GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
14 Ekim 2019 Pazartesi 22:12

Akıncı: Barışı savunmak ne zaman suç oldu?

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Suriye'nin kuzeyindeki harekatla ilgili sözlerine gösterilen tepkiye yanıt verdi. Akıncı, "Barışı savunmak ne zamandan beri suç oldu? Bu istemin suçlanıp karalanması kime ne kazandırır?" dedi.

Suriye’nin kuzeyindeki askeri harekatla ilgili eleştirisi üzerine Ankara’nın tepkisini çeken KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bir yazılı açıklamayla yanıt verdi. Akıncı, “Kıbrıs Türk halkının telkinlerle değil kendi iradesiyle karar verebilecek olgunluğa ulaştığı inancındayım” ifadesini kullandı.

Daha önce “1974’te biz adına Barış Harekatı desek de bu bir savaştı ve akan da kandı. Şimdi Barış Pınarı desek de akan su değil kandır. Bu nedenle bir an önce diyalog ve diplomasinin devreye girmesi en büyük dileğimdir” sözleriyle hedef olan Mustafa Akıncı, yazılı açıklamasında, “Sosyal medya üzerinden birkaç gün önce belirttiğim görüşler, inandığım samimi düşüncelerimdir. Ne var ki bu düşünceleri doğru anlamak yerine, haksız ve orantısız eleştiriler yapılmış, bunun da ötesinde sosyal medya aracılığı ile organize biçimde iğrenç küfür ve tehditlerle dolu saldırılar gerçekleştirilmiştir. Bu düzeysizlik halen devam etmektedir” dedi. Akıncı şöyle devam etti:

‘SAVAŞLARIN ARTIK  SON BULMASININ ZAMANIDIR’

“Türkiye’nin çok çektiği terör belasından kurtulması kuşkusuz hepimizin ortak arzusudur. Bunu çeşitli olaylarda her vesileyle vurguladık. Bununla birlikte, Suriye topraklarında 10. yılına girmek üzere olan savaşların da artık son bulmasının zamanıdır görüşündeyim. Burada ve bölgedeki tüm halkların barış ve huzur içinde yaşayabilecekleri bir düzeni diyalogla kurmaları kaçınılmazdır. Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde kendi sınırlarına sahip çıkabileceği, Türkiye’nin de kendi sınırlarını güvende hissedebileceği bir durum yaratılması elzemdir. Bu çerçevede daha önce de vurguladığım gibi Türkiye ve Suriye arasında ilişkilerin yeniden tesis edilmesinin gerekliliği ortadadır. Diplomasi ve diyalog tam da bunun için gereklidir. Aynı çerçevede, diğer bölge ülkeleri ile ve AB ile ilişkilerini geliştiren bir Türkiye çok daha güçlü olacaktır inancındayım. Bu anlamda ifade ettiğim diplomasi ve diyalog ihtiyacının terör örgütleri ile diyalog çağrısı olarak yansıtılıp bunun üzerinden siyaset yapılması çarpıtmadan öte bir şey değildir.”

‘SAHİPLERİNE İADE EDİYORUM’

“Yapılan bazı açıklamalarda şahsım için kullanılan haksız ve yaralayıcı ifadeleri esefle karşılıyor, sahiplerine iade ediyorum. Barışı savunmak ne zamandan beri suç oldu? Bu istemin suçlanıp karalanması kime ne kazandırır? Kıbrıs Türk Halkı Türkiye ile tarihten gelen dostluk ve kardeşlik bağlarına büyük önem veren bir halktır. Görev sürem boyunca bu önemin idraki içerisinde karşılıklı saygı temelinde ilişkilerin gelişmesine çaba harcadım. Ama her konuda her zaman aynı düşünüp aynı davranış biçimini sergilemek mümkün değildir. Farklı görüşlere saygı gösterilmesi ise sağlıklı ilişkinin bir gereğidir. Kıbrıs Türk Halkı ve devletinin bugünkü konuma ulaşmasında elbette Türkiye’nin yıllarca yaptığı katkının ve verdiği desteğin büyük payı vardır. Aynı zamanda Kıbrıslı Türkler bugünlere kendi büyük mücadeleleri ile de ulaşmışlardır. Kıbrıslı Türkler bu adada var olabilmek için direnmeselerdi, bugünlere hiç ulaşılamazdı. Kendi demokrasimiz içinde var olan makamlar ve en başta Cumhurbaşkanlığı da halkımızın özgür iradesiyle şekillenmektedir. Kıbrıs Türk Halkının telkinlerle değil kendi iradesiyle karar verebilecek olgunluğa ulaştığı inancındayım.”