GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Yerel Yönetimler
10 Ekim 2025 Cuma 00:57

Başkan Sengel: 'Yerle yeksan bütçeyi sapasağlam hale getirdim. Bu bazılarını rahatsız etti'

Efes Selçuk'ta hayata geçirdiği projeler ve mücadeleci karakteri ile dikkat çeken Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, SONKALE aracılığıyla önemli mesajlar verdi. Mali durumdan SGK borçlarına, CHP'deki parti içi çekişmelerden hükümetin baskıcı politikalarına kadar flaş açıklamalar yapan Sengel, "Hiçbir zaman mızmızlanmadım. Yerle yeksan bütçeyi sapasağlam bir hale getirdim. Bu bazılarını rahatsız etti" dedi.

SONKALEİZMİR (ÖZEL RÖPORTAJ)- Selçuk'ta göreve geldiği 2019'da "Efes Selçuk" söylemi ile ilçenin turizm potansiyelini açığa çıkaran, ikinci döneminde Meryem Ana Evi Otoparkı ve giriş ücretlerinin belediyeden alınmasına karşı sürdürdüğü mücadele ile de dikkat çeken Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, SONKALE'ye özel açıklamalar yaptı. 

(Başkan Sengel SONKALE Yazı İşleri Müdürü Abdullah Çelebi'nin sorularını yanıtladı)

İlçenin mali yapısıyla ilgili atılımlar yapan ve önemli projeleri hayata geçiren Sengel, genel ve yerel siyasete dair de mesajlar verdi. Türkiye çapında da gündem olan Meryem Ana Evi Otoparkı geliri ve giriş ücretinin belediyeden alınması ile ilgili süreci anlatan Başkan Sengel şöyle konuştu:

"Efes Selçuk çok kıymetli bir kent. Tarihin her noktasına temas edebileceğiniz bir kent. Efes'in, Meryem Ana'nın, Sen Jean'ın mezarının burada olması, Artemis Tapınağı'nın burada olması yerel ekonomiyi ortaya çıkarıyor. Türkiye'nin turizm tanıtımının yapıldığı reklamda, herhangi bir turizm dergisinde ya da Kültür Bakanlığı'na gittiğinizde bu topraklar karşınıza çıkar. Buralar çok kıymetli. Tüm Türkiye'yi tanıtmaya vesile olan bir yer. Biz her ne kadar 38 bin nüfusa sahip olsak da ziyaretçilerle birlikte 3 buçuk milyona hizmet eden bir belediyeyiz. Bu belediyenin ayakta kalmasını yıllardır sağlayan bu değerlerdi. Meryemana Otoparkı ve giriş bedeli 1970'lerden beri Selçuk Belediyesi tarafından tahsil ediliyordu. Keza Efes Alt Kapı Otoparkı da 1970'lerden beri Selçuk Belediyesi eliyle hizmet veriyor. 90'lı yıllarda ören yerlerinin girişlerinin yüzde 40'ı da Selçuk Belediyesi'ne kalıyordu. Sonra yüzde 15'e ve 5'e düştü. Sonra Büyükşehir yasası ile Büyükşehir'e gidip nüfus oranına göre dağıtılıyor. Biz İzmir'de 30 ilçede 26.'yız. En çok ziyaretçi alan ilçe biziz. Yıllara sari olarak adım adım yerel yönetimin küçültülmesi politikası diye yorumluyoruz. Meryem Ana Otoparkı'nın elimizden alınmasının Kasım ayı itibariyle 1 yılını tamamlayacağız. Biz Ekim ayında geçen dönem bütçe yaparken Meryem Ana Otoparkı ve giriş bedeli bizdeymiş gibi yaptık. Dolayısıyla yüzde 50-60'ını Meryem Ana giriş ve aynı zamanda otoparkın parasından karşılayacağımızı düşünürken, gelir bütçemizin yüzde 50-60'ı gitti. 1 milyar 200 milyonluk bütçemizin, 600-700 milyonuna yakın bir bedel pat diye gitti. Gelir bütçemizin netliği ve kesinliği ortadan kalkmış oldu. Ciddi bir açık var ve o geliri tamamlayabileceğimiz başka bir alan yok. Hele ki bu kadar ekonomik kriz söz konusuyken bunu başka bir şeyle karşılamamız mümkün olamıyor. Bu döngünün sağlanmasının zor. Sadece belediyecilik faaliyetleri için de değil, aynı zamanda işçinin ücretini vermek anlamında çok ciddi bize büyük bir yük yaratıyor. Çünkü bizim işçi giderlerimiz bütçemizin zaten yüzde 60'ını oluşturuyor. 

