SONKALE TV canlı yayınında gazeteci Mustafa Akbaş'ın sorularını yanıtlayan Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, dikkat çeken açıklamalar yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu'nun toplumun çok farklı kesimlerini bir araya getirdiğini ve geniş bir mutabakat yarattığını vurgulayan Ali Engin, "Altılı masayı bir araya getiren, toplumu da yeni bir uzlaşma zemininde buluşturan bir mecburiyet. Türkiye artık bir tercih yapmak durumunda değil, mecbur doğruları yapmaya. Yani artık siz liyakatsız insanları bir araya getiremezsiniz. O dönem bitti. Bunun kredisini 30 yıl Türkiye kullandı. Bir daha yapamazsınız. Ekonomide rasyonel olmayan tedbirler artık alamazsınız. Tarımda, eğitimde, adalette de öyle. İç barışımız açısından da öyle. Siz artık vatandaşlarınızın inancını, mezhebini, kökenini sorgulayamaz, onu ayıramazsınız. Devlet kademelerinde soru çalıp onu öne çıkarıp öbürünü itemezsiniz. Bu sorunlar ertelenemez. Kemal Bey de ısrarla ve inatla 2010 tarihinden itibaren toplumu birleştirme, CHP'nin algısını değiştirme yönünde hareket etti. Özeleştiri yaptı ve helalleşmeyi gündeme getirdi. Bunu ısrarla yaptı, inandırıcı da oldu. Kendisinin aday olması gerekiyordu. Yıllardır ötekileştirilen kesimler, Romanlar, gayrimüslim kesimler, Aleviler, Kürtler, muhafazakar insanlar, milliyetçi kesimler Kemal beye güvendiler. Türkiye'nin barışa ve kapsayıcı bir siyasete ihtiyacı var. Bu artık bir tercih değil zorunluluk. Ve nihayetinde toplumun yüzde 60'ına hitap ediyor" dedi.
AK PARTİ'YE OSLO GÖNDERMESİ
Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu tavrının toplumdan karşılık da bulduğunu belirten Engin, şunları söyledi:
"Kılıçdaroğlu ilk defa oy kullanan 5 milyon gençten oy alır. AKP'nin borçlandırdığı, doğalgazı 4 misli, elektriği 4 misli artırdığı, kiralarını arttırdığı, gırtlağına kadar borçlu esnaftan alır mı, alır. Dindar, laik, seküler, şehirli, şiddet gören kadınların tamamından alır mı, alır bence. Peki Güneydoğu'da yıllarca şiddetle ve vaatlerle aldatılan, bugün çözüyoruz yarın çözüyoruz, İmralı ile çözüyoruz, Kandil'le çözüyoruz, Amerika ile çözüyoruz politikalarının dışında parlamentoda bu işi çözeceğiz, insanlar anadillerini rahat kullanabilecek, özgür olabilecek, seçtiği belediye başkanları hapse atılmayacak, ilk günde görevden alınmayacak denirse o bölgeden oy alabiliyor mu Kemal bey. Alıyor, hem de yüzde 80 bu kentlerde. PKK ile orayla burayla görüşme hiç yok zaten. Öyle bir şeyi talep eden de yok zaten CHP'de... CHP, Türkiye'nin kurucu partisi. Terör örgütleriyle gidip Oslo'da, İmralı'da mektup almalar, görüşmeler, CHP bunları yapmaz. Çözüm sürecinde bile Kılıçdaroğlu ne demişti, 'bu benim genel başkanlığıma bile mal olsa çözebiliyorsanız getirin mecliste destek olalım'.. Ama gizli kapaklı, kapı arkasında değil. Onlar ne yaptı, sonradan ortaya çıktı. Aslında Oslo'da bu çözüm süreci başlamış, yol almış, hem de devletin memurları örgütün üst düzey temsilcileriyle görüşmüş."
