GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
18 Ekim 2023 Çarşamba 12:09

Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi'nde bitmeyen tadilat!

Birlik Sağlık Sen yönetimi, İzmir'de 30 Ekim Depremi sonrası yenilenip açılan Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi'yle ilgili basın açıklaması yaptı. Hastanede 1 yıldır tadilat işlerinin sürdüğü ve sağlık hizmetlerinin aksadığı belirtilen açıklamada, "Yaklaşık 518 bin nüfusu ile İzmir’in en büyük ilçelerinden olan Buca’ya, 318 yatak kapasitesi olan hastane yetersiz gelmekte ve Buca ilçemize ikinci bir devlet hastanesine ihtiyaç duyulmaktadır" denildi.

SONKALEİZMİR-Birlik Sağlık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol, Birlik Sağlık Sen İzmir Şube Başkanı Berna Boran ve yönetim kurulu ile birlikte Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi'yle ilgili basın açıklaması yaptı. Sendikanın Çankaya'daki ofisinde yapılan basın açıklamasında hastanede son bir yıldır süren tadilatlar nedeniyle sağlık hizmetlerinin aksadığı vurgulandı. 



"BUCA'DA İKİNCİ HASTANEYE İHTİYAÇ VAR"

Birlik Sağlık Sen İzmir Şuba Başkanı Berna Boran'ın konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle:

"Bir yıllık devlet hastanesinin tamirat ve tadilatı bitmiyor. 2020 yılı 30 Ekim tarihinde meydana gelen ve 102 vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem sonrasında İzmir ilimizde 12 devlet hastanemizin depreme dayanıksız olduğu ortaya çıkmış ve aradan geçen 3 yıllık sürede sadece ve sadece Buca İlçemizde bulunan Devlet Hastanesi yenilenebilmiştir. Açılışından yaklaşık 1 yıllık süre geçmesine rağmen halen devlet hastanesinin tadilat ve tamirat işleri devam etmektedir. Afet ve Acil Durum Hastanesi (prefabrik) olarak kısa sürede yapılması planlanmış olan Buca Devlet Hastanesi, daha sonra; 2 katlı olarak yapılmış, 152'si yoğun bakım olmak üzere toplamda 318 yatak kapasitesine sahip, 8 bloktan oluşan betonarme yapıya çevrilerek, inşaat yapım süreside uzatılmıştır. Yaklaşık 518 bin nüfusu ile İzmir’in en büyük ilçelerinden olan Buca’ya, 318 yatak kapasitesi olan hastane yetersiz gelmekte ve Buca ilçemize ikinci bir devlet hastanesine ihtiyaç duyulmaktadır.



"HASTANENİN YERİ YANLIŞ"

Hastanenin yapıldığı yer seçimi yanlıştır. Hastanenin eski yeri (yüksek alanda) ya da daha uygun rakımda yer varken, yüzlerce çam ağacı kesilerek, hastane sulak ve çukur olduğu bilinen alana yapılmıştır. Şubat 2022 de adeta kaba inşaat olan binanın geçici kabulü yapılmış ve şubat ayında geçici kabulü yapılan bina tam 9 ay sonra Kasım ayında açılabilmiştir. Aynı proje içerisinde yer alan Halk Sağlığı binası ise halen açılamamıştır. Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ön kabulünün 2022 şubat ayında yapılan hastanenin, kesin kabulünün Şubat 2024’teyapılacağı söylenmektedir. Hastane idaresinin eli kolu bağlanmış; şartnameye göre Taahhüt ettikleri tespit edilen eksiklikler; firma tarafından geçiştirilerek, taşeronun taşeronu tarafından, günü kurtararak, eksik ve aksak bırakılmaktadır. Hastane bunların bir kısmını kendi imkanları ile yapmaktadır. Kesin kabulden sonra da yapmaya devam etmek zorunda kalacaktır."



"EKSİKLERİ SIRALADI"

Berna Boran açıklamasında hastanedeki eksiklikleri şöyle sıraladı:

"- Elektrik sisteminin sürekli kesildiği, jeneratörlerin geç devreye girdiği, bu durumun hastaların tedavi süreciniolumsuz etkileyebileceği, bina zeminin sulak olmasından ve izolasyonunun eksik yapılması yada yapılmamasından dolayı duvarlar yerden sürekli su (nem) almakta, nemli olan zemin duvarlarının sürekli kabardığı, sıva ve boyasının döküldüğü görülmektedir. Yangın uyarı, acil kod uyarı, anons sitemleri ve hemşire çağrı sistemlerin çalışmadığı söylenmektedir.
- Görüntüleme, laboratuvar, bazı servisler vb. birimlere hastaların ulaşmasında karmaşa ve sıkıntılar olduğu görülmektedir. Hastane içinde birçok birime erişimde (mesafe ve plansızlıktan) güçlük çekilmektedir.
- İdari memurların ve işçilerin bulunduğu (Normalde depo olarak planlanan) bodrum kattaki odaların; plansız, yetersiz, insan sağlığı bakımından uygun olmadığı personeller tarafından ifade edilmektedir.
Klima ve havalandırma sisteminin zaman zaman çalışmadığı, doğal ışıklandırmanın olmadığı, nem oranının yüksek olduğu, oda sayısının az ve kişi başına düşen alanların yetersiz ve plansız olduğu, Hasta ve personel odalarının birçok yerinde aşırı gürültünün olduğu, personel odalarının çoğunda pencere olmadığı, - Elektrik prizlerinin yerden düşeli kablolardan elektrik aldığı ve kabloların çoğunun ortalıkta dolaştığı görülmektedir.
- Su sisteminde sürekli arıza oluştuğu, özellikle ameliyathane ve birçok birimi zaman zaman su bastığı, tavanlardan su aktığı (tavan altlarına kova konulduğu), dış cepheden pencere ve kapılardan yağmur suyunun bastığı ifade edilmektedir. Bu durum cihazlara zarar verebilir ve elektrik kazalarına sebep olabilir.
-Özellikle zemine yakın duvar ve tavanlarda sürekli tadilat yapıldığı görülmektedir. Duvarlarda sıvalar kabarıp, boyalar dökülmektedir. Tekrar sıvanıp-boyanıp görüntü kapatılmaktadır. Tavanların; zayıf malzeme ile kaplı olduğu, sürekli sökülüp onarıldığı, askı sistemlerin güçsüz olduğu, düşerek-çökerek kazalara sebep olabileceği söylemektedir.
- Hasta tuvaletleri, lavaboları sürekli tıkanmakta olup etkin çalışmadığı görülmektedir.
- Tesisat borularının birçoğu şimdiden oksitlenmiş; birkaç yıl sonra kullanılamaz hale gelecektir.
- Morg hastanelerin konutlara bakan kısmında yapılmış olup, apartman sakinleri rahatsız olmaktadır.
- Yemekhanenin alanı ve yerleşimi uygun olmadığı, yangın ve kazlara sebep olabileceği belirtilmektedir.
Sonuç olarak; yeni yapılmış kesin kabulü bile yapılmamış bir yıllık hastane ve bitmeyen tadilat tamirat. Geçici ön kabulü yapılmış demek; binanın %95’inin bitmiş ve işletilmesine engel olmayacak demektir. Bürokratlarımızın görevi, firmaları değil, devletin milletin menfaatlerini korumaktır.
Bu binayı bu şekilde teslim almak kamu zarına sebep olacaktır. Bu gün fiziki mekân olarak onlarca sorunu olan hastaneden, yarın verim almak mümkün olmayacaktır."