GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
8 Aralık 2021 Çarşamba 20:56

Bornova'da 'Laikliğin Önemi' paneli...

İzmir Bornova'da düzenlenen "Laikliğin Önemi" konulu panele katılan Eğitim İş Genel Başkanı Kadem Özbay, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yaptığı şuraya yönelik eleştirileri sürdürdü. Özbay, " 4-6 yaş grubu, fasulyeyle saymayı öğrettiğimiz, elimizle işaret ederek renkleri anlattığımız, yani pedagojik açıdan soyut düşünce aşamasına gelmemiş çocuklarımızla güya din eğitimi verecekler. Geleceğimiz ve eğitimimiz bilinçli olarak karartılıyor" dedi.

SONKALEİZMİR-İzmir'de CHP Bornova İlçe Başkanlığı, Atatürkçü Düşünce Derneği Bornova Şubesi ile Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası İzmir 2 Nolu Şubesi işbirliğinde "Laikliğin Önemi" konulu panel yapıldı. Bornova Belediyesi ev sahipliğinde Bornova Nikah Dairesi'nde düzenlenen panelin oturum başkanlığını ADD Genel Yönetim Kurulu Üyesi, Kültür ve Sanat Kurulu Başkanı Utku Erişik yaptı. CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay ile ADD Genel Başkan Yardımcısı Tolga Kale ise etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı. 



Paneli Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, CHP Bornova İlçe Başkanı Ertürk Çapın, ADD Bornova İlçe Başkanı Doğan Aygen, Eğitim İş İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Ahmet Cangı ve yurttaşlar da takip etti. 

"EĞİTİM ŞURASINA KATILMAMIŞTI"

Milli Eğitim Bakanlığı'nın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlediği eğitim şurasına katılmaması ile dikkat çeken Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası Genel Başkanı Kadem Özbay, eleştirilerine sürdürdü. AKP döneminde 4 eğitim şurası toplandığını belirten Özbay şöyle konuştu:

"Bu şuralarda öğretmenler ve öğrenciler yararına tavsiye kararı verilir. Bu şuraların AKP döneminde hep gizli gündemleri oldu. Son şuranın temel başlığı eğitimde fırsat eşitliğiydi. Anlayışları baştan yanlış. Eğitimin temel bir hak olduğunu bilmiyorlar. İlk gün sarayda şatafatlı talimatlarla başlatılan bir toplantı. İkinci gün 5 yıldızlı otel ve harcanan 1 buçuk milyon lira. Pandemide bir telefondan 3 ayrı öğrencimiz sözde eğitime ulaşmaya çalıştı. OECD ülkeleri arasında materyal eksikliğinde 35 ülke arasında arasında birinci olduk. Bu ülkede 1 milyon 200 bin çocuk taşımalı eğitime mahkum edildi. Bunların hiçbiri tesadüf değil. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da ısrarla vurguladığı bir şey var. 'Asıl başarılması gereken şey kültür devrimidir' diyor. Mustafa Kemal'in bize emanetindeki en temel unsur laikliktir. Şuranın gizli gündeminde net okul öncesinde din eğitimi amacı net bir şekilde ortaya çıktı. Yine baştan yanlış. Çünkü yine bütün değerleri aynı temaya indirdiler. Evrensel değerler yalnızca din temelli olsaydı bugün Orta Doğu'da sorun yaşanmazdı. 



"ÇOCUKLARIMIZ GERİCİLERİN ELİNE BIRAKILIYOR"

4-6 yaş grubu fasulyeyle saymayı öğrettiğimiz, elimizle işaret ederek renkleri anlattığımız çocuklara yani pedagojik açısından soyut düşünce aşamasına gelmemiş çocuklarımızla güya din eğitimi adı altında eğitim verecekler. 'Okul öncesi eğitim zorunlu olsun mu?' hayır olmasın. 'Ücretsiz olsun mu?' Hayır olmasın. Ama 'Din eğitimi zorunlu olsun' diyorlar. Şuranın bir maddesinde STK'larla işbirliği var. Kim bunlar? TÜRGEV, TÜGVA, İlim Yayma, Ensar. Cirit atıyorlar. Çocuklarımızı cemaatlerin, gerici vakıfların eline bırakıyorlar. Çocuklarımızı gözden çıkarıyorlar. Laikliği anlamayan bu kesimler tarafından eğitimimiz ve geleceğimiz adeta karartılıyor. Antalya'da maalesef bir gencimiz adice vahşice öldürüldü. Menemen'de Kubilay yine vahşice öldürülmüştü. Büyük önder o zaman 'Gerekirse orayı yakarım' demişti. Cumhuriyete sahip çıkmıştı. Bilinçli olarak çocuklarımız gericilerin eline bırakılıyor."



SERTEL: FAİZİN KALDIRILMASI VEYA İNDİRİLMESİ SÖZ KONUSU OLMUYOR"

CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel ise AKP hükümetini eleştirerek şunları kaydetti: 

"Türkiye'nin bütçesini bir inancın hizmetine sunan bir yapı var. Laikliğin bütün inançlara karşı eşit olması gerekir. Devlet yönetimini din kurallarına göre yapamazsınız. Herkesin inançlarında özgür olduğu bir sistemi kurmalıyız. Tek adam çıkıp diyor ki 'Ben ekonominin kitabını yazdım, bilinçle bunu yapıyorum' diyor. Ardından sure ekliyor. 'Faiz haramdır' diyor. Bu sureye dayandırıyorsa ekonomiyi burada akıllara zarar bir durum ortaya çıkıyor. İnançla mı söylüyor, yoksa dini mi kullanıyor. Tamamen dini kullanıyor. Köylünün çektiği kredinin faizinin kaldırılması veya indirim yapılması söz konusu olmuyor. Ama bu anlamda dini kullanıyor. Mustafa Kemal Atatürk 'Din simsarlığına izin verilmemelidir. Dinden maddi menfaat sağlayanlar iğrenç kimselerdir' diyor. Aslında bizim karşı çıktığımız duruma Mustafa Kemal Atatürk yıllar önce yanıt vermiş."

İDUĞ: DAHA BÜYÜK MÜCADELEYE İHTİYAÇ VAR

Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ ise Osmanlı döneminde din ile devletin yönetilmesinin ağır sonuçları olduğunu belirterek, "Cumhuriyet ile Atatürk ve silah arkadaşlarının mücadelesi ile birlikte Türkiye laiklikle yönetilmeye başlandı. Ondan sonra gelinen nokta belliydi. Son 20 yılda gelinen nokta da belli. Laiklikte en önemli konu bilim ve akılla yönetim. Bunlar olmadan laikliğin olma olasılığı yok. Laiklikte kadının temel hakkı önemlidir. Artık Türkiye'nin olması gereken noktaya gelebilmesi için laikliği yaşaması gerekiyor. Bundan sonra daha büyük mücadeleye ihtiyaç var" diye konuştu.