"700 MİLYON TL SELÇUK İÇİN BÜYÜK PARA"

Öte yandan sosyal yardımda bulunduğumuz kişiler var. Yani kamusal olarak bizden fayda sağlayan, halkla ilgili bir zarar söz konusu oluyor. Çünkü biz ilk günden itibaren şunu söyledik. 'Çocuktan, yoksuldan, yoksundan, gençten kesmeyeceğiz' dedik. Böyle bir mottomuz zaten vardı ve o mottomuzu ortadan kaldırmamaya çalışıyoruz. Ancak bu denkliği sağlayabilmemiz için doğal olarak yıllardan beri hiç zam almadığımız, zamlama lüzumu görmediğimiz ya da hiç almadığımız bedeller vardı. Bu sefer bunları talep etmeye başladık. İşgaliyeler, stand ücretleri ile ilgili talep etmeye başladık. Katı atık ücretlerimiz bizim hep çok düşüktü, bütün ilçelerle aynı seviyeye getirmek zorunda kaldık.  Ama yine de Meryem Ana giriş ücretinden ve otoparktan gelen parayı karşılamıyor. Yerel yönetim nereden para kazanabilir, döner esnaftan kazanır, halktan kazanır ve o döngüyü sağlamak zorunda kalır. Ama yine de o denkliğin sağlanması mümkün olmuyor. 700 milyon lira Selçuk gibi bir belediye için az bir para değil."

SİT ALANINA AVM İNŞAATI SÜRÜYOR

Meryem Ana Evi gelirlerinin alınmasının ardından bölgeye AVM inşaatı başladığını dile getiren Başkan Sengel şöyle devam etti:

"Kültür Bakanlığı 1. derece arkeolojik SİT alanına bir AVM ve bir otopark yapmaya karar verdi. Hali hazırda şu anda bu inşaat faaliyeti devam ediyor. Bu inşaat faaliyetleri içerisinde kazma da var, betonlama da var. Hepsi 1. derece arkeolojik SİT alanında. Orayı Kültür ve Turizm Bakanlığı kendisi otopark olarak işletmek istiyor. 1970'lerden beri bizim tarafımızdan devam eden ve yıllara sari bir şekilde yüzde 10 almış oldukları cirodan payı, AK Parti döneminde yüzde 35'e, benim dönemimde de yüzde 60'a çıkardılar.  Ama biz 'Efes bizimdir' mottosuyla devam edip bayrağımızı orada sallamaya devam ediyorduk. Ama tabii ki de onun da bir geliri oluyordu. Son raddede geçen hafta içerisinde elimize gelen bir tebligatla, hiç bize bile haber verilmeden, 1970'den beri o Efes Alt Kapı Otoparkını işleten Selçuk Belediyesi'ne haber verilmeden hiç bir yerde ihale şartnamesi yayınlanmadan, çağrı usülü ile ihale yaparak yeni kiracılara devretmemiz gerektiğine ilişkin olarak bir tebligat aldık. Ve sözleşmeyi tek taraflı feshettiler. Süremizin dolduğu ve başka bir şirkete ihale ettikleri gerekçesini söylediler. Madem öyle ihale edilmiş ve şu anda hala daha gemi turları devam ediyor. Orada direnmek ve diretmek gerçekten Türkiye ve turizm anlamında çok kötü bir reklam olacaktı. O anlamda biz de dedik ki 'Tamam çıkarız sıkıntı yok' Teslim tutanaklarımızı hazırladık ki ben o dönem yurt dışındaydım. Efes Tarlası Yaşam Köyü'nü yurt dışında temsil ederken o tebligat geldi. Belediye başkanı olarak beni beklemeleri gerektiğini söyledik. Çünkü bizim de çalışanlar olarak bir sürü zimmetli eşyalamız var. Teslim tutanaklarımızı yurt dışından döndükten sonra hazırladık, tam teslimatımızı yapacaktık ki ben Fransa'dayken arkadaşlarıma bir dava açtırtmıştım. Bunun doğru olmadığı ve aynı zamanda da usüle ve mevzuata uygun olmadığı noktasında. Ve yürütmeyi durdurma talepli açmıştık. Tam teslim evrağını hazırlayıp teslim edeceğimiz gün mahkeme tarafından bir karar verildi. Yürütmeyi durdurma kararı aldık. O yürütmeyi durdurma kararının üzerine de hali hazırda hala biz ikinci bir mahkeme kararına kadar Efes Alt Kapı Otoparkında kalmaya devam ediyoruz. Efes Alt Kapı Otoparkı için yürütmeyi durdurmayı aldık. Aynı şeyi Meryem Ana Otoparkı için de denemiştik. Meryem Ana Otoparkı'nda daha çok güveniyorduk çünkü mevzuat bizim lehimizdeydi. Ancak orada sanıyorum üzülerek ve bir hukukçu olarak söylüyorum, kimi siyasi müdahalelerin olduğunu düşünerek de söyleyebilirim ki orada yürütmeyi durdurma kararı alamadık. Davayı kaybettik. Üst derece mahkemesine gittik o ayrı ama bu süreç içerisinde Meryem Ana Kilisesi ve Otopark alanı için belediyenin faaliyetlerini yerine getirebilmesi için herkes için 5393 sayılı mevzuata uygun bir şekilde kamulaştırma kararını meclisten aldık. Kamulaştırma kararımızı kurul kabul etmedi. Şu anda kurula karşı dava açtık. Bizim Meryem Ana mücadelemiz hala devam ediyor. Biz sonuna kadar bu işi götüreceğiz. Çünkü halkın olanın halkın elinden alınmasını kabul etmiyoruz."