Engin, CHP iktidarının ardından 10 yıl sonra bambaşka sorunların konuşulacağını, temel meselelerin çözüme kavuşacağını dile getirdi. İsveç, İsviçre, Kanada gibi ülkelerin model alınacağını, özel sektörün güçlendirileceğini, üretimin öne çıkarılacağını vurgulayan Engin, "Yeniden aile, çiftçi, sokak ve üretim ekonomisine dönmemiz lazım" dedi.
MUHARREM İNCE'YE HAKSIZLIK YAPILMASINI DOĞRU BULMAM
Ali Engin, Mustafa Sarıgül'ün de tam desteğini açıkladığı Kılıçdaroğlu'nun kapsayıcılığının iyice arttığını, seçimden sonra da bunun devam edeceğini vurgularken, Muharrem İnce ile ilgili soruya ise şu yanıtı verdi:
"Her şeye rağmen Muharrem İnce ile ilgili olumsuz bir şey söylememiz gerektiğine inanıyorum. Muharrem İnce bu partiye oy vermiş, siyasete emek vermiş. Çeşitli komplolor söylenebilir, benim dilim varmaz ona. Ben yine Muharrem İnce'nin sağduyulu davranacağına, işin bir yerinde, yeterli desteği alamazsa, Kemal Kılıçdaroğlu'nu önümüzdeki günlerde destekleyeceğine inanıyorum. Adaylık konusunda iş işten geçti dedi. Olabilir. Ama anketler der ki 20 gün sonra, siz yeterli şeyi sağlayamıyorsunuz. Kendisi de demişti zaten son günde çekilirim. Ben onun olacağına inanıyorum. Ben Muharrem İnce'ye fazla haksız yapılmasını doğru bulmam. Öyle bir dönem değil. Siyasetçinin parti kurma, itiraz etme, ayrılma özgürlüğü de vardır. Onun bedelini kendi öder. Koşturur eder vatandaş oy vermez. Ama bizim 'niye sen bunu yapıyorsun, niye bunu yapmadın' diye akıl vermeye hakkımız yok. Herkes kendisi yaptığı işi bilir. Fazla büyütmeye de gerek yok. Toplum karar verdi, 20 yıldır Tayyip Erdoğan yönetti. Eğer toplum karar verdiyse 'altılı masa yönetsin' diye bunun önünde hiçkimse duramaz. Masa başındaki çalışmalar, siparişler, anketler, manipülasyonlar hiçbir şekilde engelleyemez. Son seçimde bir başka ilçede aday olmuş ve yüzde 80 oy almış bir kişi olarak söylüyorum. Seçmen karar vermişse yapar bunu. Kimseyi de dinlemez."
FEDAKARLIK ETMESİ GEREKEN SİZSİNİZ
CHP listelerinde yer alacak ittifak adaylarına yönelik eleştirilerin anımsatılması üzerine Ali Engin, şunları söyledi:
"Altılı masayı bir araya getiren sizsiniz CHP olarak. Dolayısıyla fedakarlık etmesi gereken de sizsiniz. Daha önce o küçük partiler, kendi logomuzla girelim yahut birleşelim girelim dedi.. Ama yapılan hesaplamalarla o şekilde değil de CHP listelerinde girildiğinde parlamentodaki milletvekili sayısının yüksek olacağı görüldü. Yani bu da bir mecburiyet. 20 CHP'li arkadaşımız mı meclise girse daha iyi olur, yoksa 50- 60 muhalefet milletvekili gelse ve parlamentoda çoğunluğu sağlasak mı daha iyi olur. Bence ikincisi daha iyi olur. Ayrıca da bizim İzmir'de ve diğer yerlerde, partinin il başkanları, MYK üyeleri, PM üyeleri zaten listelerde olacak. Örgüt derken kim kastediliyor. Zaten olacak örgüt listede. Ama 200'ün üzerinde başvurudan bahsediliyor. Tamamını alsak bunların 20'si milletvekili olacak zaten. Önemli olan büyük resmi görmemiz, parlamentoda çoğunluk. Bu bir mecburiyet. Küçük partilerin de çok bizim logomuzla girmek istediğini düşünmüyorum. Ama bu bir matematik işi. Ben milletvekili olmadım büyükelçi, il milli eğitim müdürü, vali, kültür bakanı yardımcısı, çevre şehircilik müdürü olmak istiyorum diye düşünmek lazım. Memlekette kadro bitmez ki. Yanlış anlamayın, memlekete hizmet etmek için illa belediye başkanı ve milletvekili mi olmak lazım. Benim için de öyle. Görevimin bitmesine 1 yıl kaldı, parti bana diyebilir ki Ali Engin senin yerine başka bir arkadaşı koyuyoruz. Ben teşekkür ederim. Siyasetçinin bu motivasyonu olmalı."
