Türkü ERBİL/SONKALEİZMİR- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, BİSİM için düzenlenen tanıtım toplantısının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Tugay; İzmir Büyükşehir Belediyesi geçmiş dönem tutuklu belediye Başkanı Tunç Soyer'in açıklamalarının ardından gündeme gelen 'Sünger Kent Projesi', kapatılan Harmandalı Çöp Tesisi'nin ardından yapılması talep edilen yeni çöp tesisi ve su krizi hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
"SU SORUNUNU GİDERMEKTEN UZAK"
Tunç Soyer'in sosyal medya hesabından yaptığı "Sünger Kent İzmir Projesi iptal edildi. Su Kaynakları Araştırma ve Uygulama Merkezi kapatıldı... Keşke o projeler sürseydi" açıklamalarına yanıt veren Başkan Tugay şunları söyledi:
"Sünger kent denilen anlayışta, şehrin genellikle beton, asfalt kaplı alanlarında toprağın yağmur suyunu emmemesi nedeniyle yağmurla yağan suyun kaybı var. Bu kaybı gidermek için yapılan bir iş. Ben sünger kent konusunu uzun yıllardır bireysel olarak bilen, çalışan, Karşıyaka Kent Ormanı projesinde enteresan şeyler yapmış bir belediye başkanıyım. Bu konuyu anlatmadığımı, anlatamadığımı biliyorum ama işin gerçeği o ki; sanıldığı kadar alakasız değilim. Sanıldığından çok daha fazla bilgim olan bir konu. Bir önceki dönem bir mühendis arkadaşımızın başkanlığında bir ekip süngerkent projesi başlattı. Yapılan 2 şey var. Biri çatılardan yağmur suyu toplamakla ilgiliydi. Mavi renkli su depoları imal edildi ve isteyenlere verildi. Ancak çatıdan su toplama ile ilgili iş, suyun deposunun konacağı yerden sağlıklı bir şekilde çatıdan su toplamak için gereken altyapı ihtiyaçlarını ve yağmur yağdığı mevsimde toplanan bir kaç tonluk suyun saklanması ile ilgili zorluklara kadar değişik zorlukları olan bir iştir. Dolayısıyla zannedildiği kadar kurtarıcı değil. İzmir ölçeğine oranla küçük sayıda yağmur suyu depolama deposu dağıtılmış. Kalan depoları biz çiftçilere dağıttık. Depoların çoğu dağıtılmamıştı. Süngerkent ile alakası olmayan bir çalışmaydı. Buna saygı duyuyorum ancak pratikte zannedildiği kadar önemli sonuçları yok. Toplanan tüm suları toplasak büyükçe havuzu dolduracak kadar suyumuz olur. Yağmur suyu toplandıktan sonra yağmursuz mevsime gelindiğinde kısa zamanda bitiyor. Yeni yağmur yapmadıkça oradan kaynak elde edilemiyor. Doğanın yağmuru depoladığı yer, yeraltı su rezervleridir. Toprağın suyu emme kapasitesini arttıracak çalışmalar yapmalıyız. Sünger kent projesi diye yapılan işin içerisinde sadece küçük bir alanda toprak çukurlaştırıldı. Yağmur bahçesi dediler, o başka bir şey. Oradan suyun emilmesi sağlandı. Ancak koca İzmir'de bir tane küçücük şey yapıldı. Bunun devamı getirilebilirdi ancak bizim problemimiz şu, bunlar yapılırken bazı örnekleri yapmış olmak için değil üst ölçekli bir master planla şehrin su geçirgen yüzeylerini arttırmalıyız. Dünyanın her yerinde bu böyledir. İzmir'de de böyle olacak. Biz buna çalışıyoruz. Herhangi bir iyi yürüyen proje iptal edilmeli. Bugün kadar iyi yapılan hiçbir projeyi durdurmadım. Tam tersine iyi yapılan şeyleri daha çok sahiplenerek devam ettik. Bazı şeylerin sadece görünüş sağladığını ancak işin özünde şehrin su problemini çözmekten uzak, yüksek maliyetli işleri görünce onlara sahip çıkmadığımızı söyleyebilirim. Bundan sonra da bu anlayışımız devam edecek. Yapılan her işte bir para harcanıyor, bize gelen faydanın anlamlı ve işe yarıyor olması lazım. Diğer türlüsü kaynakları israf etmektir. Geçen dönemde sünger kent diye yapılan işler İzmir'deki su sorununu gidermekten uzak ve alakasız bir şey" ifadelerini kullandı.
