Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, TBMM Depreme Karşı Alınacak Önlemleri Araştırma Komisyonu'nda sunum yaptı. Kurum, Türkiye nüfusunun yüzde 70'inin ve büyük sanayi tesislerinin yüzde 75'inin deprem tehlikesi altında olduğunu söyleyerek, meydana getirdiği hasar ve can kaybı açısından yüzde 61'lik bir oranla deprem afetinin Türkiye'de yaşanan afetler içerisinde birinci sırada yer aldığını kaydetti.
Bakan Kurum, Kandilli Rasathanesi verilerine göre, Türkiye'de ortalama 18 ayda bir 6 ile 6.9 büyüklüğünde deprem meydana geldiğini bildirerek şöyle konuştu:
"Deprem tabi sadece binaları etkilemiyor. Bu öyle bir afet ki bir anda binaları yıkıyor, canları alıyor. Giderilmesi on yıllar süren, sosyolojik, psikolojik hasarlar bırakıyor. Ulaştırma sistemlerini dağıtıyor. Doğal gaz, elektrik ve su şebekelerini kullanılamaz hale getiriyor. Gaz kaçakları nedeniyle yangınlara sebep oluyor. Sanayi tesislerinde oluşan hasar sonucunda zehirli maddeleri ortaya çıkarıyor. Bütün altyapıyı yıkıyor, çevre felaketlerine sebep oluyor. Haberleşmeyi felç edebiliyor. Özetle hayatın tüm alanlarını felç ediyor. Biz bunların tümünü 99 depreminde gördük, yaşadık."
'1,5 MİLYON KONUTUN DÖNÜŞÜMÜNÜ 5 YIL İÇİNDE BİTİRECEĞİZ'
Bakan Kurum, 81 ilde 'Türkiye'nin Her Yerinde Deprem Dönüşümü' hedefiyle süratle devam ettirdikleri dönüşüm seferberliğine dikkat çekerek, "Bugün ülkemizde 17 milyon bina var. 28,6 milyon konut var. Yaklaşık 6,7 milyonu riskli. Bunun da yaklaşık 1,5 milyonunun acil dönüşüme girmesi gerekiyor. Yine depremin merkezi olan İstanbul'da 1,2 milyon bina ve 6,1 milyon konut, 1,1 milyon iş yeri bulunuyor. İstanbulumuzda da riskli 1,5 milyon konut var. Bunlardan da 300 binini çok acil bir şekilde, el birliğiyle dönüştürmemiz gerekiyor. Temel ilkelerimiz; yerinde, gönüllü ve hızlı dönüşüm. Her yıl 300 bin konut olmak üzere acil dönüşmesi gereken 1,5 milyon konutun dönüşümünü 5 yıl içinde bitireceğiz. Şu an 81 ilimizde, 922 ilçemizde riskli yapı, riskli alan ve yenileme çalışmalarımız kapsamında 1 milyon 500 bin konutun dönüşümünü tamamladık" açıklamasında bulundu.
'TAMAMLANAN HER YAPIYA ELEKTRONİK ETİKET VERİLECEK'
Kurum, inşa edilen bütün yapıların kimlik kartı olacağını kaydederek şöyle devam etti:
"2021 yılının ikinci yarısından itibaren uygulamaya başlayacağımız Bina Kimlik Sistemi (BKS) ile tamamlanan her yapıya sertifika niteliğinde QR kodu ve elektronik etiket verilecek. Teknolojik bir levha halinde binaya monte edilecek sertifika sayesinde o binanın teknik bilgilerine rahatlıkla ulaşılabilecek. Bina Kimlik Sistemi'ne dahil olan binalarda yapı denetimi daha kolay gerçekleştirilecek. Binada izinsiz yapılmak istenen değişiklikler engellenecek ve bu sayede mimari kirliliğin önüne geçilmiş olacak. Binaya yerleştirilecek elektronik etiket sayesinde bina bilgilerine 50 metre mesafeden dahi ulaşılabilecek. Böylece yangın ve deprem gibi afet anlarında bina kat planları, yapının genel verileri ve yapıda ikamet eden vatandaş bilgilerine çok kısa sürede erişilebilecek. Bu yılın sonuna kadar 100 bin binanın bu sisteme geçmesini sağlayacağız. Bina Kimlik Sistemi hem depremle mücadele de önemli bir kilometre taşı olacak hem de yurt içinde ve yurt dışında gayrimenkul sektörümüze olan güveni tazeleyecek, ülkemize katma değer sağlayan yenilikçi bir ürün olacaktır. Nisan ayı içerisinde bakanlıklarımız, özel sektörümüz ve yerel yönetimlerimizle birlikte, deprem dönüşümü ile ilgili çok kıymetli olan bu projemizi milletimizle paylaşacağız."