KİMSENİN KÜSMEYE HAKKI YOK
Geçmişte partinin kendisine de görev vermediğini, 1000 oyla milletvekilliğini kaçırdığını ancak küsmediğini aktaran Engin, kimsenin de küsmeye hakkı olmadığını söyledi. Engin, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığına seçilmesinin önemine işaret ederken, yardımcılık için adı geçenlerin de sahaya inmesi ile birlikte meydanların iyice ısınacağını, toplumda ciddi karşılık bulacağını söyledi.
"Krallar değil kurallar ülkesi olmak istiyoruz" diyen Ali Engin, altılı masa ile birlikte inşa edilen ortak aklın, seçim sonrasında da süreceğini dile getirdi.
MHP VE AKP MUHALEFETE HAZIRLANIYOR
Engin, MHP'nin kendi listelerinden seçime girme kararının da baraj altında kalması durumunda CHP'ye yarayacağını belirterek, "Bence onlar artık muhalefete hazırlanıyor. Aslında AK Parti de öyle... Siz düşünün, 50 yıldır oluşturduğunuz refleksleriniz var, Hizbullah'la aynı ampülün altında seçime girer misiniz? Girmemesi lazım. Herşeye rağmen MHP güçlü bir misyon. Siyasi bir damar ve kulvar. Bir diğer yandan siyaset bir iddia işidir. MHP ben kendi adaylarımla gireceğim ve kazanacağım dedi. Esasen bu bize yarayabilir. AK Parti- MHP sayısını azaltabilir. Ama MHP açısından gelecek perspektifine baktığınızda haklı ve tutarlı bir tavır. Onu düşündüler zaten. Köklü partiler böyledir. Risk aldılar. AK Parti de muhalefete hazırlanıyor. Siz iktidar olacağınızı bilseniz en başarılı bakanlarınızı bakan yapmama kararı alır mısınız. Milletvekili ne ki başkanlık sisteminde? Hayır ben bunları milletvekili yapıyorum, bakanları başka yerden bulacağım. Nerden bulacaksın? Tabii ki Cumhurbaşkanı iddiasını ortaya koyacak, ben muhalefete hazırlanıyorum demez. Ama bu kararlar, bence muhalefet de olabileceklerini düşünerek verilmiş kararlar. Yahut ikinci senaryo, hiçbir bakanlarını başarılı bulmuyorlar" dedi.
CHP'DE DOKUZUNCU SIRASININ ŞANSI VAR
CHP'nin İzmir'de milletvekilini artıracağını, 8+8 olabileceğini vurgulayan Ali Engin, "Ben çok seçim yönetmiş, seçime girmiş bir insan olarak söylüyorum. İzmir matematiğini de iyi bilirim. Dokuzuncu sıranın şansının olduğuna inanıyorum. Ben altı aydır, MHP, AKP listelerinden girer, 3 çıkaracaksa birini oraya verir diyordum. Şimdi AK Parti açısından 3 de zor olabilir. Çünkü o oylar da boşa gidecek. Eğer MHP her bölgede 110 bin oy alırsa bilin ki AK Parti bu defa 2'ye düşebilir. Çünkü o partiler arasında geçişkenlik var" dedi.