"AK PARTİLİ SİYASETÇİLERİN ALGI ÇALIŞMALARIYLA..."
İzmir’de Harmandalı Tesisi'nin kapatılması sonrası yeni çöp bertaraf tesisiyle alakalı bulundukları talebi aktaran Tugay; “AK Partili siyasetçilerin yanlış tutumları var” diyerek, "AK Partili siyasetçileri çöp ve su konusunda üzülerek izledim. Hepsini değil ama bazılarını bu anlamda eleştiriyorum. Yamanlar’a bir çöp tesisi yapılması süreci tamamlanmış bir süreç değil. DSİ raporuna göre orada altı tane kuyu açıp o kuyulardaki suyu çekmeniz lazım. Kamulaştırılmamış özel mülkiyet alanlarını var onlarında kamulaştırılması lazım. Bu süreç bizden önce ilerletilmemiş. Buna karşılık Menderes’te çevreye rahatsızlık vermeyecek şartlar ve fizibilite açısından çok daha uygun bir alanda bir başka çöp bertaraf tesisi projesi var. Rehabilitesi yapılmış her şeyi hazır. Sadece ÇED süreci var. Tarım Bakanlığı’nın olumsuz bir görüş verdiği için süreç durmuş. Bir şeyi doğru bir şekilde anlatmazsanız insanlar birilerini söylediği yalanlara inanıp kötü bir şey olacağını düşünüyor. Menderes’te bu yaşandı. Geçen dönem Menderes’te tesis yapımı konuşurken orada yaşayan insanlar sandı ki tesis değil depolama alanı" dedi.
Bu tür tesislerin dünyanın her yerinde olduğunu söyleyen Tugay, “Yerleşim yerinden uzak bir yer. Buraya gelen çöp anında işleme tabi tutuluyor ve bertaraf ediliyor. Çevreye zarar veren bir tesis değil. Türkiye’nin her yerinde bu tesisler var. Bir yer olmazsa başka bir yere kurulacak. Fizibilite açısından Yamanlar çok uygun değil Menderes uygunken bu iş AK Partili siyasetçilerin insanlara yaptığı algı çalışmalarıyla bu noktaya geldi” ifadelerini kullandı.
“MANİSA SINIRINDA”
“İzmir-Manisa sınırında Çaltı bölgesinde Manisa’nın çöp tesisinin hemen bitişiğinde bir çöp tesisi yapmak için başvurumuz var" diyerek açıklamalarına devam eden Tugay, "Bu başvuruyla ilgili olarak bize olumlu cevap verilmesi lazım. Olumlu cevap verilmemesi için hiçbir neden yok. Muhtarları toplayıp onlara yalan yanlış şeyler anlatacaklarına bu şehrin sorunlarına sahip çıksınlar. Ben bunu gerekirse devletimizin en üst kademelerine kadar gidip yüz yüze konuşarak anlatacağım. Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak şehrimizin çöp sorununu ortada bırakmak gibi bir düşünce içerisinde değilim. En kısa zamanda şehrimizin çöp master planına uygun olarak tesislerimiz dünyanın en modern ülkesindeki gibi çöplerimiz toplanacak. Bize böyle halka doğru olmayan şeyler söyleyen onları yanıltmayan çalışan siyasetçiler değil şehrin sorunlarına sahip çıkan siyasetçiler lazım. Bizimde ağzımız dilimiz var kimseyle kavga etmek için uğraşmıyoruz. İnsanlara doğruları anlatalım diye çaba gösteriyoruz” diye konuştu.