"SELÇUK BELEDİYESİ'NİN SGK BORCU YOK"

Belediyenin mali bütçesi ile ilgili detaylar veren Başkan Filiz Ceritoğlu Sengel sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben 2019'da Adalet ve Kalkınma Partisi'nden ittifaksız aldım. Aldığımızda bütçe yerle yeksandı. Kasada para yoktu. 4 ay boyunca işçilere asla maaş ödenemiyordu. Biriken bir sürü ikramiye vardı, biriken maaşlar vardı. Ki o zaman 2014 yılında kanun hükmünde kararname ile işçilerin kadrolu olacağına ilişkin esas çıktığında sadece zam oranı yüzde 4'tü. Daha sendikalı hale gelinmemişti ve sendikalaşma benim dönemimde oldu. Buna rağmen bütün maaşlar 4 ay gecikmeli geliyordu ve her yere borç vardı. Ülkemizin doğusundan gelip burada çalışan işçilerimiz faturalarının ödenmesini bekliyordu. Esnaf burada belediyeye çöp bile vermek istemiyordu para döngüsü olmadığı için. Fırıncı ekmek vermiyordu. AK Parti'den aldığımda bu haldeydi ve böyle bir krizin içerisindeydi. Şunu yapmadım. Ak Parti'nin bıraktığı borç yükleri şunlardır diyerek belediye binasına asmadım, kendime yakıştıramadım. İnsanlar diyecek zaten denetleme komisyonundaydın, bilmiyor muydun? Neden mızmılanıyorsun demesinler diye böyle bir şey yapmadım. Hiç bir zaman mızmızlanmadım. Ama o yerle yeksan bütçeyi sapasağlam bir hale getirdim. Onun rahatlığıyla 2. döneme adım attım. Ama 2. dönemde de bu rahatlık bazılarını rahatsız etmiş olmalı ki, bu bütçeyi bu sefer onlar sen eğer toparladıysan biz bozmasını biliriz dediler. SGK'da da bir borcumuz vardı ancak ama kimi mahsuplaşmalara gittik ve şu anda Selçuk Belediyesi'nin SGK borcu yok."

GENEL SİYASET ORTAMI VE ÇÜRÜMÜŞLÜK!

