır zangır titretiyor. Çünkü kavgadan, kaostan, kamplaşma ve kutuplaşmadan beslenen siyaset anlayışı artık prim yapmıyor. Kendileri zamanında tüm yardımları, tüm devlet kadrolarını, tüm bağışları, tüm hazine arazilerini, tüm ihaleleri, devletin tüm imkanlarını kendi yandaşlarına hatta hain FETÖ’ye akıttıkları için, herkesi kendileri gibi sanıyor olabilirler. Ama artık öğrensinler, kendilerinin değişmez politikası olan ayrımcılık, çıkar ilişkileri, din istismarı, yandaş kayırmacılık bizim işimiz değil. Yine birisi kalkmış “CHP bu süreci istismar etti” demiş. Hizmet etmek, vatandaşa sahip çıkmak, kriz yönetmek ne zamandan beri istismar etmek oldu? Asıl AKP iktidarı halkın 18 senedir kendilerine verdiği yetkiyi istismar etmiştir. Nasıl istismar etmiştir? Kamu kaynaklarını eşe, dosta, yandaşa akıtarak istismar etmiştir. Bugün devlet hazinesi tabiri caizse tam takır kuru bakır olmasaydı, ülke genelinde tam zamanlı sokağa çıkma yasağı yada karantina uygulanırdı. Ancak AKP iktidarı bunun ekonomik sonuçlarından korktuğu içindir ki, uygulayamıyorlar. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü ülke genelinde sokağa çıkma yasağı için açık açık "bunun ekonomiye maliyeti çok ağır olur" diyebiliyor. Her şeye para buluyorlar ama halk sağlığına gelince ekonomiye maliyeti ağır olur diyorlar. Aynı Cumhurbaşkanlığı sözcüsü “82 milyon vatandaşımıza maske ulaştırmak kolay değil” diyebiliyor. Ülkeyi yönetenler devlet ciddiyetinden ve hükümet olmanın sorumluluğundan uzaklaşmış durumdalar. Halkın sağlığını umursamayanlardan, insan hayatına karşılık parayı seçenlerden, miting meydanlarında ahkam kesip salgın zamanında halktan para toplamaya çalışanlardan, bu ülkenin de, bizim de bir beklentimiz yok. Gölge etmesinler başka ihsan istemez."