"İZMİR'İN ADI ÇIKTI"
Tugay, İzmir’de oluşan su kriziyle ilgili, “Bu sene başından beri biz buna hazırlandık. Bir şekilde biz şeffaf olduğumuz için konuşurken popülist bakmadığımız için, insanları üzmeyi amaçlayarak değil, sorun çözmeyi amaçlayarak konuştuğumuz için... İzmir’de iktidarın siyasetçileri agresif bir şekilde konuşuyor. Bizim CHP’nin siyasetçileri oldukça naifler, sessizlikle karşılıyorlar her şeyi. O nedenle İzmir’in biraz adı çıktı ama İzmir’den çok daha kötü durumda olan şehirler var. Biz onlara göre çok daha iyiyiz. Bugün kesintiler oluyorsa su Kasım'a Aralık'a kadar yetsin diye. Yoksa şu gün su bitecek değil. Suyun çok tüketildiği alan, tarım alanı. Tarım alanında daha az su tüketimi ve oradaki suyun da diğer kullananlar için de kararlar alınması lazım. Bunlar belediyenin yetkisinde değil. Bunlar bakanlıkların yetkisinde. Bir şehre su getirmekle yükümlü kurum Devlet Su İşleri’dir. Bunu başımızdan atmak için söylemiyorum. Bugün biz bir kuyu açarken DSİ’den izin alarak açıyoruz. Hatta kaçak kuyu açarsak ciddi cezası var" dedi.
"SUYU GETİRMEKLE YÜKÜMLÜ OLAN DSİ'DİR!"
"Çeşme’de ya da Tahtalı Barajı’nda kuyu açarak barajı destekleyelim dedik ama DSİ’den izin almak mümkün görünmüyor" diyerek açıklamalarına devam eden Tugay şunları kaydetti:
"‘Kendi işlerini başkalarına yıkıyorlar’ tarzında cahilce lafları eden siyasetçileri yine kamunun vicdanına havale ediyorum. Arıtma tesislerinde hepimize aptal muamelesi yapar gibi laflar ederek gezmekle olmuyor bu iş. 6 aydır yüzde 95’te olan bir tesisi bitirin diye yalvardık. Ben kendim AK Partili siyasetçilerle konuştum. ‘Yazın Çeşme’de su sorunu olacak, lütfen az kaldı, yüklenirseniz bitecek’ dedim. Günü geldi su sıkıntısı yaşanınca mecburen açıklamak zorunda kaldık. Orada Karaburun’da ağzına kadar dolu bir baraj var. Çeşme’ye temin edilsin diye yapılan bir baraj. Ama arıtma ve bağlantıyla ilgili küçücük bir kısım bitmediği için bugün sıkıntı yaşanıyor. Bunun sorumlusu belediye mi? DSİ bu konuda üzerine düşeni yapmadı. İhmal etti ve hatta biz yapalım dedik ona da izin vermediler. Neticede İzmir’e suyu bulmak ve getirmekle yükümlü olan DSİ’dir. Bununla ilgili yapılmış planlar zaten belli. İzmir’de yeterli yer üstü suları yok. Yeraltı zaten güvenilir değil. O yüzden İzmir’e komşu alanlardan bölge havzalarından yapılacak barajlarla İzmir’e su getirilecek. Gördes, Balıkesir civarında 3 tane baraj yaparak bu sorunu çözmeyle ilgili master plan yıllar önce yapılmıştı. Yeni değil. Bizim bugün uydurduğumuz işler değil bunlar. En kısa zamanda yapmaları gerekiyor. Ondan sonra su sorunu çözülür. Çözülmezse İZSU’nun İzmir sınırları içerisinde yapabilecek bir şeyi yok. Tarımdaki aşırı kullanıma biz engel olamıyoruz. Böyle bir etkimiz yok. Çalışmaya devam ediyoruz. Ayrıca suyun tasarruflu kullanımıyla ilgili hem belediyeler hem de diğer kurumlar için sürekli önlemler alamaya ve uyarılarda bulunmaya devam ediyoruz. Türkiye’de en problemli şehir değil İzmir. Bunu herkes bilsin. Başka şehirlerde çok daha ağır ve kötü problemler var. Bir ay sonra hiç su kalmayacak yerler var. Oralarda CHP’li belediyeler yok, AK Partili belediyeler var. Hepimizin dileği ülkemizin hiçbir yerinde susuzluk yaşanmaması. Yağmurları bekliyoruz. Onla ilgili teknolojileri de araştırıyoruz. Orta ve uzun vadeli deniz suyunu arıtmayla ilgili de çalışmamız aslında son 1 yıldır devam ediyor. Onla ilgili de tesislerimiz olacak. Henüz o aşamalardan daha iyi durumdayız. Sadece özellikle tarımda vahşi sulamayla harcanan suyun, su tüketen ürün ekme alışkanlığının değişmesi lazım. Bunlar değişirse İzmir’e daha uzun süre yetecek su kaynaklarına sahibiz."