Türkiye'deki genel siyaset ortamıyla ilgili konuşan Başkan Sengel şunları kaydetti:

"Artık siyasetin sadece siyasiler arasında değil, tabandan tavana kadar herkesi ilgilendiren bir pozisyondayız. Bugün sanatçılar alındı, alınma gerekçeleri her ne kadar uyuşturucu madde kullandırmaya özendirme olarak değerlendirilse de baktığınız zaman genel itibariyle fikirleri ve zikirleri muhalif kesimin alınmış olması. Tabandan tavana kadar söylüyorum. Genel siyasetin gelmiş olduğu durum ve ülkenin artık ne yazık ki yönetilemez durumu, çocukların anne karnından düşmelerinden itibaren başlayıp ölümüne kadar devam eden süreçte emekliye, gence, çocuğa, bebeğe kadar yansıyabilecek ekonomik kırılmalarla kendini gösteriyor. O yetmezmiş gibi yerel yönetimlerin gittikçe zayıflatılmaya çalışılması ve halkın en yakın uğrayabileceği ve en yakın dokunabileceği, benim kız orada oturuyor, benim çocuk, benim adam orada oturuyor diye gidebileceği yerel yönetimlerin, belediyelerin zayıflatılması, muhtarların yok edilmesi, köylerin ortadan kaldırılması, kırsal yerleşkenin ortadan kalkması ve üretimin aslında engelleniyor olması, topraktan halkın uzaklaştırılması. Bütün cumhuriyet değerlerinin en önemli esaslarından birisidir, kırsal yerleşke. Ve her şeyden önce yerel yönetimler ve bunların hepsinin ortadan kalkması. Genel siyasetin aslında bütün her şeyi nasıl çürüttüğünü ortaya koyuyor. Dolayısıyla şu an mevcut olan durumda kayyumların atanıyor olması, insanların demokrasi demokrasi diye bahsettiğimiz ama gittikçe bizden uzaklaşan ve ütopik hale gelen bu kelimenin altının ne kadar boşaltıldığını, demokrasinin sadece sandıkta çıkan değil ya da sandığın konması değil, sandıktan çıkana da sahip çıkılması gerektiğini de herkesin bildiği artık ve bunu savunmaya devam edilmesi gereken bir noktadayız. Genel siyasette yapmaya çalışılan şey her şeyden önce ülkenin devamı ve daimiliği için gerekli olan esasları sürdürebilmektir. Ama ne yazık ki o gerekli olan esasların hepsi tek tek çatlatılıyor ve dolayısıyla da bunun en büyük zararını en başta halk çekiyor. Ondan sonrasında da halkın çekmiş olduğu bu eziyet hepimize de doğal olarak yansıyor. Genel siyasetin özeti bu. Çürümüşlük..."

"GENEL BAŞKANIMIZ ÖZGÜR ÖZEL UMUT VERDİ"

Belli çevreler tarafından CHP içerisinde kasıtlı olarak parti içi çekişme ortamı yaratılmaya çalışıldığını belirten Filiz Ceritoğlu Sengel, "Bizim parti içerimizdeki kavgalarımız 3-5 kişinin konuşmasında ibarettir. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, Cumhuriyet Halk Partisi tarihinde gerçekten hele ki bu dönemlerde yaşayan birisi olarak çok ciddi bir inatla çok ciddi bir dik duruşla, çok ciddi bir umut vererek insanlara, hepimize, bir yurttaş olarak söylüyorum, bütün halka umut vererek bir mücadele veriyor. Bizim tek bir kaygımız var, parti içerisindeki kavga, tartışma onlar iktidarın bizde yaratmaya çalıştığı şey. Türkiye'nin birinci partisi Cumhuriyet Halk Partisi'ne bu tartışmalarla ilgili konuşmak yakışmaz. Bizim tek bir hedefimiz var o da hedef de iktidara gitmek. Onun için mücadeleye devam ediyoruz. Genel Başkanımız Özgür Özel olduktan sonra da sonuna kadar bunu hak ettiğimiz ve o bayrağı hep beraber taşıyacağımıza olan güvenimiz tam" diye konuştu. 

"İPEK BAŞKAN İLÇE ÖRGÜTÜNÜN VE BENİM BAŞKANIMDIR"

CHP'de ilçe kongreleri sonrası tek kadın ilçe başkanı olarak İpek Onbaşıoğlu'nun Selçuk'ta seçilmesine dair değerlendirme yapan Başkan Sengel şöyle dedi:

"Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel bu konuda hem gençliğe hem kadınlara vermiş olduğu kıymeti 31 Mart itibariyle ortaya koydu. Tarihinde şimdiye kadar 6 tane kadın belediye başkanı olmuş olan bir ilde İzmir'de 2024 31 Mart seçimlerinde tam 9 tane kadın belediye başkan adayı ile girdi. Çoğu gençti. Ve sonucuna bakarsanız o tohumların sonucunda 31 Mart gecesi hep beraber o çiçekleri kokladık, onlar baharın gelişini sağladı. Bunlar da çok büyük güven veriyor. Çünkü hem gençlerin hem de kadınların siyasette var olma savaşlarını gerçekten destekledi ve öncülük yaptı o anlamda çok kıymetli. Ancak hali hazırdaki durumda tabi 30 ilçe olduğunu düşünürseniz, 30 ilçede sadece tek bir kadın ilçe başkanının olması CHP için bizi de aslında tabii ki ayrı bir gurur olmakla beraber çok olağan bir durum çok olağanüstüymüş gibi algılanmaya başladı. Oysa bizim kadın mücadelesinin içerisinde bizim esas baktığımız şey kadın ve erkek gibi kelimelere takılmak değil ama bazı durumlarda takılmak gerekebiliyor. İpek Başkan ile biz sadece partidaşlık değil yoldaşlık yapıyoruz. Az önce parti içi tartışmaların içeriğini kestirip atmamın esas sebebi budur. Bizde böyle bir algı ve anlayış yok. Ya yoldaşsındır yol yürürsün ve birlikte her türlü şeyi göğüslersin. Birbirine sağladığın yarardan parti ne kadar yarar sağlar onu oturur dertleşirsin. Her parti için böyle çatışma ve kavga algısı varmış algısı yaratılmaya çalışılır. Ama bizde hiç öyle bir çatışma söz konusu değil, herkes kendi klasmanını ve görevini biliyor. Ve bir belediye başkanı olarak gururla söylüyorum ki, belediye başkanının da tabii olmuş olduğu parti, onun başkanıdır, İpek Başkan CHP Selçuk İlçe Örgütünün ve benim başkanımdır."

"İL BAŞKANINI TARTIŞACAK DURUMUMUZ YOK"

CHP İzmir'de 17 Ekim'de yapılacak il kongresi sürecine de değinen Sengel şunları söyledi:

"Bizim il başkanımız haksız ve hukuksuz şekilde içerdeyken kongreye gidiyor olmamız sebebiyle il başkanını tartışacak bir durumumuz asla söz konusu olamaz. Genel başkan bu noktada çok doğru bir karar verdi. Çünkü biz il başkanımızın sonuna kadar arkasındayız. Çıksa da arkasındayız, içeride olsa da arkasındayız. Sonuç itibariyle biz birçok seçimi birlikte göğüsledik. Biraz İpek Başkan için ilçe genelinde söylediğim benim başkanımdır noktasında, Şenol Başkan da bizim başkanımızdır. Ve her şeyden önce bu süreçte bu kadar mevkidaşımız içerdeyken, bu kadar bürokratımız içerdeyken, il başkanlarımız içerdeyken, ne yazık ki partimizin içerisini bu kadar karıştırmaya çalışan bir güruh varken, genel başkanımız hangi rotayı gösterirse o rotaya devam ederiz. Ve Şenol Başkan'ın tekrardan ve tek aday olarak belirlenip de bu şekilde yürüyor olması da karşılıklı bir vefanın göstergesidir. Genel başkanımızın bir tabiri vardır "Ben hiç bir yoldaşımı, hiç bir arkadaşımı, yarı yolda bırakmam. Geride de bırakmam." genel başkanım tekraradan sözünün eri olduğunu göstermiştir, biz de gurur duyuyoruz, sonuna kadar ne diyorsa o."

"CEMİL BAŞKAN AĞABEYLİK YAPIYOR"

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile uyumlu bir çalışma yürüttüklerini dile getiren Başkan Sengel şöyle konuştu:

