Mustafa AKBAŞ-Abdullah ÇELEBİ/SONKALEİZMİR- CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarını sürdürdü. Orman yangınları konusunda hükümete ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye yüklenen Sertel, öncelikle orman işçilerinin iş güvencesi, özlük hakları ve maaşlarının iyileştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Sertel, “Sen orman işçisinin haklarından tasarruf ettiğin zaman ormanı yok edersin. Sen makam araçlarından, özel uçaklarından tasarruf et ama yangın uçaklarından tasarruf etme. Sen saraydaki yanan ışıklarından, ısıtmandan, elektriğinden, ejder meyvesinden, mutfağındaki sınırsız harcamandan tasarruf et. Ama yangın uçaklarından tasarruf etme. Orman işçisinden tasarruf etme. Onların hakkını ver” dedi.
YALANINI ORTAYA ÇIKARDIM, ÖZÜR DİLEMEDİ
“Öncelikle bu ormanları kim yaktıysa ona lanet olsun. PKK'ysa PKK, başkasıysa başkası. İnsanı sevmeyen, doğayı sever mi yeşili sever mi" diyen Atila Sertel, söndürme çalışmalarında yetersiz kaldığı nedeniyle eleştirilen Bakan Pakdemirli’yi de hedef aldı. Bakan Sertel, "Bir bakan asla yalan söylememeli. Yalanı ortaya çıktığı zaman da hem toplumdan özür dilemeli, hem istifa etmeyi bilmeli… Diyor ki; THK uçaklarının hiç biri çalışmıyor, bozuk. Ben araştırıyorum ortaya çıkarıyorum. Olay söylediği gibi değil. Uçaklardan biri Adnan Menderes Havalimanı’nda içi su dolu olarak duruyor, diğer uçaklar Ankara Etimesgut’ta uçmaya hazır bekliyor. Ve pilotlara talimat verse 1 buçuk 2 saat sonra İzmir’de olacak, müdahale edebilecekler. Ama talimatı vermiyor. Oysa ki uçakların sıktığı köpüklü su, yangının havayla temasını kesiyor ve söndürmede çok etki sağlıyor. Bu uçaklara müdahale talimatı vermeyen aynı bakan Yunanistan’a dönüp ‘size orman yangınını söndürecek uçak gönderelim’ diyor. Ve sonra hasmane bir tutumla Türk Hava Kurumu’nu (THK) suçluyor. THK’ya diyor ki; siz ana muhalefet partisiyle birlikte hareket ediyorsunuz, onların sözcüsüsünüz. Adamları zan altında bırakıyor. Yangın söndürmenin ana muhalefeti, iktidarı mı olur. Memleket, ormanlar hepimizin. THK, Kızılay ve diğerleri de bu devletin kuruluşları. Böyle laf söylenir mi” diye konuştu.
PKK YAKTI, ONLAR SÖNDÜRMEDİ
Üslubunu sertleştiren CHP’li Sertel, “Sayın bakana tüm uyarıları yaptık, fakat nafile. İzmir ormanlarını resmi olarak PKK yaktı ama nisbi olarak bakan ve ekibi sorumludur. Çünkü yangını söndürmeyerek katkı sağladılar. Sadece yangını seyrettiler. Gece uçuşu yapıp nasıl yanıyor diye izlediler. Bu bakan bu yangında zan altında kalmıştır. İstediğini söylesin, ne söylerse söylesin. Yanan o ağaçların, ormanın suçlusudur. Vicdan azabı çekecektir” ifadelerini kullandı.
SOYER’E HELİKOPTER, BELEDİYEYE UÇAK
İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne acilen bir yangın söndürme uçağı ve helikopter alınması gerektiğini ileri süren Sertel, helikopterin aynı zamanda Başkan Tunç Soyer için de zaruri bir ihtiyaç olduğunu vurguladı. Atila Sertel, “Bunun hiçbir lüksü yoktur. Belediye Başkanının Kiraz'dan tut Kınık'a kadar 240 km’lik alanda rahatlıkla bir yere gidip gelmesinde kullanılacak bir araç olarak görülmelidir. Yangın söndürme uçağı da şarttır. Çünkü bunlara bırakılırsa İzmir ormanlarının nasıl cayır cayır yandığını hepimiz gördük” dedi.
O SİLAHLARLA CİNAYET İŞLENSE NE OLACAK?
Devlet kurumlarındaki çöküşe de işaret eden Sertel, önceki dönemde İstanbul Büyükşehir Belediyesi bütçesinden yandaş vakıflara 357 milyon 452 bin TL, yandaş medyaya ise aylık 100 milyon TL aktarılmasını eleştirdi. Bu paraların halkın cebinden çıktığını vurgulayan Sertel, liyakatsizlik, haksız kazanç sağlama, haksız ihaleler, rüşvet ve irtikap gibi suçların en tepeden en alta kadar sirayet ettiğini söyledi. Sertel, TRT’nin zimmetli malı olan 10 silahın kaybolmasının da direkt bu durumla alakalı olduğunu savunurken, şöyle devam etti: “Ben şimdi SONKALE aracılığıyla soruyorum; o silahlar ne oldu, o silahlar nerede, o silahların kaybından sorumlu olan idari, teknik, müdür, yetkili, her kim varsa, niçin soruşturmaya sevk edilmiyor? Peki o silahlar kimde? Peki o silahla herhangi bir suç işlense, biri öldürülse TRT bunu nasıl açıklayabilir? İşin kötü tarafı silahların peşine bile düşmüyorlar. ‘Kaybolduysa kayboldu ne yapalım yani’ diyorlar. Biz konunun üzerine gidiyoruz; ‘vay efendim siz muhalefet ediyorsunuz’ diyorlar. Biz Cumhuriyet Halk Partiliyiz. Halka karşı sorumluluklarımız var. İstedikleri kadar kızabilirler, sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
KEMERALTI’NDA DOLAŞAN BAŞKANLARIMIZ OLMALI
Yerel seçimlerde CHP’nin kazandığı başarıya dikkat çeken ve bu şansın iyi değerlendirilmesi durumunda iktidar kapısının açılacağı görüşüne yer veren CHP’li Atila Sertel, “1989 yılında içine düşülen sıkıntıya düşülmemeli. İstihdam, üretim, ihalelerde şeffaflık politikalarıyla halkın güvenini sağlamalıyız. Belediye başkanlarımızın halkla iç içe yaşaması, kopuk olmamaları, haftanın en az bir gününü tamamen vatandaşa ayırmaları lazım. Kemeraltı’nda, Alsancak’ta dolaşan veya Mevlana’da (merhaba çayınızı içmeye geldim) diye kahvehaneye dalan belediye başkanlarımız olmalı. Böyle belediye başkanları başarıyı yakalıyor. Belki kızacaklar bana ama örneğin Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı kendisini ziyarete gelen herkesi kabul eder ve halkın içinde elini kolunu sallayarak dolaşır. Böyle yapmak lazım. Bunu yapan başkan kalıcı olur, iz bırakır. Ha ben sadece belli gruplarla otururum, belli toplantılara katılırım, ulaşılması zor bir belediye başkanı olurum diyen kişi varsa bence başarısız olur. Bu sıkıntıya yol açar. Partiye de zarar verir. Sorumlu yaşamalıyız. Sorumlu olmalıyız ama sorunlu olmamalıyız” diye konuştu.