DENİZ YÜCEL VE NALBANTOĞLU LİSTEDE OLMALI
Engin, CHP eski İl Başkanı Deniz Yücel'in listelerdeki şansı ile ilgili soruya şu yanıtı verdi:
"Herhangi bir İzmirlinin CHP listelerinden milletvekili adayı gösterilip Deniz Yücel'in, Rıfat Nalbantoğlu'nun olmaması bir parti için büyük eksiklik. Dürüstçe söyleyeyim, bunu parti bana yaptı, başka bir il başkanına yapılmasını istemem. Onun için, Deniz Yücel meslek sahibi genç bir hukukçu, 5 yıl il başkanlığı yapmış, Rıfat Nalbanoğlu da öyle. Listelerde olmaları çok kıymetli. Ednan Arslan ve diğer arkadaşlar, parti meclis üyeleri, başarılı işini yapmış milletvekillerimiz tekrar listede olurlar yani."
O LİSTEYİ HİÇBİR YETKİLİ YAPMAZ
Kamuoyunda dolaşıma sokulan CHP milletvekili aday adayı listesi olduğu belirtilen listeylle ilgili de konuşan Engin, "O basına sızan listelerin tahmin olduğuna inanıyorum. Öyle bir listeyi hiçbir yetkili yapmaz CHP'de... Öyle bir yetkili yok. Genel başkan görmeden, onun başkanlığında toplanmadan... O listeler dün sızdırılmıştı. Perşembe günü CHP hiçbir zaman sıralamalı liste yapmaz. Bunlar tahminlerdir. Hepimizin tahminleri var. Doğruluk payı sınırlı. Bir kısmı tutar tabi, tamamı tutmaz" dedi.
KURDA KUŞA ÇAKALLARA YEDİRMEYİN
Ali Engin, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nun performansıyla ilgili soruya ise şu çarpıcı yanıtı verdi:
"Şenol bey arada bir görüşüp katkıda bulunduğumuz bir arkadaşımız. Yaratıcı, enerjisi, motivasyonu var. Siyasette verici olmak, fedakarlık etmek çok önemlidir. Mesela, iki seçim geçirecek, yani 5 yıl hiçbir siyasi kariyer peşinde koşmayacak. O da öyle yapıyor. Belediye başkanı, milletvekili olmayacağım, partiye çalışacağım. Bu motivasyonu var Şenol beyin. İş tecrübesi var, eğitimli bir insan, sosyal demokrat, o da benim gibi öğretmen çocuğu. İl başkanlığı da böyle insanlardan oluşsa artı olur. İyi başladı bence. Ama bu iş bir meslek değil. Ben 10 yıl önce il başkanlığı yaptım, halen öğreniyorum. O da öğrenecektir. Bugün ben yapıyorum, yarın sen yapıyorsun. O açıdan destek olmak lazım, köstek olmak değil. Açıklarını arayıp onu sıkıştırmak değil. Zor görevler zaten. Fedakarlık ediyor. Bizim ona destek olmamız lazım her bakımdan. Desteği hak ediyor, başarılı olacağına inanıyorum. Tıpkı Deniz Yücel'e, Rıfat Nalbantoğlu'na sahip çıktığımız gibi ona da sahip çıkmamız lazım. Bu partiye emek verenleri, partinin komutanını kurda kuşa yem etmemeliyiz. Eğer siz, partinin İzmir'deki komutanını, CHP'liler olarak kurda, kuşa, çakallara yedirirseniz bu defa bu parti parti olmaz. Yedirmeyeceksiniz. Ben bunun acısını yaşamış biri olarak söylüyorum, yedirmeyeceksiniz. Varsa bile sahip çıkacaksınız. Ki, CHP il başkanı olanın bir şeyi yoktur, bu sınavdan geçmiştir. Kimseyi kolay kolay CHP'ye il başkanı yapmazlar. O vakit komutan yaptığımız insanlara sahip çıkacağız, yedirmeyeceğiz."