"2019 yılında Cemil Başkan'ım Karşıyaka'dan, ben de Selçuk'tan belediye başkan adaylığımın süresinden itibaren tanışıyoruz. Sonrasında ikimiz de mevkidaştık, ilçe belediye başkanıydık, o zamandan beri çok eskiye dayanan bir hukukumuz var. O yüzden ne yaşadığımızı 2019'dan 2024'e kadar ne yaşadığımızı biz biliyoruz. Hem dertdaş olduğumuz hem de gerçekten bir sürü zorluğu birlikte aştığımız bir noktadaydık. Çok eski bir hukukumuz var, şu anda da bu kadar olumsuz gidişata rağmen, ekonomik krize rağmen, bütçelerin sıkıntılı olmasına rağmen, yerel yönetimlere karşı bu kadar iktidarın ne yazık ki tavrı varken, İzmir Büyükşehir Belediyesi gibi çok kıymetli, İzmir gibi bu kadar güzel bir kenti yönetmek, aslında bakarsanız onu da düzenleyebilmek ve düzeltebilmek adına bütük bir çaba sarf ediyor. O çabayı da takdirle karşılıyorum ve her şeyden öte Selçuk'un geçen dönemlerden, AK Parti döneminden ve sonraki süreçlerde ne kadar zor yollardan geçtiğine çok vakıf Cemil Başkan. Tekrardan bir şey anlatmak zorunda değilim, zaten bildiği, gördüğü, vakıf olduğu bir nokta olduğu için o sağolsun bir ağabeylik yapıyor, el uzatıyor, biz de böyle güçlü bir el tuttuğumuz için gayet memnunuz. Geçen günlerde geldi, sık sık geliyor. Gelmesi de tek başına çok kıymetli ama bu topraklara ve tarıma çok önem veriyor bu çok önemli. Doğru işler yapmaya çalışıyor, çok kıymetli hocalarla çalışıyor onlarla birlikte geldiler. Ve hem o anlamda hem de turizm anlamında Selçuk gibi bu kıymetli topraklara o da değer katmak istiyor. Aynı vizyona ve bakış açısına bu konuda sahip olduğumuz önemli. Hem halk onu burada gördüğü için çok mutlu sonuçta bir köye geldi. Zeytinköy'e de uzun zamandan beri bir büyükşehir belediye başkanı gelmemişti. O yüzden halk da biz de çok mutluyduk. Aramızdaki yoldaşlık hukukunu olabildiğince devam ettirmek için çaba sarf edeceğiz. Çünkü amacımız tek, iyi hizmet edebilmek, iyi hizmet üretebilmek için de bazı şeyleri düzeltmek, onun için de mücadele ediyoruz."

EFES SELÇUK'TA TARIMSAL ATILIM 

Efes Selçuk'ta tarımsal anlamda önemli hamleler yaptıklarını dile getiren Başkan Sengel sözlerini şöyle tamamladı:

"Hep aynı şeyi söylüyorum gerçi ama Efes Selçuk çok verimli topraklara sahip. Küçük Menderes'in denizle buluştuğu alandayız dolayısıyla çok verimli topraklar. Bu topraklarda da meyvecilik üreticinin büyük katkısıyla birlikte yıllara uzanan çok ciddi bir orana ulaştı. Şu an da nar hasadı yapıyoruz bunun yüzde yüzde 80-90'ı ihracata gidiyor, iç piyasaya değil. Depo Efes gibi Büyükşehir'in yüzde 80 katkısıyla Aziz Kocaoğlu dönemide oluşturulmuş bir soğuk hava depomuz var. Doğal olarak üreticinin ürünlerine katma değer katıyor. Hasat ettikten 3 ay sonra çok daha yüksek fiyatlara satabilecek hale geliyor. Depo Efes'in var olması, Efes Tarlası Yaşam Köyü gibi Köy Enstitülerinden esinlenerek oluşturduğumuz ve aslında geri dönüşüm noktasını halletmeye çalıştığımız, bu işi biraz daha turizm ve travel ile bir araya getirdiğimiz Agro Turizm'e doğru yöneldiğimiz, her köyün kendi ürünlerini ortaya çıkardığımız festivallerimiz var ki, şu an ne yazık ki mali sıkınıtılar nedeniyle festivallerimizi yapamıyoruz ama o kadar güçlü festivaller yapmışız ki, o kadar kendini gösterir hale geldi ki bu agro turizmin de bir parçası olarak Efes Tarlası Yaşam Köyü'nde hem toprak okulumuzdaki eğitim çalışmalarıyla, hem de var olan toprak analizlerini yapmamız o ki İzmir Büyükşehir Belediyesi ile çiftçilerimize ücretsiz toprak analizi yapabileceğiz, hem de öteki taraftan yeni ürünleri üretebilme açısından ve yakın bir zamanda 19 Ekim itibariyle üretici pazarımızı da kurduğumuz alanda üreticinin bu kadar zor koşullarda bir şey üretiyor olması çok kıymetliyken aynı zamanda evine de ekmek götürebilmesi ve ekmeğini büyütebilmesi gibi bir derdimiz var. Bunu sağlamak için çaba sarf ediyoruz ve çaba sarf etmeye de devam edeceğiz."