'İZMİR'DE AĞUSTOS İTİBARİYLE KONUTLARIN TESLİMİNE BAŞLIYORUZ'
İzmir depremi sonrası yapılan çalışmalara ilişkin bilgiler veren Kurum, "İzmir tarihinin en büyük kentsel dönüşümünü vatandaşlarımızın rızası çerçevesinde yerinde ve hızlı bir şekilde başlattık. TOKİ eliyle toplam 5 bin konut inşa ediyoruz. İzmir depreminden en çok Bayraklı ilçesi Adalet, Salhane, Manavkuyu ve Mansuroğlu mahalleleri etkilenmiştir. Bu mahallelerde 75 bin 400 metrekarelik 7 alanda yerinde dönüşüm uygulamaları gerçekleştiriyoruz. Yine rezerv konut üretiminde kullanılmak üzere Bayraklı İlçesi, Bayraklı Mahallesi sınırları içerisinde yer alan 3 milyon 750 bin metrekare büyüklüğündeki rezerv yapı alanının planlamasını yaptık. Bu alanda inşa edeceğimiz konutların tamamını İzmir'i afetlere hazırlamak için, İzmir'in deprem dönüşümü için kullanacağız. Yerinde yapılacak bin 444 konut, 208 dükkan ile rezerv alanımızda yapılacak 397 konutumuz olmak üzere toplamda yatırım değeri 800 milyon TL olan bin 841 konutun temel atma törenini Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle 22 Şubat 2021 tarihinde gerçekleştirdik. Depremden 10 ay sonra, yani 2021 yılının ağustos ayı itibariyle ilk teslimlerimize başlayacağız ve etaplar halinde 5 bin konutun teslimlerini yapacağız" diye konuştu.
'İSTANBUL'DA 117 BİN KONUTUN DÖNÜŞÜMÜ İÇİN ÇALIŞMALARIMIZI SÜRDÜRÜYORUZ'
İstanbul'da kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin bilgi veren Kurum, "2000 yılından sonra Türkiye'de 2 milyon yeni bina, yeni mevzuata göre yapılmıştır. Bu binalarda da 12 milyon bağımsız bölüm bulunmaktadır. İstanbulumuzda da 273 bin bina, yani 2,5 milyon yeni konut yapılmıştır. Bu da aşağı yukarı 10 milyon İstanbullunun sağlıklı, güvenli konutlarda yaşadığının göstergesidir. Bu konutların yarısı da kentsel dönüşümdür. Yani biz 2000 yılından bu yana İstanbul'da 5 milyon vatandaşımızın sağlıklı, güvenli konutlarda yaşamasını sağlamış bir dönüşümü gerçekleştirmişiz. Yani biz eğer önümüzdeki 5 yılda hızımızı artırır, çok iyi çalışırsak İstanbul'daki risk durumunu büyük oranda ortadan kaldırabiliriz. Bu da ülkemizin özellikle 99 depreminden sonra kentsel dönüşüm ve şehircilik anlamında ortaya koyduğu başarının fotoğrafıdır. Biz bakanlık olarak bugün; İstanbul'da 68 riskli alanda 35 bin binada 117 bin konutun dönüşümü için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İstanbul'da yeni yerleşim alanı olarak kullanılmaya elverişli 49 rezerv alanımız var" değerlendirmesinde bulundu.