GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
22 Ağustos 2020 Cumartesi 14:21

Başkan Soyer'den 500 gün mesajı... İZMİR EN İYİSİNE LAYIK

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in ilk 500 gününü sosyal medya paylaşımları üzerinden anlatan M. Ayhan Kara'nın hazırladığı "Tweet'lerle #BizVarız #BizYaparız/İlk 500 Gün" kitabı için Başkan Soyer "İzmir En İyisine Layık" başlıklı bir önsöz kaleme aldı. 500 günün bir özeti olan ve kitabın içeriği hakkında da ipuçları veren önsözün tam metnini yayınlıyoruz. İşte o e-kitabın önsözü...

Sevgili İzmirliler,

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde oylarınızla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçildim. Şahsıma büyük bir onur, aynı zamanda büyük bir sorumluluk verdiniz. Bu sorumluluğun bilincinde olarak 8 Nisan 2019’da mazbatamı aldığım günden başlayarak çalışma arkadaşlarımla birlikte İzmir için kolları sıvadık. Sürmekte olan projelerin yanında seçim vaatlerimiz arasındaki projeler için de hızla çalışmaya başladık.

Katılımcı ve Şeffaf Belediye

İzmir için çalışmalarımızda katılımcı ve şeffaf yerel yönetim anlayışımızın bir gereği olarak attığımız her adımda ortak akla başvurduk. Kültürpark’taki çeşitli başlıklar altındaki forumlar da, sivil toplum örgütleriyle buluşmalarımız da, İzmir’in ekonomik, sosyal, kültürel, sportif yaşamında önemli yer tutan kurum ve kuruluşlarla işbirliklerimiz de ortak aklın bir gereğiydi.

İzmir’in Ekonomisi Canlanacak

“Başka bir tarım mümkün” dedik ve bu doğrultudaki adımları çoğalttık. Kırsaldaki desteğimiz çok yönlü bir şekilde kesintisiz sürüyor. Şehir merkezinde iki üretici pazarı da hizmete girdi. Halkın Bakkalı ile üretici kooperatiflerinin sağlıklı ürünlerini de hemşehrilerimize ulaştırıyoruz.

İzmir’de turizmin hak ettiği yere gelmesi ve ekonomiye katkısı, olmazsa olmazlarımızdan. Amacımız İzmir’i Dünya ile buluşturmak ve Dünya’yı da İzmir’e taşımak. Tarımsal kalkınma, turizm ve inovasyonu bir arada geliştiren, fuarlarla ekonominin cazibe merkezi haline geleceği bir İzmir hayalimiz var.

Toplu Ulaşım ve Altyapıda Sıçrama

İzmir’in toplu ulaşımında yeni sıçramalar sağlıyoruz. Raylı sistem ağını genişletirken deniz ulaşımının payını toplu ulaşımda daha da arttırıyoruz. Narlıdere metrosu ilerlerken yeni hatlar için de çalışıyoruz, Çiğli tramvayı da geliyor. Salgın dönemini fırsata çevirerek altyapı çalışmalarına da bilhassa sokak kısıtlılığı günlerinde ivme verdik. Kaliteli ve rekor düzeyde asfaltlama yaptık. Bu süreçte İZSU da önemli çalışmalara ve yatırımlara imza attı.

Doğasına, Çevresine Sahip Çıkan, Kucaklayan Bir Şehir

Çiçek gibi tertemiz ve bakımlı bir İzmir yanında doğasına, çevreye sahip çıkan; yüzülebilir bir Körfez hedefimizden sapmadan yürürken hemşehrilerimizin gönüllü desteğini de çok önemsiyoruz. Kadınlar, çocuklarımız, gençlerimiz için İzmir’in yaşanacak bir şehir olması yolunda da adımlar atıyoruz. Masal Evleri çoğalacak, kadınlar sosyal hayatın daha çok içinde olacak. İzmir’in kültürle, sanatla, sporla daha çok buluşacağını, örneğin İzmir Şehir Tiyatrosu’nun yolda olduğunu müjdeleyebilirim.

Akılda Dostluk ve Dayanışma Kaldı

Birinci görev yılımızın sonunda ortaya çıkan küresel salgın ülkemizi ve şehrimizi de etkiledi.  Böylece ortaya çıkan yeni durumun zorluklarıyla baş edebilmek için “Kriz Belediyeciliği”ne geçtik. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal kapasitesini krizden etkilenen yurttaşlarımıza yönlendirdik. #BizVarız kampanyasıyla İzmir’de adeta bir dayanışma destanı yazıldı. Hemşehrilerimizin evde kaldıkları sürece yanlarında olduk. Sağlık çalışanları için elimizden geleni yaptık; konaklama, yemek, ulaşım gibi gereksinimlerine yanıt verdik. Salgın süresince şehrin nabzının attığı her yerde, toplu ulaşım araçları başta olmak üzere dezenfeksiyonu üst düzeyde sağladık. Türkiye’de maske bulunamazken biz hemşehrilerimize maskematikler aracılığıyla 6 milyon maskeyi ücretsiz dağıttık.  70 bini bağış 220 bin gıda kolisini yardımlaşma ağımızla desteklediğimiz İzmirli yurttaşlarımıza ulaştırdık. Üreticinin satamadığı sebze ve meyveleri dayanışma kolileri için satın aldık, kirazı da dalda bırakmadık. Kısıtlama günlerinde Seyyar Pazar ile hemşehrilerimizin ayağına sebze ve meyve gitmesini sağladık. Ramazan ayında iftarda hemşehrilerimizin yanında olduk. Bu süreçte büyüklerimize ve gençlere iletişim desteği sunduk. Sokak hayvanlarını da ihmal etmedik. 

Mazbatamı aldıktan bu yana 500 gün geçti. “500 günde aklınızda en çok ne kaldı?” derseniz hiç düşünmeden “Salgının yakıcı günlerinde İzmirlilerin yüreğini ısıtan dayanışma kaldı, dostluk kaldı” derim... “Kriz Belediyeciliği’ni dört dörtlük hayata geçiren çalışma arkadaşlarımın ve gönüllülerin özverisi kaldı” derim…  Geride kalan 500 günün küçük bir özetini sosyal medya paylaşımları ve ön metinleriyle sunan bu e-kitap umarım yaptıklarımız ve yapacaklarımızla ilgili bir fikir de verecektir. Şunu da belirtmek isterim; geride kalan görev süremde, sosyal ve demokratik belediyecilik ilkeleri ışığında, sizlerin de desteğiyle bu harika kent için çok güzel hizmetleri yaşama geçireceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.

İçten sevgi ve saygılarımla.