GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
17 Ağustos 2021 Salı 09:32

Alman kadının dramı: 73 yaşında ama hiçbir ülkenin vatandaşı değil!

İzmir Buca'da oturan Almanya doğumlu Franziska Mandl (73) ne Türk ne de Alman vatandaşı. Elinde sadece Almanya'daki bir belediyeden doğum belgesi olan ve memleketinde hiçbir kaydı gözükmeyen Mandl, yardımsever bir ailenin yanında hayatını sürdürüyor. Yaşlı kadına İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait Eşrefpaşa Hastanesi'ndeki doktorlar tarafından gönüllü sağlık hizmeti sunuluyor. Mandl, "Alman Konsolosluğu sen Türk'sün. Türk kaymakamlığı ise Almansın diyor. Benim hiçbir şeyim yok" dedi.

SONKALEİZMİR (ÖZEL)- İzmir Buca'da oturan Almanya doğumlu Franziska Mandl'ın (73) dramı, 1991 yılında Türkiye'de tanıştığı F. Şahin ile evlenmesiyle başladı. Almanya Oberhausen'de ameliyathane hemşiresi olarak görev yapan Franziska Mandl, bir dostlarının vasıtası ile Türkiye'de tanıştığı F. Şahin'e aşık olup evlenmeye karar verdi. Evlilik için Türkiye'den geçici kimlik belgesi çıkaran Franziska Mandl'ın Almanya'daki kaydı ise silindi. Mandl, F. Şahin ile evlenip Antalya'da dünya evine girdi. Ancak, bir süre sonra çiftin arasında anlaşmazlık başladı. Alman kadının iddiasına göre, eşi kendisine sürekli fiziksel şiddet uygulayıp vücudunun birçok yerini kırarak morluk içinde bıraktı. Alman pasaportu ve geçici Türk kimlik belgesini de yırtıp attı.



APARTMAN MERDİVENİ SİLEREK GEÇİNDİ

İzmir'deki bir arkadaşının yanına kaçan Mandl ise F. Şahin'e boşanma davası açtı. Boşanmanın ardından Mandl'a geçici Türk kimliğinin de iptal olduğu söylendi. Ne Türk ne de Alman vatandaşlığı bulunan Franziska Mandl, iddiaya göre, defalarca başvurmasına rağmen Alman makamları tarafından da yurduna geri kabul edilmedi.

Hiçbir ülkenin vatandaşı olmayan Mandl, İzmir'in Buca İlçesi'nde tanıştığı bir ailenin yanına sığındı. Kendilerine verdikleri bir odada hayatını sürdüren Alman kadın, 30 yıl boyunca apartmanlarda merdiven silerek geçimini sağladı.

Mandl, Alman Konsolosluğu'na defalarca başvurmasına ve elindeki Oberhausen Belediyesi onaylı doğum belgesine rağmen vatandaşlığa tekrar kabul edilmediğini söyledi.


"KARDEŞLERİM ARAYIP SORMAZ"

Mandl şunları söyledi:

"1991 yılında bir Türk ile evlendim ve Türkiye'de yaşamaya başladım. Ama kimsem olmadığı için o beni hep dövdü. Onun üstüne ev ve dükkan aldım, hepsini sattı. Beni borçlandırdı. Sonra gitti Ankara'da başka bir kadınla evlendi. Duyduğuma göre ondan iki tane çocuğu olmuş. Onu da dövmüş. Annem babam öldü. Almanya'da kardeşlerim var. Ama Almanya'da 18 yaşına geldin mi herkes kendi ayakları üzerinde durur. Kimse birbirini tutmaz, arayıp sormaz. Ölsen bile cenazene gelmezler. Bir Türk'le evlendiğim için de kimse benimle konuşmadı. Allah razı olsun bir arkadaşım var İzmir'de. O bana bakıyor. Benim evimde hiçbir şey yok. O olmasaydı sokakta kalırdım. Merdiven temizliyordum ama 3 yıldır onu da yapamıyorum. Ayaklarım tutmuyor. İlaç ve korseyi bile hastaneden verdiler. Almanya'ya dönmek için konsolosluğa gittim. Alman konsolosluğu diyor ki sen Türk'sün. Türk kaymakamlığa gidiyorum o da Almansın diyor. Almanya'ya dönmek isterim ama Türkiye'de de kalmak istiyorum. Bana kimlik verseler Almanya'dan emekli olurum. Fazla para almasam da buradan kendime bir ev tutarım, arkadaşımı yanıma alırım. Benim ev berbat. Hiçbir dolap yok. Çamaşırlar bile çuval içinde. Başhekim, hemşireler, Yavuz bey hepsinden Allah razı olsun."



İKİ KEZ İNTİHAR GİRİŞİMİNDE BULUNMUŞ

Franziska Mandl'a gönüllü sağlık hizmetinin verildiği İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait Eşrefpaşa Hastanesi'nin Başhekimi Op. Dr. Devrim Demirel ise Alman kadının kimliği olmadığı için hastaneye kayıt işlemlerini yapamadıklarını söyledi. Demirel şöyle konuştu:

"Franziska hanım İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Projeler Dairesi tarafından bize yönlendirildi. Kimliğini belirleyecek hiçbir evrak yoktu. Elindeki derme çatma bilgilere dayanarak bir kayıtla kendisini hastanemize aldık, tetkiklerini yaptık. Bu arada sosyal hizmet görevlilerimiz aracılığıyla kimliğini araştırdık. Ancak daha da şaşırdık. Türkiye'de kaydını bulamadık. Alman Konsolosluğu'na da başvurduk, onlar da kaydını bulamadı. Sanki Aziz Nesin'in Yaşar ne Yaşar ne Yaşamaz'ı Franziska'nın silüetinde tekrar karşımıza çıkmıştı.

Tıbbi tetkiklerini yaptık. Kendisini yıkadık, yeni giysiler bulduk, yedirdik, içirdik. Psikiyatri doktoru ilgilendi, şimdi yüzü güler hale geldi. Bize geldiğinde iki el bileğini keserek intihar girişiminde bulunmuştu. Şimdi doktorların da müdahalesiyle yaşamak istiyor, hayata kendisine sahip çıkan insanları gördükçe daha umutla bakıyor."



SÜREKLİ İLAÇ KULLANMASI GEREKİYOR

Franziska'yı muayene eden Op. Dr. Yavuz Uçar ise, "Kendisine Elif denmesini istiyor. Elif teyzenin şu anki durumu geldiğine göre çok daha iyi. Beslenme bozukluğu, bakımsızlıkla ilgili problemleri vardı. Psikiyatrist, fizik tedavi ve ortopedi uzmanı arkadaşlarla değerlendirdik. İleri derecede bir omurga eğriliği ve buna bağlı kas ağrıları var. İleri derecede de kemik erimesi var. Hastanemizin karşıladığı ölçüde bazı ilaçları kendisine temin ettik. Hastane çalışanı arkadaşlar katkı koydu. Korsesini temin ettik. Bir süreliğine kullanacağı ilaçlarıyla gidiyor. Bu ilaçları bir iki kutu kullanması ile bitmeyecek tedavisi. Bunların sürekli kullanılması gerek" diye konuştu.